-1-

78 6 2
                                    

Hızlı ve seri adımlarla ilerliyordum.Yaz sonlarındaydık fakat hava hala sıcaktı, hafif bir rüzgar yüzüme çarpıyor ve omuzlarıma kadar gelmekte olan saçlarımın havalanmasını sağlıyordu. Adımlarımı biraz daha hızlandırarak yürümeye devam ettim. Ben Dolunay Keskin, varlıklı bir ailenin kızıyım fakat bundan çok mutlu olduğum söylenemez. Bu yıl lise son'a geçiyorum ve açıkçası sonunda okulu bitirebildiğim için çok mutluyum. Biz aslında İzmirliyiz fakat ailemin işi gereği istanbul'a taşındık ve ben bundan memnun değilim, O nedenle okulumu bitirince İzmir'e geri döneceğim. Neden İzmir de okumadığımı sorarsanız ailem İstanbul'un eğitimim için daha uygun olacağını düşündü. Ailemle aramın iyi olduğu söylenemez, her şeyi parayla halledebileceklerini düşünürler , evlat sevgisini bile...

Adımlarımı biraz daha hızlandırdım ve kısa bir süre sonra varmıştım bile, Masmavi deniz tüm kusursuzluğuyla karşımdaydı. Bu bana huzur veriyordu. O devasa mavilik, deniz kokusu ve o serin rüzgarlar. Denizin kıyısına oturdum ve o huzur verici görüntüyü izlemeye başladım. Evimiz denize yakındı o nedenle bu konuda rahattım, istediğim zaman kolaylıkla denize gelebiliyordum.

Bir süre denizi seyrettim ,sonra havanın çok güzel olduğu kanısına vardım ve denize girmeye karar verdim. Deniz'e giderken genelde altımda hep mayom olurdu. Bu sayede istediğimde yüzebilirdim. Tişörtümü,şortumu,ayakkabılarımı ve çantamı çıkarttıktan sonra hemen denize atladım. O serin suyu vücudum her yerinde hissedebiliyordum bu bana mutluluk veriyordu. Su soğuk ve güzeldi.Yüzmeye başlamıştım ki bir ses dikkatimi dağıttı.

"Hey, oradaki sana diyorum."

bağıran kişiye baktığımda bana doğru seslendiğini farkettim.

Bende "Bana mı diyosun?" diye bağırdım.

Gözlerini devirip "Denizde senden başka biri mi var?" diye bağırınca etrafıma bakındım kimse yoktu. Sonradan benimle dalga geçtiğini anlayınca "Ne var?" Diye bağırdım.

O da "Denizden hemen çık." diye bağırdı.

O bana emir mi veriyordu. O kim ki bana emir veriyor ya."Sen kimsin ki bana emir veriyorsun,hiçbir yere çıkmıyorum!"diye bağırdım.

"Görevliyim ve bu bölgede denize girmek yasak, o nedenle hemen sudan çık, herkes'in girdiği yerden girersin."diye bağırınca kaşlarımı kaldırıp "Sen bütün kurallara uyar mısın?" diye alayla konuştum.

Kaşlarını çatıp "Çık şu sudan!" diye öfkeyle bağırdı.

"Çıkmıyorum ya,ne yapacaksın?"diye bağırdım bende ona karşılık olarak.Onu sinirlendirmeye başladığımın farkındaydım fakat hiç umrumda değildi. Bu sırada o hiç beklemediğim bir şey yaptı ve denize atlayıp bana doğru yüzmeye başladı.Birden vücudumu bir telaş sardı, bende hemen yüzmeye başladım, elimden geldiği kadar hızlı ilerliyordum fakat ne yazık ki o daha hızlıydı. Ayak bileğimi saran eliyle daha da hızlanmaya çalıştım fakat başaramıyordum...

"Ya bıraksana beni be!" diye bağırdım.

İlerleyemiyordum ve ayaklarım suya batmaya başlamıştı bile.

Ayaklarımı bırakıp belime sarıldı,itmeye çalışıyordum fakat olmuyordu.En sonunda başaramayacağımı anlayıp debelenmeyi bıraktım. Ben durunca o kıyıya doğru yüzmeye başladı. Ben ne yapacağımı bilemeden öylece izliyordum. Kıyıya geldiğimizde beni denizden çıkarıp kıyıya oturttu ve ardından kendisi sudan çıktı . Ben şaşkınca etrafıma bakınırken o "Bir daha denize buradan girmeyeceksin." dedi ve hızla uzaklaştı.

Bu kendini ne sanıyor ya, bir daha girmeyecekmişmişim,çok bekler.Bende hızla ayağa kalktım ve çıkardıklarımı tekrardan giyinip geldiğim yoldan hızlı adımlarla eve ilerledim. 

Sinirlerim bozuldu ya, insana denizde bile huzur yok.

Eve vardım ve zile bastım. Eda abla kapıyı açtı, eda abla bizim bir çalışanımızdı fakat onunla çok iyi anlaşırdım.

"Eda abla annemler evde mi?"diye sordum.

Eda abla ise "Hayır Dolunaycım evde değiller, biliyorsun çok meşguller."diye cevap verdi.Eda abla çok saygılı bir insandı.

Açıkçası annemlerin evde olmaması iyidi. Bir de onlar canımı sıkmayacaktı.

Hızlı adımlarla odama doğru ilerledim.Odama girdiğimde ise kapıyı kapatıp kilitledim. Babam doktor, Annem ise veterinerdi fakat işlerine fazla değer veriyorlardı,hatta benden bile fazla...

Her neyse ailemin şuan canımı sıkmasına izin vermeyecektim.Telefonumu aldım ve Hazal'ı aradım.Hazal benim en yakın arkadaşımdı,çocukluk arkadaşım,birlikte büyümüştük. Aynı zaman da ailelerimizin arası çok iyidi. Hazalın, Hazar adında bir abisi vardı, bende onu abim gibi görürüm bana hep göz kulak olurdu. 

Telefon birkaç çalıştan sonra açıldı.Hazalla konuşmak beni mutlu ediyordu.

"Alo, Dolunay?" sesi geldi telefondan.

"Hazal ,nasılsın?"diye sordum.

"İyiyim, sen?"diye cevap verdi o da.

"İyiyim,buluşalım mı diyecektim de.özledim seni."dedim.

"Senin haberin yok mu canım , yarın akşam size yemeğe davetliyiz zaten."deyince şok olmuştum.Yarın bize yemeğe mi geleceklerdi. Hayret annemlerin nasıl vakti olmuş.

"Hı, bilmiyordum canım yarın görüşürüz o zaman , kapatıyorum ben."dedim.

O da "görüşürüz." dedikten sonra telefonu kapattım. Gerçekten çok şaşırmıştım,Bakalım yarın neler olacak? Ardından yatağa girip bugünü düşünerek uykuya daldım.


Sen Benim...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin