Türk kahvesi

1.5K 35 5
                                    

Her Sabah olduğu gibi bugünde alarmı teğet geçip annemin beni uyandırma çabalarına maruz kalmıştım.
" Kız uyan işe geç kalacaksın."
Annemin bu çağrısına pek kulak vermeyerek uykumda otomatik olarak vermeye alıştığım cevabi verirken bir yandan da yorganımı başımın üstüne çekmeye çalışıyordum annemin sesini duymamak adına.
" Anne ya kalkıyorum. İki dakika daha uyuyayım."
"Kalk dedim. " diyerek yorganımı kıvrak bir hamleyle üzerimden çekti birde bu yetmezmiş gibi düğün şarkıları mırıldanmaya başladı.
"tamam tamam kalkım unutmuşum senin askerliğini kumandan olarak yaptığını. Anam güzel annem nolur sabah sabah evde kalmışlığıma değinme bari bu sabah, n'olursun
"Anneyle dalğa geçilmez kalk kız"
" Tamam kalktım ya. Annecim çıkarmısın üstümü deyişicem. "
"A a şuna bak ben daha dün senin altını değiştiriyordum şimdi benden utanır olmuş hahayt."
"Abartsaydım anne ben 27 yaşımdayım. Ve biliyorsun başkalarının önünde soyunamıyırum. "
" Kız tamam ben görmesemde olur da evlenince napcan kocanla bacılık mı oynayacaksınınz."
"Ne kovası, ben evlenmeyeceğim bir kere. Zaten isteyeninde yok bak üstüne kaldım.
"Sen öyle san Şükran teyzenin oğlu Necmi sana talipmiş istemeye gelmek istiyorlarmış."
"Ne sidikli Necmi mi ? Olmaz o çocuk altıncı Sınıfa kadar donuna işedi ya anne kızına layık gördüğüne bak" dedim ve annemden buna karşılık duyarlı bir cevap bekledim o cevap yerini umursamaz bir omuz silkmeye bıraktı. Bende sözüme şöyle devam ettim.
"Bak şuna ya evde kalmayayım diye sen beni yaşlı bir adamada verirsin." O duyarlı cevap gelmeyince bende anneme trip atmak yerine ona mantıklı bir şekilde kararımı açıklamayı denedim.
"Anne benim evlenmeye ihtiyacım yok. Hem ben kendi Ayakları üstünde duran bir bayanım. Artık çıkta üstümü değiştireyim geç kalıyorum."
Son üç senedir her sabahım böyle başlar annem benim üzerimde baskı kurar evlenmem için biliyorum iyiliğimi düşünüyor. İleride yalnız kalmamam için uğraşıyor ama sevmediğim bir adamla Evlenip hayatı kendime zehir etmektense yalnız kalmayı tercih ediyorum. Annem çıktıktan sonra üstümü giyinip rutin bakımımı yaptım saçlarımı bugün açık bırakacaktım saçlarıma maşayla büyük dalgalar yaptım ve sade bir makyaj yaptım. Kendime bakmayı aslında severim ama metrobüste maruz kaldığım tacizler benim bu yönümü köreltti. Hazırlığımı tamamlayınca mutfağa indim ve hafif birşeyler atıştırdım ve işe gitmek için yola çıktım. Taksi durağına giderken sidikli Necmiyi gördüm bana salak salak bakıyordu tam bir pislik ya daha evine bir kere bile ekmek getirmişliği yok, neyine güvediyse birde bana talip oluyor.
Iığğhh pislik hala bakıyor. Bana yan gözle bakanın gözü aksın tabi sevdiğimin dışında. Taksi durağına varmama ramak kalmıştı ve son taksiyede biri bindi. Üfak çaplı bir depresyona girme aşamasında mahallenin tontiş ninesi Zalike ninenin günaydın demesiyle kurtuldum günüme bir güneş gibi doğan o tatlımı tatlı sesi annem ve neşemden sonra en sevdiğim kişi.
"Günaydın Zalike ninem güzelliğinle günümü aydınlattın, nasılsın ? "
"İyiyim kızım iyiyim de sen yola koyulmazsan işe geç kalacaksın son taksitinde kaçırdın. Hadi kızım yolun açık olsun Allah'a emanetsin."
" Görüşürüz ninem sende Allah'a emanetsin. "
Yine Metrobüse talim, hiç çekemem sabah sabah ya niye böyle oldu ki? Inşallah geç kalmam bugün yeni patron gelecek .Of ya kızım hep böyle senin işlerin. Metrobüs yolunu mesken tuttum metrobüse atladım ve kısa sürede vardım ama üstüm başım pert tam üç hayvanın tacizine uğradım beş teyze beni kıçlarıla sıkıştırdı ve bir amcanın ter kokusunu solumak zorunda kaldım. Bir kez daha paraya kıyıp bir kendime bir araba alma düşüncesini masaya yatırdım. Ne bu ya her gün her gün çekilecek gibi değil. Metrodan indim ve üstüme sinen pis kokuları bastırmak için bir parfümcüye girdim ve kendime bir parfüm aldım her yerime sıktım, zira patronunun benim hakımdaki ilk izleniminin iyi olmasını isterim. Şirkete girdim ve şirkette büyük bir telaş vardı. Herkes ordan oraya koşturuyordu ve duvarda bir afiş asılıydı üstünde "bu şirkette ilişki yaşamak yasaktır " yazıyordu. Kendimce düşündüm bu yeni patron baya cins galiba diye. Aman beni bağlamaz ben evde kalmış bir kızım ama çok güzelim be neden benim de bir beyaz atlı prensim yok? Aman neyse işine bak bu telaşın sebebi ne bir Öğren dedim kendime ve çalışma masama gittim. Çantamı masama bırakıp.
"Arkadaşlar noluyor neden bu kadar telaşlısınız"
"Unuttun mu ? Bugün yeni patron geliyor."diye soruma cevap verdi Nil.
"Hayır unutmadım ama niye bu kadar telaşlısınız onu anlamadım."
"Patronun simetri hastalığı varmış. Herşeyi ona göre düzenlemeye çalışıyoruz. "
"Ne? Vay be adam gerçekten cins çıktı. Neyse yardım edebileceğim birşey var mı?"
"Evet, adam makina kahvesi içmiyormuş birinin ona gerçek cezvede kahve pişirmesi gerekiyor. Biliyorsun şirketin Çaycısı doğum izninde. Sen yapabilir misin ? "
"Peki yaparımda kahvesini nasıl içermiş paşam? "
"Sade" diye bir cevap geldi sevimsiz kişilik Handeden.
"Aslında şaka yapmıştımda kahveyi nasıl içtiğimi bile söylemiş adam" dedim ve mutfağa gittim. Kendimce düşündüm ben ilk kahvemi Sevdiğim adama Yaparım diye düşünmüştüm ama şansıma uyuz patron çıktı. Ve birden içimdeki dedikoduqueen ağır bastırdı ve Handeye bak sen hemen adam hakkında bütün bilgileri edinmiş kesin adama kancayı takacak dedim. Derken kahveyi mükemmel bir şekilde yaptım ellerime sağlık bu kadar köpüklü kahve yapmayı evde annemin bana yaptırdığı antrenmanlardan öğrendim. Ben umudumu kesmiştim asla bir adam için kahve yapmayacaktın ama bak kadere şimdi nasıl gözüktüğünü bile bilmediğim bir adama kahve yaptım. Kesin yaşlıdır bu kadar huysuz ve pimpirikliyse çirkindirde kesin diye düşünürken adamın odasına vardım tam kapıyı Çalıcam Hande geldi ve "hadi sen bana ver kahveyi Uğur bey beni kişisel asistanı yapacak ben götürürüm "dedi. Aslında kahvesinde değilim ama yinede yaptığım şey ne kadar küçük olsada başkalarının üstüne konmasından nefret ederim.
"Handecim ben götürürüm sen işine bakar mısın " dedim. Hande sinirli bir tavırla hıh diye bir ses verdi kendinden ve yanımdan ayrıldı. Kapıyı çaldım ve gayet genç bir ses bana gir diye seslendi. Yaşlı olmadığı anlaşıldı acaba ona çizdiğim kalıbala ne kadar uyumlu diye düşündüm. İçeri girdim patronumun Sırtı dönüktü bana benimle o şekilde konuşuyordu dönmeye bile tenezzül etmedi. Ne kuruntulu bir adam dedim kendimce.
"Ne vardı? "
"Kahvenizi getirdim. "
"Masama koyabilirsiniz. "
Kahveyi masaya koydum ve başka bir dileği olup olmadığını sordum. Bana hayır şimdilik yok işinizin başına dönebilirsiniz dedi. Bu ne ya sanki ben çok bayılırım bir sandalyeye doğru konuşmaya. Odadan çıktım ve direk bütün işarkadaşlarım bana patronun nasıl göründüğünü sordu. Bu soruları bana biraz tuhaf gelmişti. Neden bunu bana soruyorlardı ki onlar benden öce buradaydı onların görmüş olduğunu düşünüyordum.
"Hayır görmedim bana yüzünü dönmedi sandalyesine doğru konuştum" dedim ve gözlerimi devirdim. 
"Ne tuhaf bir adam bizden de hiç kimse daha görmedi herkezden önce gelmiş şirkete" dedi Nil. Ve şöyle devam etti "Hepimizin masasına bugünlük Görevlerinin listesini bırakmış yarım saat sonra bizimle toplantı yapacakmış."
"Neyse o zaman biz işimize bakalım "demim.

Arkadaşlar farklı bir konsept olsun istedim umarım Hoşunuza gider eğer beğenirseniz iyi yorumlarınızı bekliyor Olacağım :)

Evde kalanlar kulübü #wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin