''Y-Yeter artık!'' dedi Baekhyun umutsuzca, Chanyeol onu tuvaletin kapısına ittiğinde. ''Ne yaptığını sanıyorsun Chanyeol?!'' Sırtı güçlü bir şekilde tahta zemine çarptı ve bunu gören dev gülümsedi.
''Hadi ama,'' diye mırıldandı, yüzündeki ifadesini hala korurken, ''Zaten şehir dışında böyle şeyler yapacak zamanımız olmayacak, neden böyle huysuzluklar sergiliyorsun?!''
Baekhyun birdenbire durdu, Chanyeol'ün, şortunun içine sokmaya çalıştığı elini tutmayı bıraktı. Gözleri diğerinin gözleriyle buluşmuştu.
Dev, haklıydı. İkisi tam 3 gün boyunca burada olmayacaklardı, üniversite bir yıl sonu gezisi düzenliyordu ve açıkçası, birbirlerine dokunmadan geçirecekleri 3 gün gerçekten zor olacaktı.
Öyleyse deşarj olmaları gerekiyordu.
Küçüğün ağzı hafifçe aralandı ve,
''O zaman devam et,'' dedi.
İkisinin dudakları birden birbiriyle çarpıştı, Chanyeol onun dudaklarını emip, küçük olanın vücudunu kendine bastırmaya çalışırken, Baekhyun dilini onun ağzının içine itiyordu. Dev ellerini onun yanaklarına götürüp onu daha sıkı öperken mutluydu çünkü bu, hayatı boyunca hissedebileceği en güzel şeylerden biriydi ve o kendini bundan mahrum bırakmayacaktı. Parmakları küçüğün yüzünden hızlıca inerek Baekhyun'un kalçalarını mükemmel bir şekilde kaplayan şortun içine girdi ve yarı sertleşmiş penisi kavradı. Ucuna dokunmasıyla birlikte küçük olan, devin ağzına inlemeye başlamıştı, bugün garip bir şekilde vücudu aşırı hassastı ve sabahtan beri Chanyeol'ün tüm dokunuşlarına tepki veriyordu.
Boşalma ya da inlemeyle.
''Y-Yatak,'' dedi Baekhyun birdenbire geri çekilerek ve alnını devinkine dayayarak, ''Yatağa geçelim.''
''T-Tamam.''
Chanyeol tuhaf bir ses tonuyla onu onayladıktan sonra, parmaklarını iç çamaşırının içinden çıkarıp dudaklarını tekrardan birleştirdi ve kucağına zıplayan Baekhyun'u kucakladı, küçük olanın bacakları beline dolanırken geri geri yürüyerek tuvaletin tam karşısında bulunan odaya girdi. Yatağa çarpıp yumuşak yorganın üstüne düşmüştü ancak bu hareket, üstünde uzanan Baekhyun'un ve onun dudaklarının etkileşimini kesmemişti. İnce dudaklar onunkileri emerek öperken,
''Ihm...'' diye mırıldandı Chanyeol, öpücüğün içine. Ellerini kaldırıp küçüğün yüzünü avuçladı, onu kendine çekerek öpücüğü daha da derinleştirdi ve dilini ağzının içine itti.
Baekhyun'u seviyordu. Baekhyun'un ona büyük bir aşkla verdiği her cinsel eylemi ise ayrı bir sevgiyle seviyordu çünkü bu hareketler sayesinde her zaman onun, ona karşı hissettiği o güzel duyguyu hissedebiliyordu.
Küçük olan birdenbire öpücüğü derin bir nefes almak için böldüğünde, Chanyeol şaşkınlıkla açtı gözlerini. Parmakları hala yüzündeydi, ikisi de ciğerlerini yüksek miktarda havayla doldurduktan sonra dudakları tekrardan birleşti. Öpüşme sıcak, ıslak ve şehvet doluydu, dolgun dudaklar birbirini emmeye çalıştıkça uzuyordu sanki. Zevk sonsuzdu.
''Ice cream, u scream, gimme that, gimme that, ice cream!''
Chanyeol Baekhyun'un alt dudağını emmeyi bırakarak durdu birden, bu sesi tanıyordu.
''Gimme that, gimme that your lips!''
Öpücük güzeldi, ta ki, devin telefonundan yükselen melodik ses, ikisinin de kulaklarına ulaşana dek.
İki dudak birbirlerinden şaşkınlıkla ayrılırken, Chanyeol telefonu almak için komidine yöneldi. Onun hareketi ile yatağın diğer tarafına kıvrılan Baekhyun ise sinirliydi, tam dev ile sevişmek üzereyken böyle bölünmesinden cidden nefret ediyordu.