"Ağzına sıçasım var"

19 1 0
                                    

"Resimdeki kızları Beyza ile Nehir olarak düşüne bilirsiniz, sanırım böyle durumlar çok yaşayacaklar.  :)"

Uyandım.
Gülümseyerek arkamı döndüm, ama bu karşımdaki Ömer değildi.
Şaşırmıştım,  birden elim koluma değdi.

"Gömleğim Nerede?"

Üzerimi, kim,  ne zaman çıkarmıştı.
Sanırım çok sinirlendim,  ama bu korku ve  endişe ile karışıktı.
Yataktan nasıl fırladığımı bilmiyorum.
Yastığımı alıp, o orangutan gibi horlayan çınarın suratına fırlattm.

"Kalk lan!"

Gözlerini hafifçe aralayıp,  yüzüme baktı.

"Ne oluyor sana sabah sabah kızım yaa"

"Sen burayı nerden biliyorsun?
Burada ne işin var senin. Çabuk anlat!"

"Manyak mısın kızım. Beni buraya kadar sen getirdin.
Ne yani hatırlamıyor musun? "

Neye uğradığımı Şaşırmıştım.
Eğer bu pezevenkle dün gece beraber olduğumu duyarsam,intihar ederdim orası kesin.

"Bana kelime Oyunu yapma,  aramızda mide bulandırıcı şeyler oldu mu? "

Şerefsizce sırıtmaya devam ediyor du.
Sırıtmasını büyüterek:

"Aramızda geçen şeyler, gerçekten çok güzel di. Bebeğim. "

Bir an kendimden o kadar nefret ettim ki.
Nasıl kelimelere dökeceğim, bilmiyorum.
Yastığımı suratına fıtlatarak, yatağıma daha fazla kokusunu bırakmasını engellemeye çalıştım.
Ayağa kalktı ve sinirlendiğini belli etmeye çalıştı. Ama gözüm hiç bir şey görmediği için umursamıyordum.
Tişört ünü ve ayakkabılarını kucağına sıkıştırarak onu bir an önce kapı dışarı ettim.
Metronun altında kalması için o kadar dua etmeme rağmen, hala hayattaydı.

Aklımı zorlamaya çalışıyordum.
O Ömer'di eminim. Yada ben artık 'kafayı yiyen çatlak' damgası yemeliydim.
Birden elim gözlerime gitti.

"İnanmıyorum.  Hayır, bu olamaz. Ben ağlamam ve ağlayanlardan nefret ederim."

Bu gözyaşları iyice sinirimi bozmuştu.
Ne Aşk'a bakıyordum, Nede deli gibi çalan telefonuma. Daha fazla dayanamayıp telefonu aldım. 'Ömer'cik' yazıyordu. Neden bilmiyorum ama yüzümde bir tebessüme sebep olmuştu.
Bu arada ben hala sütyen'le duruyorum.

"Bu çocuk manyak yaa!, kendini Ömer'cik diye kaydetmiş."

Telefon ekranını kaydırıp, kulağıma dayadım. Karşı ses:

"Alo,  güzellik?"

"Evet benim:)"

"Dün gittiğim için Üzgünüm,  ama zaten uyuyordun.  Sorun olacağını düşünmemiştim. "

Sanırım bu sorusu çatallaşmış sesim yüzünden di. tebessüm etmeye çalışıyordum gerçekten, sesimin böyle çıkması benim bile sinirimi bozuyordu.

"Hayır,  seninle bir alakası yok. "

"Gözünde bi yavşak olarak görünmek istemem ama bişeyler yapsak?"

"........"

"Mı, acaba güzellik"

"Bilmiyorum ki.  Aslında bu gün salı.  Aşkı gezdirmem gerek"

"Artık güzellik dememe kızmıyorsun bakıyorum. "

"Sanırım alıştım. " deyip tebessüm ettim.
Onunla konuşmak iyi geliyordu bana.
Aldığı derin nefesi duyabiliyordum.

Hikayem'sinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin