Arkadaşlar voteleyelim lütfen. Bu bölümden sonra yorumlarınızı bekliyorum. Diğer bölümler için düşünceleriniz olursa mesaj atabilirsiz. İyi Okumalar.İnsanlara çarpmak hobim olmustu sanki. Gözyaşlarımdan birşey göremiyordum elimin tersiyle gözyaşlarımı silip kendime geldikten sonra kafamı kaldırdım.uzun boylu esmer kaslı oldukça çekiciydi. İyi giyinimli olmasının yanında kokusu nefesimi kesmişti sanki. Ender amcanın sesiyle bu düşüncelerimden sıyrılmıştım.
-Kimleri görüyorum karşımda böyle beni şaşırttın evlat diyerek çarptığım adama sarılmıştı. Bu da diğer oğluydu demek Çınara göre oldukça yakısıklıydı ve babasına daha çok benziyordu.
-Tanıstınız mı Defne'yle
-Evet baba ben Defne 'yi Ankara' dan tanıyorum zaten deyip gözlüklerini çıkarmasıyla ağzımı açmaktan kendimi alamamıştım.Bu yakışıklı benim Ankara da tanıdığım aklımda ablamla ilgili birçok soru bırakan garson Tolga'ydı.
Ne kadarda değişmişti böyle Ender amcaya kalan miras sonrasındaki bir değişimdi sanırım.
-Demek öyle ben de Defne 'yi Çınar 'ın yanında göremeyince onu kırabilecek şeyler söylediğini düşündüm iyi ki geldin evlat.
-Gözün arkada kalmasın babacım ben bu küçük hanımla ilgilenirim diyerek bana bakıp gülümsedi.
- Tamam ben toplantıma geri döneyim bir kaç saate de cıkarız annen teyzenlerden aksam gelecekmiş.
-Tamam hadi babacım görüşürüz diyerek koluma girdi ve beni ağlayarak çıktığım yemek haneye geri götürdü.
Çınar hala orada aynı şekilde oturuyordu. Ama dikkatimi çeken bir başka şey vardı o da su anda telefonuna dalgın bir şekilde baktığı kızın resmiydi.Galiba bu kız sevgilisiydi.
-Yakışıklı bir selam vermek yok mu abiye diyip Çınar'ın omzuna vurdu.
-Abicim hoşgeldin hani gelmiyodun sen noldu?
-Bu güzel kızın burada olduğunu duydum geldim dedi bana bakıp gülümseyerek.
-Güzel mi? Şakacıdır benim abim de böyle dedi tüm dişini göstererek güldü.
Hiç duymamış gibi davranarak yan masaya oturdum.
Tolga da karşıma oturdu tabi .
-Ayşe teyze bize iki kahve yapar mısın? Dedi aşçıya bakarak.
Ayşe teyze bizim eski komşumuzdu çok severim ve aramızda kalsın ama bazen annemden bile güzel yemekler yapar.
Tolga gerçekten harika bir insandı hem bu kadar iyi olup hem de bu kadar iyi kalpli olmayı nasıl beceriyordu acaba.
Ayşe hanım kahvelerin yanında kuru pastalar da getirmişti.
-Sağ olasın Ayşe Sultan deyip bir öpücük kondurdu yanağına kadının
-Ne demek kuzum afiyet olsun hadi sogutmadan yiyin deyip yanimizdan ayrıldı.
-Nasıl başlayalım ki şimdi.
-Ben hala kendime gelemedim zaten.
-O zaman yakın zamandan baslıyalım seni kim ağlattı bakalım.
-Kardeşin dedim kısa bir cevapla o da çok kurcalamadı.Peki sen Yasemin'i nerden tanıyorsun?
-Yasemin'le aynı sınıftayız.
Peki ablamla aynı sınıftalarsa ablam beni Tolga'yla gördüğünde neden sinirlendi. Dayanamayarak ablamla aralarındaki sorunun ne olduğunu sordum.
