NOT: Görseldeki kişi Defne karakteri için düşündüğüm kişi, umarım seversiniz, iyi okumalar.. :')
**********************
Son bir haftada sorunsuz geçmişti. Ailemle aramı düzeltmiştim. Her şey yolunda gözüküyordu.. Şimdilik. O herkesin dilinde olan balo bu hafta sonuydu. Bense sadece okulun tatile girmesine seviniyordum. Aptal balo umurumda bile değildi. Ozan.. beni o zamandır ne aramıştı ne de sormuştu. Ümitse o günden beri hep yanımdaydı. Neden bilmiyorum ama ümit benimle fazla ilgileniyordu. Her neyse. Yatağımda uzanıp Ozanın fotoğraflarına bakıyordum. Evet tüm gün bu dört duvar arasına tıkılı kalıp, Ozanın şuanda ne yaptığıyla ilgileniyordum. Dayanamayıp Ozanı aradım. Beşinci çalışında açmıştı.
+ Defne ne söyleyeceksen acele et, işim var.
- Bu kadar mı umurunda değilim Ozan?
+ Defne işim var kapatmam lazım öptüm.
...
Çok mu salaktım? Evet öyleydim. Canımı her seferinde yakmasına izin veriyordum. Buna ben izin veriyordum. Ozandan vazgeçmem için milyonlarca sebep vardı. Ama ben onu istiyordum. Ondan başka biriyle imkansızdım.
Sabah erkenden kalkmıştım bugün balo için birşeyler bakacaktım. Birşeyler atıştırdıktan sonra üzerimi giyinip hemen evden çıktım. Biliyorsunuz ki, evde duramıyordum. Cidden duvarlar üzerime geliyordu resmen. Beni anlayan biride yoktu. Sabah sabah kocaman bir sahil, ben ve yalnızlığım.. Baş başaydık. Öylece oturmuş mavi denize bakıyordum. Denizler bana hep Ozanı hatırlatır. Daha çok gözlerini. Ben bu düşüncelerde boğulurken telefonuma mesaj geldi. Elime alıp baktım ki biraz şaşırdım. Tamam fazla şaşırdım. Mesaj Ozandandı. Hemen açıp okudum.
+ Neredesin?
9 harflik bir kelime bir insanı bu kadar mutlu edebilirdi. Defalarca tekrar tekrar okumuştum. Çok gecikmeden cevap verdim.
- Sahildeki deniz kenarında.
Çok gecikmeden cevap gelmişti.
+ Oradan ayrılma. Yanına geliyorum.
Ops! Ozanla alışveriş. Tanrım bu harikaydı. Onunla geçireceğim beş dakika bile harikaydı. Benim canımı yakanda bu çocuktu, mutlu edende. Acıyı ve mutluluğu aynı anda yaşadığım zamanlarda olmuştu. Ama bu seferki sadece mutluluktu. Acısız bir mutluluk. Paha biçilemezdi. Bu onun geninde vardı. Aradan yarım saat sonra Ozan yanıma gelebilmişti. Heyecanımdan yarım saatin nasıl geçtiğini bile anlamamıştım bir o yana bir bu yana sallanıp durmuştum koca sahilde. Derken.. Ozan ve defne sarılması. Harika. Müthiş. Mükemmel. Kollarında huzur buluyordum. Sessizlik sarmıştı dört bir yanımızı. Bir kez daha baktım gözlerine, bir kez daha kayboldum okyanusta. Sessizliği bozan Ozan olmuştu.
+ Ee bugün ne yapıyoruz bebeğim?
- Balo için bir şeyler bakmam gerekiyor ama sonra boşum. Ne yapmak istersin okyanusum?
+ Mmm.. Sinemaya ne dersin? Yeni filmler gelmiş, fena sayılmazlar.
- Olur, tabii.
+ O zaman önce senin şu balo işini halledelim. Bildiğim iyi mağazalar var.
- Sen nasıl istersen. Dedikten sonra sahilden ayrılmıştık. Tabelasında Burge Moda yazan bir mağazaya girmiştik. Büyük bir mağazaydı. Duvarlarında pudra pembe tonları hakimdi. Ben etrafı incelerken içeriden diz kapaklarına kadar gelen vücudunu saran simsiyah bir elbisesiyle sarışın bayan yanımıza doğru geldi ufak bir tebessüm etti. Yaşı bir otuz beş falan vardı neredeyse. Ama genç kızlara taş çıkartacak kadar güzeldi.
+ Ozancığım hoşgeldiniz. Özlettin kendini nerelerdesin?
