Lacivert Gözlü

Bölüm 5

   Sabah uyandığımda her tarafım ağrıyordu. Kalktığım gibi banyoya gidip günlük işlerimi hallettim. Bugün üç dersim vardı.

   Hemen dolabımın karşısına geçip kot gömleğim ve koyu gri düz kesim pantolonumu giydim. Saçlarımı dün örük yaptığım için açtığımda kıvır kıvır olmuştu. Önde biraz saç bırakarak saçımı topuz yaptım ve mavi-gri renkteki kalemle saçımı tutturdum. Saks mavisi vansımı giydim ve siyah deri ceketimi dolaptan çıkardım. Siyah kol çantamda zaten kağıtlar olduğu için daha fazla koymadım.

   Etrafa baktığım zaman dün çıkardığım kıyafetlerin hepsi ortalıktaydı. Derse yetişeceğim için okuldan geldikten sonra toplamaya karar verdim.

   Odadan çıkarken ceketimi ve çantamı aldım. Hızlıca kapıyı kilitledim ve yurttan çıktım. Yolda giderken bir bakkalın önünden geçerken bir saniyelik bakış attım ve yürümeye devam ettim. Sonra birden durdum ve geriye doğru bir kaç adım atıp bakkala gidip bir paket sigara aldım ve çantama attım.

   Okula geldiğim zaman dersin başlamasına beş dakika vardı. Hemen hızlıca amfiye gittim ve yerime oturup hocanın gelmesini beklemeye başladım.
**********
   Hoca aralıksız iki saattir ders anlatıyor. Sabah bir şey yememiştim ve acıktım.

   Hoca en sonunda ara verdi. Kafeteryaya geldiğim gibi hemen bir masa bulup oturdum. Buradan neredeyse herkesi görebiliyordum ama beni fark edemeyecekleri bir yerdeydim.

   Hemen çantamdan para çıkarıp kendime şekersiz bir kahve ve kaşarlı bir tost alıp masama geri döndüm. Elimdekileri masaya bıraktım ve yemeye başladım.

   Yemeye devam ederken karşımdaki sandalyeyi çekerek oturdu biri. Kafamı kaldırıp gelen kişiye baktığımda Samira ile karşılaştım.

   "Selam." dediğinde

   "Selam." diyerek karşılık verdim.

   ''Nasılsın?''

   ''İyiyim.'' dedi. Sanki bir şey söylemek istiyor da söyleyemiyor gibiydi.

   ''Söyle hadi.'' dedim ve söylemesini bekledim.

   ''Nasıl anladın?'' dedi gözlerini kaçırarak.

   ''Deminden beri kıvranıyorsun. Hadi.''

   ''Peki, söylüyorum.'' dedi ve derin bir nefes aldı.

   ''Burak seninle konuşmak istiyor.'' dedi ve nefesini tutarak cevabımı beklemeye başladı. Umarım tahmin ettiğim Burak değildir.

   ''Hani şu bana durduk yere sarılan mı?''

   ''Şey... Evet.'' Yüzümde sert bir ifade oluşmaya başladı. Bu bakışlarımla Samira ise yerinde kıpırdanmaya başladı.

   ''Bak Samira. Benim sınırlarım var. Sınırlardan biri de erkekler... Mümkün olduğunca uzak dururum bu yüzden onunla konuşmayacağım.'' Daha fazla burada kalmak istemediğim için hemen yerimden kalkarak çantamı koluma taktım ve kahvemle tostumu elime alarak masadan kalktım.

   ''Eğer başka söyleyeceğin bir şey yoksa derse gideceğim.'' Başını hayır anlamında salladıktan sonra dersimin yapılacağı yere doğru yol aldım.

***********

BORA

   Şirketteki masamda oturmuş haftaya yapacağımız ihalenin ayrıntılarını inceliyordum. Odamın kapısı birde açılınca gelene bakmak için kafamı kaldırmadım. Çünkü bu patavatsızlığı ancak Berçem yapabilir.

   ''Yine ne oldu Berçem?'' diyerek bıkkın bir şekilde kafamı önümdeki dosyadan kaldırdım.

   ''Hiç çekilmiyorsun kuzen. Bir gün de güler yüzle karşılasan ölür müsün?''