Gözleri hala Merve'de olan süetli ağzından dökülen kelimelerle ikinci viraja sokmuştu Merve'yi;
"bana eşlik et."
"ne konuda?" ilkine göre biraz burulmuştu Merve. Başkasının yerine konulmak hoşuna gitmemişti. Bunun kendisinin hikayesi olması gerekiyordu. Selin yellozu da kimdi! Derin bir nefes tabii ki onu kendine getirmeye yetmemişti.
"bir davet-- bana eşlik etmeni istediğim bir davet var" cümlesini toparlaması gerekmişti.
"nasıl bir ortam?" ne giyeceğinin hesabını yapıyordu Merve. Bavulunu arabada bırakmadığı için fazlasıyla memnundu.
"şık." netti cevabı.
bakışlarını güzel rehinesinden ayırıp yola konsantre olmaya çalıştı. Nedendi? Neden korkmamıştı? Nasıl bu kadar çabuk duruma uyum sağlamıştı. kendisi yıllardır bu durumun içerisinde olmasına rağmen hala alışamamıştı! başını iki yana sallarken vitesi dörde taktı. Zihni yeterince doluyken bir de bunları düşünemezdi ya. Aklı davete kaydı. polisin nereden haberi olmuştu? Zorlu bir gece olacağa benziyordu.
~~~~~~~~~~~~~
Ön koltukların arasından arka tarafa geçen Merve yaptığı squatların işe yaramasına şükrediyordu. Küçük valizine özenle yerleştirdiği kıyafetlerinin arasından siyah dantel işlemeli bir bluz ve siyah kotunu aldı.. Siyah her ortama uyum sağlardı sonuçta.
Üzerini değiştirmeye başlamadan önce kendisine bakmaması için sert bir dille uyardı süet ayakkabılıyı. Gerçi bakıp bakmaması o kadarda umurunda olmazdı. Sadece onunla diyalog kurmak istemişti. Bu adamın sakin ve kendinden emin sesi onu ancak sakinleştirebiliyordu çünkü.
Kırmızı topuklularını ayağına geçirirken kendisiyle gurur duyuyordu. Tek endişesi bu gecenin bitmesine dairdi ki bunu kesinlikle istemiyordu. Düşünmeye başlamıştı en başından, o berbat kasabasından kendisini kurtarmış hayallerinin şehri İstanbul'a doğru giderken; evet, evet daha giderken başlamıştı her şey. Bir kanun kaçağına yardım ediyordu şuan. 'bu gece daha ne kadar güzelleşebilir' diye geçirdi içinden. Kalbi patlayacak derecede hızlı atıyor, zihni içinde bulunduğu durumun her zerresini ezberine almaya çabalıyordu. 'keşke bir kamera olsa' diye düşündü bu sefer. sıradan hayatına döndüğünde elinde bu geceye dair belge olmasını istiyordu. Sıradan hayatı... Midesini bulandırıyordu!
Ön koltuğa geri geldiğinde "Selin kim?" diye sormuştu. Hala bir başkasının yerine konulması hoşuna gitmiyordu. Zaten kelimeler de tükürüyormuş gibi çıkmıştı ağızından.
"ortağım." derken süetli içten içe gülüyordu.
'gerçekten bunu mu merak ediyorsun?' diye soruyordu içinden Merve'ye.
'şuan silahlı bir adamın rehinesisin ve merak ettiğin şey Selin'in kim olduğu mu?'
Zihnindeki bu sorular onda gülme isteği uyandırıyordu. Kahkahasını yuttu.
Uzaklara dalıp Selin yellozuna küfürler saydırmaya hazırlanırken dikiz aynasından siluetini gördü Merve "saçlarım!" diye veryansın ederken sesli düşündüğünü geç fark etmişti.
Başını iki yana salladı süetli "evet, tabii" diye cevapladı onu. 'saçtan daha önemli ne olabilirdi ki?'
"ne var" diye çıkıştı Merve, Süetlinin bu hoş olmayan tavrına karşılık. "ortama uyum sağlamaya çalışıyorum sadece"
'bu anın hayalini o kadar çok kurdum ki... Duruma çabuk adapte olmam dikkatini çekti mi? Hah! İşte sebebi tamamıyla bu tatlım. O yüzden üzgünüm ama bu boktan saçlarla hayalimi yaşamayacağım!' Diyemezdi ya!
"Adın ne?" süetli soruyordu.
"Merve..."
BẠN ĐANG ĐỌC
SIRA BENDE
AdventureBU KEZ PERDE BENİM İÇİN AÇILDI. ORKESTRA BENİM ŞARKILARIMI ÇALDI. ŞANS BENDEN YANA. SIRA BENDE!