Önüme gelen saçlarımı sinirle arkaya attım .Bu da neydi böyle ? Hangi devirde yaşıyorduk biz ?Adamın kasıklarına tekmeyi indirdim.
-Kralmış .Dalga geçiyorsun . Kral beni neden istesin ?
-Adam gülmeye başladı .İyice gerilmiştim. Yerde yatan bu adamın haklı olma şansı var mıydı ?
-Dedikleri kadar varmışsın ,dedi inleyerek .Adamın yanına eğildim. Önüne kadar uzun olan saçlarını tutup kafasını arkaya yatırıp kaşlarımı çattım.
-Ne demek istiyorsun.
-Bir dakika .Söyleyeceğim izin ver .Bırak beni .
Adamın kafasını sertçe iterek bıraktım .Adam duvardan destek alarak doğruldu .Sendelemesine aldırış etmedim.
-Şimdi söyleyecek misin yoksa bir tekme daha mı istersin ?,kaşlarımı kaldırıp adama baktım .Hafifçe dudaklarım kıvrıldı. Ne zamandan beri bu kadar İyi dövüşür olmuştum ?Tamam belki de bununla gurur duymamam gerekirdi .
-Sakin ol. Tamam dinle. Beni kral...
Adam sözünü tamamlayamadan bir tekme daha attım .Kıvranmaya devam ediyor ama yalan söylemekten de vazgeçmiyordu . Kral beni istemiş olamazdı .O bizim gibi sıradanlarla ilgilenmezdi. Belki de beni öldürtmek istiyordur dedim içimden. İçimi bir panik kapladı.
-Konuşacak mısın ? ,Adam lanetler okuyarak doğruldu .Ama ayağa kalkmak yerine sırtını duvara yaslayıp oturdu. Siyah saçları önüne geliyordu. Başını savurup saçlarını arka tarafa aldı ve kafasını kaldırıp gözlerime baktı. Gözlerinde öfkenin yanı sıra bir hayranlık vardı .
-Konuştuklarımın yalan olduğunu düşünürsen seninle anlaşamayız ,dedi .Haklıydı .
-O zaman sen de doğruları söyle ,diye çıkıştım adama. Adam kıkırdadı.Konuşmak için dudaklarını araladı .
-Canıma susamadım ben .Konuşmamı istiyorsan bana dokunmayacağına dair söz vermelisin.
Evet ona yumru atmalıydım .Bunu hak etmişti .Söylemek istediği şey her neyse duymak istemiyordum. Elimi kaldırdığımda ellerini yüzüne siper etti.
-Bekle! Beni burada öldürsen bile hiçbir işe yaramaz biliyorsun değil mi ? Bana söyleyeceklerimi merak etmediğini söyleme.
Bir süre kararsızca bekledim. Haklıydı .Lanet olsun ki söyleyeceği şeyi deli gibi merak ediyordum .Zorlanarak da olsa yumruğumu indirdim.
-2 dakikan var .
-Hey bekle ! Bu kadar kısa süre de anlatamam.
-1 Dakika 42 saniye .
-Ah.Çok inatçısın,sırıttım.
-Tama şimdi söyleyeceklerimi iyi dinle .Veliaht prensin bir yardımcıya ihtiyacı var .Kendini koruyacak ve ...Gerektiği zaman casusluk yapacak birine. Herkesçe bilinmeyen birine ihtiyacı var.
Adam soluklanmak için kafasını duvara yasladı ve bir süre bekledi .Ardında ayağa kalktığında bir adım geriledim.
-Merak etme buraya sana zarar vermeye gelmedim.
-İstesen de zarar verebileceğini düşünmüyorum zaten,dedim gülümseyerek .Ama tedbiri elden bırakmak aptallık olurdu .Ne de olsa henüz 18 yaşındaydım .O ise erkekti ve iri bir cüssesi vardı.
-Pekala. Buralardaki birkaç kişiye sorduk .Hırsızlık ,dövüşme ve diğer sanatlar .Her alanda başarılı biri gerekiyor.
Ve prens bunun için beni mi istemişti .Evet yaşayan zenginlerin evinden en değerli parçaları çalabildiğim ve her seferinde çocuk gibi eğlenerek evlerden çıktığım zamanlar olmuştu .Şimdi düşününce kazandığım şeylerin hiçbirini kendim yememiştim.