-Ablan ve o şımarık arkadaşları beni pek sevmezdi.
-Peki neden? Yani benim ablam öyle kolay kolay kimseden nefret etmez.
- Her ne kadar aynı sınıfta olsakta onlar ben ve benim gibi burslu okuyan arkadaslarımı pek sevmezdi.
Bu duyduklarım beni tekrar şok etmişti.Ender amca Yasemin e burs vericekti ve bu adam bir zamanlar oğluyla dalga geçtiği çocuğun babasıydı. Buna inanmak gerçektende çok zordu.Yasemin bunları duysaydı ne yapardı acaba?Tolga nin yüzüne utancımdan bakamiyordum. Tolga da bunları fark ederek elini çeneme getirip yüzümü kaldırdı ve bundan dolayı sen değil ablan utanmalı dedi bana gülümseyerek.
Şuan kızardığını düşündüğüm yanaklarimla ben de kendimi zorlayarak gülümsedim.
-O zaman beni eve gönderdikten sonra da seni azarlamaya mı geldi ablama gerçekten inanamiyorum nasıl yapar boyle bir şeyi deyip ayağa firladim.Tolga beni sakinlestirip oturtmuştu yerime tabi bu hareketimle Çınar da bana bakmıştı kısa süreli olsa da.
-Gerçekten Ablamın yerine senden çok özür dilerim dedim yalvaran bir ses tonuyla.
-Defne önemli değil gerçekten ben zaten pek önemsemezdim onların söylediklerini, sonuçta ben orayı hakkımla kazanmıştım ve onlarda babalarının parasıyla.
-Aslında orayı Yasemin de senin gibi kazanarak gitti tuhaf demi ablam senin anlattığın gibi biri değildi ben bilemiyorum gerçekten anlayamıyorum daha doğrusu
-Arkadaşlarina uyum sağlamak istemiş demek yaptığı projeler kendisine aitmiş haa? Şuan da ben de şaşırdım aslında.
İkimizde olanları anlamaya çalışırken işçilerin yemek vakti gelmişti.
-AA bak seni babam ve annemle tanistirayim deyip annemlere el salladim. Tolga nin arkasını dönüp babamin elini öpmek için eğilmesi bir olmuştu. Tabi babam izin vermemişti ama olanları hala anlayamamıştım.-Hikmet Bey nasılsınız dedi Tolga babamı nerden tanıyordu herşey birbirine karışmıştı iyice.
-iyiyim oğlum senin burada ne isin var sende mi burada çalışıyorsun yoksa?
-Yok hayır ben Ender Sipahinin oğluyum aslında ben evinize tesekkur için geldim artik bursa ihtiyacimin olmadığını söylemek için ama siz çoktan taşınmıştıniz nereye gittiğinizi sorduğumda da bilmediklerini söylediler ve o olaydan bahsettiler.
-Ender Beyin oğlu sensin demek. Bizimde buraya gelisimiz apar topar ve mecburi oldu duyduğun gibi evlat ama senin adına çok sevindim aslında iflasimdan sonra birkaç arkasla senin için görüşüp anlasmistim.
-Evet biliyorum bana geldiler ama ben gerek kalmadığını onlara da söyledim. Sizin için birşeyler yapmama izin verin lütfen
-Yok oğlum olur mu öyle şey ben bu yaptıklarımı bir karşılık düşünerek yapmadım evlat sen oku iyi bir mimar ol o bana en güzel hediye olur inan!
Babamla gerçekten gurur duyuyordum.
-O zaman yemeğimiz yiyelim sonra konuşuruz bunları daha buradayız nasıl olsa deyip eliyle yemeği göstererek.
-Pekala hadi hanımlar önden lütfen diyen babamın sesiyle harekete geçmistim.
Yemeklerde güzeldi baya muhabbet ettik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK VE GURUR
Romance"Onun gururunu ben de kolaylıkla hoş görebilirdim.Benim gururuma dokunmamış olsaydı."