BÖLÜM 1

59.8K 237 254
                                    

Benim hayatım da çoğu insanın hayatı gibi sıradan ve sıkıcıydı. Ta ki 1 ay öncesine kadar.

Sinir krizi geçirip annemi gözlerimin önünde vuran babam ve aynı dakika da gözlerimin önünde kafasına sıkan babam.

Babama kızsam da nefret etsem de artık boş. Benden annemi aldı. Aynı zaman da benden babamı aldı BABAM!

18 yaşında liseyi bitirip sınava girecek olan bir öğrenciydim. Tabi bu durumdan sonra sınavı ertelemek zorunda kaldım. Ama pes etmicem bende annem gibi iyi bir hemşire olacam.

Hayatta sadece annesi ve babası olan bir kız çocuğu onları da kaybedince tek başına napabilir?

Tommy amca. Öz amcam olmasada bu hayatta ki tek tanıdığım. Amca dediğime bakmayın 60 yaşlarında tonton bir dede aslında. Çiftliğin de tek başına yaşıyor. Küçükken gidip atlarını severdim. Şimdi de bir tren de orada hayatım boyunca yaşamak için gidiyorum. Hayat işte ne zaman ne olacağı bilinmiyor...

Çiftliğe geldiğimde kapıyı açıp açılmasını bekledim. 2 dakika sonra kapı açıldı ve kapıyı açan taş varlığa bakarken ağzım açıldı resmen.

Altındaki siyah pantolonu , üstündeki beyaz gömleğinin düğmeleri açık olduğundan karın kasları rahatlıkla görünüyordu. Kahverengi rampa saçları ve okyanus mavisi gözleriyle karşımda duruyordu.

"Jack? Gelen kim evlat?"

Tommy amcanın sesini duymamla incelememi bitirip kapıdan içeri girdim.

"Bella kızım benim , küçük tatlı kızım"

Tommy amca beni tüm sevecenliğiyle karşıladı. Ona sarılıp uzun bir süre sonra sevildiğimi hissettim.

Tommy amcayla beraber çiftliğe doğru ilerledik. İçeri salona geçince valizimi bahçe de unuttuğum aklıma geldi. Tommy amca üst katta ki sağ odanın bana ait olduğunu söyledi ve ahırda işlerinin olduğunu söyledi. Ha bu arada dışarıda ki çocugun adı da Jack miş. Tommy amcanın tek torunu. Annesi ve babasını küçükken kaybetmiş ve artık üçümüz de bu evde yaşayacagımız için iyi geçineceğimizi unduğunu söyleyip yanımdan ayrıldı.

Bahçeye doğru ilerledim ve kapının önündeki valizimi alıp yürümeye başladım. Etrafı incelerken ayağim taşa takıldı ve yere düştüm. Lanet olsun bu kadar sakar olmak zorunda mısın Bella?

Kafamı kaldırınca karşılaştığım mavi gözlerle bir an duraksadım. Elini uzatınca bende elimi uzattım ve ayağa kalktım.

"Dikkatlı yürü ufaklık"

dedi ve yürümeye devam etti.

Bende odama doğru valizimi çıkarmaya başladım. Ama aklımda hala ufaklık lafı vardı. Tamam benden biraz büyük olduğu doğruydu ama sadece aramızda 4 yaş vardı. Ben 18 o da 22 idi.

Odama geçince eşyalarımı dizmeye başladım. Ona ufaklık olmadığımı göstericem bir gün.

Eşyalarımı dizdikten sonra banyoya geçtim ve duş aldım. Havluyu alıp üstüme sardım ve odama geçtim. Karşımda Jack'i görünce şok oldum.

+Ne arıyosun odam da?

-Dedem yemeğe bekliyor ufaklık acele et

dedi ve odadan çıktı. Bu çocuğa şimdiden sinir olmaya başladım.

Neyse ki yemek sorunsuz geçmişti. Tek sorun yarın Tommy amcanın iki günlüğüne şehir dışına çıkıcak olmasıydı. Bu iki günde Jack le birbirimize göz kulak olacakmışız.

Sabah olunca Tommy amcayla vedalaşıp çiftliği gezmeye başladım. Tommy amca gittikten sonra Jack'te ortadan kaybolmuştu. Yani anlayacağınız koca çiftlikte tek başıma takılıyodum.

Biraz ileride bir ses duyunca oraya doğru ilerlemeye başladım. Bu Jack'ti ve telefonla konuşuyordu.

"Tamam güzelim , Akşam bekliyorum seni , Tamam söz acıtmicam , Evde tekim tabi , Tamam güzelim beklicem"

diyip telefonu kapattı. Ne yani bu hayvan evde ben varken eve kız mı atacaktı?

Saat akşam 8 di. Aşagı inip mutfağa yöneldim. Jack salonda oturmuştu birisini bekliyordu. Tabi beklediği kişi bir fahişeydi.
Mutfaktan yiyecek bişeyler alıp yukarı çıkarken

"Ortalıkta çok dolanma küçük"

diyen Jack'e sinirli bir bakış atıp yukarıya çıktım.

Tahminen 1 saat sonra mutfaktan getirdiğim tepsiyi aşağı indirmeye karar verdim. Tam merdivenlerdeyken gördüğüm manzarayla midem bulandı.

Jack bir tane sarışın kızı kucağına almış göguslerini emiyordu. Kız da bu durumdan memnun olduğunu belirten sesler çıkarıp Jack'in saçlarını okşuyordu.

Birden elindeki tepsi yere düştü ve ikisi de birden bana baktı.

Utançtan yerin dibine girip hemen odama koştum.

Kendimi yatağa atıp kafamı yastığa gömdüm.

10 dakika sonra odamın kapısı açıldı ve kafamı hemen kapıya çevirip elinde iki tane kelepçe sallayan Jack'e şaşkınlıkla baktım.

-Demek bizi izleyip yanımdaki kızı kaçırttın küçük?

Bir an ne diyeceğimi şaşırdım.

+Ben özür dilerim. Amacım bu değildi. Ben sadece mutfağa geçicektim.

-Biliyor musun bu söylediklerin umrumda değil. O gittiyse bende ihtiyacimi seninle karşılayacagim.

diyip üstüme doğru ilerleyen Jack'e korkuyla bakmaya başladım.

"Hayır, hayır yapamazsın"

diye bağırdım. Fakat beni duymuyordu bile. Yanıma yaklaşıp...

Selam arkadaşlar :)

İkinci hikayemle karşınızdayım. Yorum yaparsanız sevinirim

Keyifli okumalar :)

JUST FRIENDS 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin