Hiç dokunmadığı,elini tutmadığı,teninin sıcaklığını,gözlerindeki seni,güldüğünde nasıl göründüğünü,kokusunun nasıl olduğunu bilmeden sevebilirmi bir kadın bir adamı? Bin kere de söyleseler bir kere de olsa düşünmezdim olabilme ihtimalini.Ama oluyormuş işte.Söz konusu sevmekse kalp konuşuyor.Ne bedenlerin,ne mantığın ne de kilometrelerin sesi çıkabiliyor kalbin karşısında.Kalp öyle güzel yapıyor ki şu sevmek işini ne bedenlere bir anlam bırakabiliyor ne mantığı mantıklı kılıyor ne de kilometreleri engel edebiliyor sevmeye.Öyle güzel seviyor ki kalp,o beden senin gözünde en güzeli,o mantık o kişi için en mantıklısı ve o kilometreleri o kişi için en yakını haline getirebiliyor.Öyle çok odaklanıyor ki işine kalp,onca kilometrelere rağmen yanındaymış gibi hissettirebiliyor sana.Kilometrelerce uzağındaki bir adam için öyle hızlı atıyor ki o kalp yanıbaşındaki onca insanı görmemene ama kilometrelerce uzağındaki adamı başucunda hissetmene sebep olabiliyor.Ama adam sevmiyorsa seni,sen kilometrelerce sevsen de o adamı o hissedemiyor.Sen onu kilometrelerce severken o kilometreleri bahane ediyor.Oysaki adam bilmiyor kilometrelerin sadece dokunmaya engel olduğunu.Sevemiyor seni o canından çok sevdiğim adam.Hissedemiyor kalbinde kalbini.Senin kalbine karşılık atmıyor onun kalbi.İşte bu yüzden şehirden şehire değil de kalpten kalbe kilometreler var.Ancak o zaman kilometrelerin anlamı var.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALPTEN KALBE KİLOMETRELER VAR
ChickLitKilometrelerce sevip kilometrelere sığdıramadığımsın.