Jesy'den.
"Jade ben iyiyim. Tamam mı bak sadece burnum kanadı! "
Kafa sallayıp inadıma lambayı açtığında, gözlerini fal taşı gibi açıp yanıma geldi ve yastığa boş-boş baktı.
"Bu çok fazla Jesy.. Biryerin agrıyormu? " Eli başımda geziniyordu. "Hayır-
"Ateşin var Jessica! Bu, bu normal değil! "
Sinirden ayağa kalkmış hayran olduğum saçlarını cekiyordu. Bende ayağa kalkıp önüne geçtim.Ellerini, saçlarından çekerken fısıldadım. "Bana bak Jade. Sana asla yalan söylemem iyiyim ben. Sabah yeni bir güneş olacak. Sabah mükemmel olacağım söz. Tamam mı? " olumlu anlamda kafa sallayıp, kafasını eğdi ve odadan minik adımlarla yanımdaki odasına gitti. Kapıyı örttüğüne dair ses gelince odamdan sessiz ama hızlı adımlarla dış kapıya yönelip, bahçeye çıkmak için kulpu açtım ve dışarı çıkınca yavaşça örttüm. Birkaç adım atıp, çimlere uzandım. Gökyüzünde yıldızlar gözüküyordu. Buda demek oluyordu ki sabah hava güneşli olabilirdi. Yani havuza gidebilirdik. Yani Jade izin verirse.
Sağ kolumu kaldırıp saate baktığımda 04:22'di. Güneş biraz sonra doğudan yükselecekti. Nedensiz yere gülümseyip kolumu tekrar çimlere bıraktım. Sol elimle geldiğimden beri yolup avucunda biriken otları havaya kaldırıp, serbest bıraktım. Birkaçı yüzüme düştüğünde yüzüm gıdıklandığı için gözlerimi sımsıkı kapadım Kafamı sağa sola sallayıp gözlerimi açtığında beynime aniden giren ağrıyla elimi başına götürdüm. Başıma hançer gibi giren ağrı kulağımı zonklatırken bağırdım. "Jade! Jade. Gel! "
Beynim karıncalanmaya başlarken ayaklarımı sertçe vurmaya başladım. "Bahçedeyim!" Gözlerim yanmaya başlarken Jade yanımda belirmişti. Ellerimden tutup yukarı çektiğinde., sanki birisi beni yanına, yukarı çağırır gibi yukarı kalktığını hissediyordum. "Jade... "
♡☆♡☆
Beynimin ağrısı dinmiş,sadece ayaklarım uyuşuktu. Ayaklarımı biraz hareket ettirip karıncalanmasını geçirmeye çalıştım. Kapı o sırada açılınca doğrulmaya çalıştım. Ne karniımda bandaj!? Siktir.
"Uyanmanıza sevindim bayan Nelson. Şimdi, kanama durdu. Dikişlerinize dikkat edeceğinize-"
"Ne oldu?! Arkadaşım nerede?! Ne dikişi ne kanaması!""Geldiğinizde iç kazanmanız vardı. Yaklaşık 3 saatte durdurduk. Ve sanırım şuan çıkabilirsiniz. Ben evrakları hazirlayayım. Geçmiş olsun. "
Doktor, çok da mini olmayan eteğini çekiştirip çıktığında, Jade içeri girmişti.Yatağın boş bulduğu köşesine oturdu. "İyi misin Jessica? " Kafa salladığımda dudaklarını gerip kocaman gülümsemesini bana vermişti.
"Birşey ister misin? " kafamı bu sefer yanlara sakladım. Oda kafasını peki anlamında birkez yukarı-aşağı salladı ve ayağa kalktı. "Öyleyse ben evrakları imzalayayımda çıkalım. "
Kapıdan çıktığında kafamı yastıklardan kaldırıp odadaki minicik cama baktım. Hava cidden de gunesliydi ve güzeldi. Ben uzaktaki cama bakarken Kapıdan daha içeri girmeden bağıran Jade'in sesini duydum. "Jesy! "Kafamı kapı yönüne çevirdiğimde kapıdan girdi ve bana baktı. Bu bakış.. Biliyordum bunu.
"Jesy, gidemiyoruz. Eve gidemiyoruz! "