{ 2 } | Pain Is: A Blood Drop

1.1K 76 40
                                    

Medya: Bahsedilen Cilice kemeri.

×

forcing our darkest souls to unfold 
and pushing us into self destruction

×

    Akhlys kulübesinde, Kristen ona potansiyel bir cinayet aleti olan kocaman makası uzattığında şöyle dedi:

  "Sütyenimin etiketini keser misin?"

    Ve Nico Kristen'a şöyle baktı: Sen şaka mısın?

    Kızın elindeki kocaman makası alırken belli etmeden rahatlamış bir şekilde nefesini verdi. Makastı bu, acı veren bir alete dönüşebilirdi. Bir Akhyls melezinin elindeyken acı vermekten başka bir anlam ifade etmemişti onun için.

    Melez Kampı'na geldiğinden beri uzun süredir devam eden monoton ama endişesiz düzeninin bozulduğunu hissediyordu son saatlerde. Aynı zamanda görevinin ana malzemesi olan Akhyls melezi Kristen'ın da bunda payı büyüktü tabii. Nereden bulaşmıştı bu işe? Karşısındaki gibi bir kızı daha önce hiç görmemişti. Aklında çeşitli bir karmaşaya neden olduğu Nico'nun fark edebildiği bir etkiydi.

    İnsanların kişilikleri bazı seçimlere göre şekillenirdi. Bir sürü seçenek arasından yapılan seçimler ile bir kişilik oluşurdu. Hayatın size sunduğu seçenekleri azaltan etkilerden birini yok sayması ise onu farklı yapan şeydi. O diğerlerinden seçim konusunda öndeydi. Nico duyguların seçeneklerini sınırlandırmasına izin vermemişti. Aynı şeyi Kristen'da görmesi ise onu şaşırtmıştı. Fakat bu kızı Nico'nun beyninin garip bulma sebebi o değildi. Kristen seçenekleri sınırlayan etkenlerden gerçekten önemli bir tanesini daha yok sayıyordu.

    Ahlak, görgü kuralları, iletişimi tekdüze kılan etkenler... Başta garip gelmişti ama Nico kızın bu terimleri gözardı ettiğini görünce etkilenmeden edememişti. Bu onun Nico'dan daha farklı veya neye göre olduğu tartışılır bir şekilde daha iyi olduğu anlamına gelmiyordu. Bu onun daha fazla imkana sahip olması demekti ve bu imkanlar işinizde fazla mesaiye kalarak elde edebileceğiniz şeyler değillerdi.

   Bunlar için zaman harcamanız değil, acı çekmeniz gerekirdi. Ve Tanrılar... Bir Akhyls melezinde acıdan bol bir şey yoktu. Kristen'ın farklı olmasının sebebi de buydu işte.

    Kızın çıkardığı tişörtü dolaba fırlatmasını izledi ve o yanına gelirken makası sağ eline aldı.

    Kristen arkasını döndü ve yatakta oturan Nico'nun yanına yanaştı. Onun yeni yeni kurumaya başlamış saçlarını öne atarken elinin çıplak sırtına değmemesi için uğraşmak Nico için zordu, zira dokunmak istiyordu.

    Siyah sütyenin kopçasını ters çevirdi ve saten etiketi kesti. Kristen hiçbir tepki vermedi, askıları düzeltti ve teşekkür ederek dolaptan aldığı bir kazağı geçirdi üzerine. Gri örgü kazak ona büyük geliyordu ve erkek bedenine benziyordu.

    Buraya kadar Nico görevini sorgulamıyordu.

    Kızın dolabın derinliklerinden çıkardığı bordo çantayı görmesi ile ise kaşlarını çattı. "Şimdi mi gideceğimizi düşünüyorsun?"

    "Evet."

    "Bana bir açıklama yapacaksın."

    "Hayır."

    Nico histerik bir kahkaha attı. Kızın niyeti çok saçmaydı. Her şeyi unutsa ne yazacaktı? Hayatına yeniden acı çekerek başlayacaktı sonuçta, bundan kaçış yoktu. Onun bir Akhyls melezi olduğu gerçeği asla değişmeyecek, belki de bütün bu acılar daha güçlü bir şekide tazelenecekti. Onunla konuşmak istemesinin ilk nedeniydi bu, onu bu işten vazgeçirmeye çalışmak. Ama daha çok merak ettiği bir konu olan hatıra defterindeki müthiş olumlu yorumları da sormak istiyordu.
   
    "Bu konuda bana bağlısın."

Dead Inside { Nico di Angelo }Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin