~Gece~

160 21 11
                                    

Ben Gece. 18 yaşındayım. Küçükken geçirdiğim bir travma sonucu konuşamıyorum, fakat duyabiliyorum. Ailemi 6 yaşındayken kaybettim. Evlenmemiş halamın yanında yaşıyorum.
Yeniden konuşabilme olasılığım çok az. Doktorlar bu konuda her zaman umutsuz oldular. Bu beni hiç bir zaman üzmedi. Beni asıl etkileyen şey babamın gözlerimin önünde ölüşüydü. O sahne hayatım boyunca aklımdan bir saniye bile çıkmadı. Her gözlerimi kapadığımda göz kapaklarımda babamın ölü halinin resmi varmış gibi o anı hatırlarım.
Çocukluğum boyunca o sahneyi aklımdan çıkaramadım. Bu durumdan o kadar çok bıkmıştım ki sonunda aklıma bir şey gelmişti. Babamın intihar ederkenki resmini çizecektim ve o resmi yakacaktım böylece aklımdan silinip gidecekti. Çocuk aklı. Resmi çizmem çok da zor olmamıştı. Zaten birebir aklımdaydı her
şey. Sonunda bahçeye çıktım ve resmi ateşe verdim. O sırada elimde bir yanık izi de oluşmuştu. Elimdeki yanık izi şimdi çok küçülmüş. Keşke anılarım da bu yanık izi gibi silinip gitse. O zaman her şey çok daha güzel olurdu.
Şimdiye kadarki hayatımda en şanslı olduğum hatta tek şanslı olduğum nokta Cemre. Çocukluk arkadaşım. İflas ettikten sonra bize sırtını dönmeyen tek dostum. Travma geçirip ilk konuşmamaya başladığım sırada evde olmamı psikolojik açıdan yanlış buldular ve Cemrelerin evinde kalmama karar verdiler. Konuşamadığımı bildiği için o da hiç konuşmamıştı o gün, sırf üzülmeyeyim diye.
11 yaşındayken Cemre ile beden dili kursuna gittik. Her zamanki gibi yalnız bırakmamıştı beni. Artık daha kolay anlaşabiliyorduk.
Daha önceden de dediğim gibi halamla yaşıyorum. İflas ettikten sonra akrabalarımızdan bize sırtını bir halam dönmedi. Çok fazla akrabamız vardı aslında. Ama hepsi de iyi gün dostuydu. Babamın ilk şirketini kurduğu günü hatırlıyorum. Kutlamaya bir araba dolusu insan gelmişti. Şimdi ise halam var sadece. Benim kötü hissetmemem için evlenmemiş, gece gündüz demeden çalışmıştı.
Eğitimimi halamın kazandığı üç kuruş parayla evde özel olarak görüyorum. Daha doğrusu görüyordum. Artık halama daha fazla yük olmamak için halamı da ikna ederek Cemre'nin de gittiği normal devlet okullarında sürdüreceğim. Benim için aslında normal açıdan düşündüğümüzde çok da zor olmamalıydı çünkü duyabiliyordum, dersi dinleyebilirdim. Benim asıl çekindiğim nokta sınıftaki öğrencilerdi. İnsanlar korkunç. İnsanlar acımasız. İnsanlar "insan" sıfatına yakışmayacak şekilde alçak. Ben bunu çocukluğumdan bu yana hep gördüm.
Yarın okullar açılacak. İçimde heyecan ve korku karışımı o duygu var. Oldum olası dikkat çekmeyi sevmem. Tanrıya Cemre ile aynı sınıfta olduğumuza bir kez daha şükrettim. O varken her şey daha kolaydı. Aklıma hemen ona mesaj atmak geldi. Deli kız. Heyecanımı anlamış olmalı ki hemen espiriler yapmaya başladı. Hep böyleydi o. Moralim bozuk olduğunda hemen anlardı ve düzelmesi için elinden geleni yapardı.
Saat gecenin ikisi. Son bir kez daha Tanrı'ya dua ederek ışığı kapattım. Yarın olacakları kafamda yüzlerce defa kurguladıktan sonra sonunda uyumayı başardım.

İlk bölüm olduğu için biraz acemice olabilir. Ama gelecek bölümlerde daha iyi olacağına emin olabilirsiniz. Okuduğunuz için teşekkürler! ❤
Bu arada karakterler için belirli oyuncular koymak istemiyorum. İlerki bölümlerde oyuncuların fiziksel özelliklerinden bahsedeceğim. ^^

Sessiz ÇığlıklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin