"Hadi artık Dolunay!" diye bağırdı Hazal içeriden.
"Tamam ,beş dakika!" diye bağırdım bende.
Bugünü birlikte geçirmeye karar vermiştik.Başta alışverişe gitmeyi düşünsek de sonradan Hazal plaja gitmek istemişti, tabi bende kabul etmiştim.
Yarım saate yakın bir süredir beni bekleyen Hazal artık kapıyı yumruklamaya başlamıştı. Son kez aynada kendime baktım. Açık mavi mayomu giyinmiştim üzerine ise salaş,uzun lacivert bir etek ve beyaz kısa kollu bir tişört,Ev topuzu olan saçlarımı da çözüp odamın kapısını açtım.
Hazal sinirli bir ifadeyle bana bakıyordu. Bende gülümseyerek ona bakmaya başladım. Bir süre böyle bakıştıktan sonra "Sonunda! Ne yapıyorsun bu kadar saattir, ağaç oldum resmen!" diye beni azarlamaya başladı. Yaklaşık beş dakika boyunca Hazal'dan azar işittikten sonra evden çıkmayı başarmıştık.
Bugün evde kimse yoktu.O yüzden bu kadar rahattık.Annem herkese izin vermişti fakat bu iznin nedenini bilmiyordum ve açıkçası pek umrumda da değildi.
Evden çıktık ve plaja doğru yürümeye başladık.Burada ki plaja ilk gidişimdi.Umarım güzel bir plajdır.
Hazal da, ben de yol boyunca hiç konuşmamıştık.Düşüncelere dalmıştık.
Yol boyunca koruduğumuz sessizliği, plaja geldiğimizde Hazal bozmuştu "Burası da ne kadar kalabalıkmış ya." dedi.
Haklıydı da plaj çok doluydu. Ben plajı incelerken Hazal ,plaj çantasını bulduğu ilk şezlong'a bırakmıştı. Bende ağır adımlarla yanına doğru ilerlerken,aynı zamanda plajda ki insanları süzüyordum.
Gözlerim tekrar Hazal'ı bulduğunda kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Onun bu bakışı üzerine adımlarımı hızlandırıp hemen Hazalın yanına gittim.
"Çok hızlı geldin ya,biraz daha yavaş gelseydin." dedi.
Bende "Tamam ya, buraya ilk gelişim o yüzden etrafı inceliyordum." dedim.
Bir süre bana baktı sonradan bana hak vermiş olacak ki "Neyse hadi denize girelim artık." dedi.
Bende kafa sallamakla yetindim ve üstümüzdekileri çıkartmaya başladık. Sonunda mayolarımızla kaldığımızda Hazal bana sırıtarak bakmaya başladı.Bu bende kaçma isteği uyandırmıştı.Hazal'ın suratında ki sırıtışa baktığımda kafasındakilerin benim hoşuma gitmeyeceğini düşünüyordum , ki tahmin ettiğim gibi de oldu.
Hazal birden beni gıdıklamaya başladı ve ben birden bağırarak gülmeye başladım. O beni gıdıklamaya devam ederken ben denize doğru koşmaya başladım. O da benim peşimden koşuyordu.
Bacaklarım denize girince suyun çok soğuk olduğuna karar verdim. Tam ilerlemeye devam edecekken Hazal'ın bana bağırmasıyla birden arkama döndüm.
"Ne kadar kaçarsan kaç seni yakalayacağım Neşe!" diye bağırmıştı.
Kaşlarımı çatıp sinirli bir ifadeyle ona bakmaya başladım.Neşe benim ikinci ismimdi. Annem Neşe ismini çok severmiş bu nedenle ikinci ismimi Neşe koymuş fakat daha ben küçükken kimliğimden Neşe ismini çıkartmışlar.İkinci ismimi sadece değer verdiğim kişiler bilir ve Hazal da bu kişilerden birisi.
Hazal'a bana kalabalık bir ortamda yüksek sesle ikinci ismimle seslendiği için çok kızgındım.Hemen etrafıma bakınmaya başladım.Görünüşe göre kimse duymamıştı.Herkes birbiriyle muhabbet içerisindeydi.
Hızlı adımlarla Hazal'a doğru ilerlemeye başladım. Ona kızdığımı ve neden kızdığımı anlamış olacak ki yüzünü mahçup bir ifadeyle yere doğru eğdi. Neşe ismini çok severdim ve sadece sevdiğim kişiler bilsin isterdim. Hazal'ın yanına vardığımda sinirle ona bakmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benim...
Teen FictionO serin suyu vücudum her yerinde hissedebiliyordum bu bana mutluluk veriyordu. Su soğuk ve güzeldi.Yüzmeye başlamıştım ki bir ses dikkatimi dağıttı. "Hey, oradaki sana diyorum." bağıran kişiye baktığımda bana doğru seslendiğini farkettim. Bende "Ban...