- 2-

45 6 1
                                    

Alarmın o gıcık sesiyle gözlerimi açtım.Daha doğrusu açmaya çalıştım.

Ben alarmı niye bu seste ayarlamıştım ki?

Gözlerimi tam olarak açtığımda, gün ışığının kapalı olan perdeme inat odama girmeye çalışmakta olduğunu gördüm.

Bacaklarımı battaniyenin altından çıkarıp, ayaklarımı soğuk parkeyle buluşturdum. Ellerimi kaldırıp gözlerimi ovuşturduktan sonra ayağa kalktım.

Aşşağı kattan konuşma sesleri geliyordu.Kapıya doğru ilerledim.Odamdan çıkınca konuşma sesleri netleşti.Bu sesler annem ve babama aitti.

Ama nasıl?

Onlar evde mi?

Şaşkınlık içerisinde aşşağı kata indim. Gerçekten evdelerdi. Onları sabah uyanınca evde görmeyeli çok uzun zaman olmuştu bu nedenle küçük bir şok geçiriyordum. Annem Eda ablaya yapılacakları söylerken,Babam Bilal amcayla konuşuyordu. Bilal amca bizim bahçıvanımız ve onu da en az Eda abla kadar çok severim. Ağır adımlarla Anneme doğru yaklaşmaya başladım.Yanına yaklaşmama birkaç adım kalmıştı ki annem beni fark etti ve bana doğru döndü.

"Anne?" dedim sorarcasına. "Sizin bu saatte evde ne işiniz var?"

Annem samimi bir gülümsemeyle bana bakmaya devam ediyordu.

"Bugün Arzu teyzenleri çağırdık ya canım, hazırlık için evdeyiz, bugün baban da bende işe gitmedik." dedi.

Arzu teyze Hazal'ın annesiydi. O da çok şirin bir kadındı. İyi anlaşırdık ama çok görüşmezdik ve sorun şu ki kendi çocukları için bile vakit ayırmayan ailem, dostları için ayırabiliyordu. İşte bu canımı yakmıştı.

Dolmuş gözlerimle anneme bakmaya devam ettim.

"İyi,bende zaten birazdan çıkıcam. Size ayakbağı olmam." dedim ve odama doğru hızlı adımlarla ilerlemeye başladım.

Yine moralim bozulmuştu, düşünmemeye çalışıyordum.

Odama girdim ve kapıyı kapattım, bir an önce evden gitmek istiyordum. Dolabıma yaklaştım ve kapağını açtım. Rahat bir şeyler giyinmek istiyordum. Bu nedenle bir pantolon ve bir tişört alıp dolabı kapattım.Hızlıca mayomu,pantolonumu ve tişörtümü giyindikten sonra saçlarımı tepeden at kuyruğu yaptım ve telefonumu da cebime atıp odamdan çıktım.

Ağır adımlarla merdivenleri indikten sonra "Ben çıkıyorum." diye bağırıp kapıya doğru yöneldim. Hızlı adımlarla ilerliyordum, kapıyı açtım ve evden çıktım.

Evden çıkar çıkmaz serin bir rüzgar karşılamıştı beni. Denize gitmeye karar verdim. Yönümü denize çevirdim ve hızlı adımlarla yürümeye başladım. Yol boyunca neden yürüyerek gittiğimi düşündüm ve deniz kenarına geldiğimde ise evimizin denize çok uzak olmadığından yürüdüğüm kanısına vardım.

Deniz kenarına oturdum ve devasa maviliği izlemeye başladım. Dalgaların kıyıya ağır ağır çarpışını seyrettim.

Yarım saat kadar bir süre orada oturmuş ve denizi seyretmiştim ki yanıma birinin oturduğunu fark ettim. Kafamı çevirip baktığımda bu çocuğun beni denizden çıkartan çocuk olduğunu far ettim. Kaşlarım çatılmıştı. Ortama bir sessizlik hakimdi, ta ki o, sessizliği bozana kadar.

"Aferin, söz dinliyorsun." dedi,bana hiç bakmadan, denizi seyrediyordu ve yüzünde tuhaf bir tebessüm vardı. Bu kaşlarımın daha da çatılmasına neden oldu.

Sen Benim...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin