Bölüm 4

11 2 0
                                    

   Ben daha ne olduğuna anlam veremezken Demet Hanım ufak bir çığlık atarak o çocuğun yanına hızlı adımlarla gitti ve ellerini yüzüne yerleştirdi.

   ''Burak, oğlum ne oldu sana böyle?'' Bu sorusuna cevap vermeden bana bakmaya devam etti. Hala neler olduğunu anlamaya çalışırken yanındaki biri yerine cevap verdi.

   ''Yenge, arkandaki dişi panter yaptı.'' beni işaret ederek konuştu. Bu sözlerden sonra herkesin bakışı bana döndü. Ben herkese tek tek bakarken bu kadar kişiyle nasıl baş edeceğimi düşündüm. 

   Adının Burak olduğunu öğrendiğim kişi burnunda sargı beziyle duruyordu. Nasıl bir güç uyguladığımı bilmeden vurmuştum ve kötü gözüküyordu.

   ''Önemli bir şey yok Demet Abla.'' diyerek yavaşça ellerini yüzünden çekti ve aynı yavaşlıkta yanıma gelmeye başladı. Hiç kimseden ses çıkmıyordu. Derin bir nefes aldıktan sonra dik durmaya çalıştım. Ne yapacağına karşı hazırlıklı olmalıydım. 

   İki-üç adım kala karşımda durdu ve elini uzattı. Ben anlamaz bir şekilde bir eline bir de yüzüne baktım.

   ''Benim adım Burak. Tanışamadık.'' dedi. Burnunda bandaj olduğu için sesi boğuk geliyordu. Sanki bir şeyi görebilmek için gözlerini benden ayırmıyordu. 

   Tekrar eline baktım. Elini es geçerek yüzüne baktım. 

   ''Ben de Deniz.'' dedim sadece. Elini tutmayacağımı anladığında indirmişti zaten. 

      Bu sessizliğe daha fazla dayanamayarak etraftaki kişilere baktım. Ortamdaki sessizliğe dayanamayarak koltuğun üstünden çantamı aldım. Demet Hanıma bakarak 

   ''Beni ağırladığınız için teşekkür ederim.'' dedim ve Burak'ın yanından geçmeye hazırlandım.

   Yanından geçerken bana elini uzatacakken atik bir hareketle elini alıp çevirdim ve arkasına geçip bir omuzundan tutarak hareketsiz bıraktım. 

   ''Kişisel alan sınırlarımın ihlal edilmesinden nefret ederim.'' dedikten sonra serbest bıraktım ve kimseye bakmayarak çıkışa yürümeye başladım. Daha iki adım atmışken heybetli adam önüme geçti. Gözlerime öyle bir bakıyordu ki geriye bir adım atmak zorunda kaldım.

   ''Bize yemeğe kal. Eminim eşim de burada kalmanı ister.'' dedikten sonra eşine baktı. Adam resmen itiraz kabul etmiyordu. Demet Hanım kafasını sallayarak eşini onayladı. Zaten şu an ki durumda buradan çıkacak gibi duramıyordum. Güçlü durmaya çalışarak tekliflerini kabul ettim.

   ''Herkes otursun o zaman.'' dedi. Korkmuyor değilim yani. 

   Burak'tan en uzak koltuğu ilerleyip oturdum. Ardından kapıdan bir kız girerek 

   ''Merhaba sevgili ailem.'' diyerek sevinçle bağırdı. Beni görünce şaşkınlıkla

   ''Aaa... Sen şu sabah çarptığım kızsın.'' dedi ve hemen önümde durdu. Ben daha başıma neler geleceğini hesap ederken hemen elimi tutup ayağa kaldırdı ve elimi ellerinin arasına alıp 

    ''Merhaba. Ben Samira. Bu sabah çarptığım için özür dilerim. Senin adın ne?'' kendini tanıştırdı.

   ''Önemli değil. Ben de Deniz.'' diyerek gülümsemeye çalıştım. Ne kadar olduysa. Hemen ellerini çekip etrafa göz gezdirdi ve Burak'ta durdu. 

   ''Oha kim vurdu sana? Çok sert vurmuş.'' dedikten sonra Demet Hanımın eşi Samira'ya uyarıcı bakışlar atarak susmasını sağladı. O da hemen başka yere geçip oturduğunda herkesin üzerinde gözlerimi gezdirirken gözüm O'nda takılı kaldı. Bu bana çarpmak üzere olan mavi gözlü çocuktu. 

Lacivert GözlüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin