17 Ağustos 2015

22 2 0
                                    


Genel bir düzenim var. Erken saatte uyanıyorum. Uyuma düzenim biraz bozuk. Doktora gitsek de çözümü olmadı fazla. Bu fırsatı iyi değerlendiriyorum tabi. Kendimi atıyorum denizin kenarına. Son ses açıyorum müziğimi. Dalıyorum uzaklara. Deniz kokusu ve müzik beni sakinleştirmeye yetiyor. Bir süreliğine unutuyorum her şeyi. Rüzgar uykumu getiriyor. Uyuyamadığımda buraya geliyorum o yüzden. Kedim Fiona da bana eşlik ediyor. Arada huysuzluk edip gelmeyebiliyor. Sonuçta uykusundan ediyorum onu. Karşılığını veriyorum ama. Deniz beni sakinleştirdikten sonra Fiona'ya vakit ayırıyorum. Sütü, maması, temizlenmesi yok oyunu derken epey bir zaman geçiyor. Sonra hazırlanıyorum. Malum kampüse gidiyorum. Ders saatlerine göre değişiyor yaptıklarım.

Ders çıkışları çimlere uzanıp kitap okuyorum. Şu aralar felsefi kitaplara yöneldim. Felsefeyi seviyorum. Düşünmeyi, farklı açılarla bakmayı. Bu yüzden mi kaybediyorum bilmiyorum. Bazen insanlar yüzüme ''Bu salak ne saçmalıyor?'' der gibi bakıyorlar. Kendime saklıyorum o yüzden. Kimsenin ne dediğini umursadığı yok. Tek önemsedikleri kendileri. Bunu giyersem kim ne düşünür, bunu dersem kim daha çok sever beni falan filan. Egolarına söyleyecek lafım yok. Devam.

Koridorda insanları izliyorum. Kafamda yorumluyorum onları. ( Şu anda bu buna şunu söylüyor. Kesin ondan ayrılacak. Kıskandığını görebiliyorum. Araları mı bozuldu bana mı öyle geliyor. Sırıttığına göre açıldığı çocuk mesaj atmış olmalı. Kesin zayıf not aldı. Birazdan ağlayacak. )Kafamda oluşturduğum hikayeler harika. Saçmalıyorum evet ama saçmalamak bile harika geliyor bazen. Edebiyat hocamla konuştum bir ara. Kafamdakileri böyle hikayeleştirsem mi diye. Değişik olabileceğini söyledi. Arada ondan fikirler alıyorum. Kendimi iyi hissettiriyor. Şu an yazıyorsam onun sayesinde. Kendime güvenirsam yapamayacağım şey yokmuş. Umarım.

Akşamları hikayeler yazıyorum. Okuduğum felsefi kitapların yararı olduğunu düşünüyorum. Bir dinlediğim müziklerin . Özellikle hüzünlü olanlar, anlamlar içerenler. İçimi işliyor olmalı ki duygusallaşıyorum, genelde sonunda kız sevdiğine ulaşıyor. Ya da çocuk aniden ölüveriyor. Baktım iyice duygusallaşmışım bırakıyorum ve gitar çalmaya başlıyorum. İlhamların arkası kesilmiyor böylece. Kendimi çok işe yarar hissediyorum. Sonra düşünüyorum ki bu yazıları ben okuyorum, bu şarkıları ben dinliyorum. Düşüncelerimi desen kendime saklamışım. İyi hoş ama bir nevi yokmuşum gibi değil mi?


Hayal GücüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin