Loki (Tek bölümlük hikaye)

Loki

Sif gözlerini yavaşça açtı. Dün tüm gece kardeşi Heimdall'la sohbet etmişti. Ağabeyi en çok sevdiği kişiydi hayatında. Heimdall Asgard'ın koruyucusuydu, onurlu bir savaşçıydı. Odin onun bu özelliğini görüp onu bir tanrı ilan etmişti. Sif, Odin'in kendisini bir tanrıça ilan edeceği günü iple çekiyordu. Fakat sanırım bunun için önce Odin'in gözüne girmesi gerekiyordu. Sif Odin'in gözde oğlu Thor'la birlikte büyümüştü. Onun en yakın arkadaşıydı. Daha fazlasını olmak istiyordu onunla ama Thor onu hiçbir zaman görmemişti. Sif'in de hiçbir zaman ona olan hislerini söyleyecek cesareti olmamıştı. Sif yataktan kalkıp üstüne tüm Asgard'lı kadınların giydiği zırhlı elbiseyi giydi. Model olarak tüm kadınlar- tanrıçalar hariç- aynı kıyafeti giyse de hepsinin elbisesinin rengi farklıydı. Sif ise en sevdiği renk olan moru giyiyordu. Son bir kez odasındaki aynaya bakıp dışarı çıktı genç kız. Yürürken birçok savaşçı ona selam veriyordu. Sif daha önce birçok kez başka diyarlardaki savaşlara katılmıştı bu nedenle çoğu kişi ona saygı duyardı. Sif güzel bir kızdı. Genç olmasına rağmen şimdiden bir sürü evlenme teklifi almıştı ama çoğunu reddetmişti. Sonuçta aklında sadece bir kişi vardı.

Koridordan geçtikten sonra en yakın arkadaşları Volstagg, Fandral ve Hogun'un yanına gitti. En yakın arkadaşlarının her zamanki gibi keyifleri yerindeydi. Onların kahkahaları tüm yemek salonunda yankılanıyordu.

''Bence tatlı bir Midgard'lıydı. Onu buraya getirip eşim yapmalıyım.'' Diye konuştu Fandral.

Sif kaşlarını kaldırarak merakla sordu, ''Kimden bahsediyoruz?''

Volstagg neşeyle,

''Şu Midgard'da gördüğümüz kızdan bahsediyor. Neydi adı? Hah Darcy. Bizimki fena abayı yakmış.'' Dedi ve kahkaha attı.

''Bir Midgard'lıyla evlenemezsin Fandral. O bir ölümlü.'' Diye söylendi Hogun.

''Ama Thor o Jane denilen Midgard'lıyla birlikte olabiliyor.'' Diye itiraz etti Fandral.

Sif kaşlarını çattı. Odin, Thor'a ceza verip onu Midgard'a sürdüğünde Thor orda Jane diye bir kadınla tanışmıştı ve ona aşık olmuştu. Geri döndüğünde bile hep aklında Jane vardı. Sif kadına karşı nefret dolu olması gerekirken onun cesaretine saygı duyuyordu. Sif, Thor'un ellerinden kayıp gitmesini gördüğü halde sessizce tüm olanları izliyordu.

Thor yanında Jane ile birlikte yemek salonuna girdiğinde Sif gözlerini onlardan kaçırdı. Evet, bir ölümlü olan Jane şuanda Asgard'daydı. Bunun nedeni Jane'in başının büyük bir dertte olmasıydı. Karanlık elflerin başı olan Malekith Jane'i ele geçirmeye çalışıyordu ve Thor Jane'i korumak için onu buraya getirmişti. Sif hiç ona yardım etmek istemese de zorundaydı. Jane'i korumak zorundaydı. Belki aşkına kavuşamayacaktı ama bu savaşın sonunda Odin'in gözüne girip bir tanrıça olabilirdi.

Sif tüm bunları düşünürken Thor ve Jane çoktan yanlarına oturmuş ve diğerleriyle konuşuyorlardı.

''Jane'i Asgard'dan çıkarmak zorundayım. Eğer burada kalırsa hem o hem de Asgard tehlikeye düşer. Jane'i burdan çıkardığımda Malekith ile yüzleşip onu yok edeceğim.''dedi Thor kendine güvenen bir tavırla. Ama Sif onun ne kadar endişeli olduğunu biliyordu. ''yardımınıza ihtiyacım var bunu tek başıma yapamam.'' Diye devam etti Thor.

Herkes onaylarcasına ses çıkarmıştı ama Sif hala bir cevap verememişti. Tüm gözler ona döndü.

''Sif?'' diye sordu Thor. Gözleri ısrarcıydı.

''Peki. Planın ne?''

Thor minnetle baktı. Tam konuşacakken Volstagg, ''Yalnız Svartalfheim'a tüm geçişler kapalı. Nasıl gideceğiz? Gizli geçiş yolunu bilmiyoruz.''
''Aslında bilen biri var.'' Dedi Thor.