-Ve ?
-Ve bu görev için en uygun kişi sensin.
-Hadi ama .Bunu yapabilen milyonlarca erkek varken beni mi seçti ,diye çıkıştım.
Gerçekten de öyleydi .İşimde en iyi olduğumu söyleyemezdim .Çok sıska bir Vücudum vardı .Bundan rahatsızlık duymuyordum. Hatta bazen yardımcı bile olduğu söylenebilirdi .
-Prensin bir kıza ihtiyacı var ,dediğinde şaşkınlıktan ağzım açık kaldı .Prensin ,işlerini yapacak birine mi ,kendisini eğlendirecek birine mi ihtiyacı vardı ?
-Unut bunu ,dedim ve arkamı dönerek karanlık sokağın içine doğru yürümeye başladım .
Adam arkamdan yetişip kolumu tuttuğunda onu savurdum.
-Benimle gelmek zorundasınız.
Küçük bir kahkaha kopardım.
-Hiçbir şey yapmak zorunda değilim.
-Hayır zorundasın. Kunst Müzesinden bir mücevher çaldığını biliyorlar.Bunu öğrenirlerse ne olur biliyor musun ?
Adamda hafif Fransızca aksanı vardı .Ama şu an bundan etkilenecek kadar dikkatli bile değildim. Biliyorlardı .Öğrenmişlerdi .Kunst Müzesi bu şehirdeki en büyük müzeydi ve ben başımdan büyük işlere kalkışmıştım .Beni görmediklerini zannediyordum.
-Bunu...Nasıl bilebilirler ?
-Sence önemli mi ? Ayrıca burada prensten bahsediyoruz. Anlatabildim mi ?
Adamın suratına bir kez daha öfkeyle baktım.
-Peki ya kabul etmezsem.
-O zaman yarın korkarım ki hapishanede uyanacaksın .Her şeyin elinden alınacak .Bunu istemezsin değil mi ?
Serin rüzgar artık tenimi acıtacak derecede sert esiyordu .Bunu gerçekten yapacak mıydım ?
-Sanırım kabul etmekten başka şansın kalmadı.
-Şu an seni öldürüp buradan toz olabilirim.
-Yapma ,dedi gülerek ,katil olmadığını biliyorum .Ayrıca gerçekten prensten kaçabileceğini mi düşünüyorsun ?
-Her şeyin bir başlangıcı vardır.
Adamın sırıtan yüzü daha ciddi bir hal aldığında zaferimi içimde kutladım .Benden korkuyordu .Benden korkmalıydı.
Adama doğru döndüm.
-Yani kabul edersem ....Şimdi beni saraya mı götüreceksin ?
-Evet ,öyle olacak .
Başka şansım varmış gibi bunu sormam çok saçmaydı .Hiçbir zaman şanslı olmamıştım. Ve anlaşılıyordu ki hiçbir zaman da olmayacaktım .
-Peki bana yalan söylemediğini nereden anlayacağım ?
Ama şüpheyle baktığımda dudakları kıvrıldı .
-Böyle bir konuda yalan söyleyebilir miyim sanıyorsun ?
Canına susamamışsa haklıydı. Hem yalan söylüyor olsa bile yolda ondan kaçmam kolay olurdu.Peki ya doğruysa ne olacaktı ?Ya prens gerçekten beni istemişse ?
Bunları düşünecek zamanım çoktu .Şimdi yapmam gereken bir şey vardı.
-Sanırım Veliaht Prensle tanışmanın zamanı geldi .
Merhaba :)
İkinci hikayemle sizlerleyim.Yazdığım bölüm başlangıç değildi.Bunu belirtmek istedim.Sadece hikayenin isimden bir bölümdü.Umarım beğenmişsinizdir.Beğenipbeğenmediğinizi belirtin lütfen.Yorumlarınızı bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FISILTI
FantasyAdamın yüzüne tekrar baktım.İnleyerek kafasini duvara yasladığında söylediklerine anlam vermeye çalışıyordum.Ben Katherine Swart.Artık Veliaht Prens için mi çalışacaktım?Kulağa mantıksız ve bir o kadar da saçma geliyordu.Seçim şansım ise yoktu.En az...