- Hoşbulduk Deryacığım buralardayım. Okuldan pek fırsatım olmuyor son zamanlarda.
+ Hangi rüzgar attı seni buraya?
- Defne. Kız arkadaşım için bir şeyler bakıyoruz bu hafta sonu balo var. Siyah olursa sevinirim. Çünkü ben siyah giyeceğim.
+ Elbette. Hemen bakalım. Dedikten sonra hepsi siyah olan elbiseleri çıkardı. Yaklaşık 7 tane elbiseler vardı. Kabine girip eteği uzun önünde taşlı işlemeleri olan bu elbiseyi denedim. Dışarıya çıktığımda Ozan orada oturmuş dergileri kurcalıyordu. Kafasını kaldırıp bana baktığında başını iki yana sallayıp, beğenmedim. Dedi. Kabine tekrar girip bir başka siyah elbise daha denedim. Bu seferki elbisede göğüs dekoltesi fazlaydı. Eteği ise diz kapaklarmın iki parmak üzerindeydi. kabinden çıkıp tekrar Ozanın karşısına geldiğimde Ozan tekrar beğenmediğini söyledi. Şaşırmamıştım. O her şeyi çok zor beğeniyordu. Onu memnun etmek cidden çok zordu. Tekrar kabinin yolunu tutup şort şeklinde sırt dekolteli bir siyah elbiseyi üzerime geçirdim. Ozan kafasını kaldırıp beni baştan aşağıya süzdü.
+ İşte bu. Sade, spor, şık ve seksi. Aradığım bu. Bunu alıyoruz. Dedi adı Derya olan sarışın bayana.
- İstersen Defnenin fikrini sor belki o beğenmemiştir. Dedi bana dönüp. Ozan konuşmama fırsat vermeden atladı.
+ Benim beğendim her şeyi Defnede beğenir Derya bunu alıyoruz.
-Pekala Ozancığım diyerek ben kabine doğru ilerledim. Donup kalmıştım. Ozan her şeyi kendi isteğine göre yapar, karşısındakine fikrini sormazdı. Bu oydu. Ben onu öyle sevmiştim. Üzerimdekini çıkarıp kasaya doğru ilerlerken kartımı çıkartmak için cüzdanımı çıkartmıştım. Ozan mavi okyanuslarını üzerime dikerek
+ Cidden ben yanındayken sana onu ödeteceğimi mi düşünüyorsun, Defne?
- Gerçekten gerek yok Ozan.
+ O cüzdanı çantana koyman için beş saniyen var Defne. Söyleyecek bir şeyim kalmıştı dediğin yaptım ve cüzdanı yerine koydum. Derya kişisine teşekkür ettikten sonra mağazadan ayrıldık. Ozana dönüp;
- Teşekkür ederim. Dedim.
+ Üzerinde görünce mutlu olacağım.. Sinemaya değil mi? Diyerek konuyu değiştirdi.
- Evet, sinemaya. diyerek yanıt verdim. Sinema salonuna geldiğimizde Ozan biletleri almak için gitmişti bende orada bekliyordum. Çok geçmeden içeriye girdik. Arka koltuklardan birine geçmiştik. Film başlamıştı. İlk yarım saatinde filmi izledik. Sonrasında Ozan bana yaklaştı ve kulağıma ''Seni özledim'' diye fısıldadı. Sonrasında dudağımı öptü. Ona yanıt verdim bir kaç kez aynı şekilde devam etti. ''Bende seni özledim, çok özledim'' diye fısıldadım. Sonra omuzuna başımı yasladım. Huzur vericiydi. Burada böylece yüz yıl bin yıl durabilirdim. Hiç bitmesini istemediğim filmin sonuna gelmiştik. Sinemadan çıktık Ozan beni eve bırakıyordu. Arabada sessiz kaldık. İkimizde konuşmadık. Eve geldiğimizde ona dönüp;
-Bugün için teşekkür ederim hiç bitmesini istemediğim sayılı günlerdendi.
+Daha güzel günler göreceğiz.
- Seni seviyorum, iyi geceler mavi okyanus. Diyerek arabadan ayrıldım. Bugünü tekrar alamıyormuyduk? Eğer alınsaydı defalarca alırdım sanırım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pesimist
Chick-Lit''En yakınındakine bile güvenme'' ''Bana pişman olacak vakit bırakmadı kuyruğunu dik tuttu eski emin tavrıyla. Ben, başım dik ve göz yaşlarım kuru. Adamım olmadan yoluma devam ettim. Bildiğin yola geri döndüm. Beraber yürüdüğümüz yoldan çok uzaklara...