Soğuk Ölüm

454 18 7
                                    

Bir zamanların İstanbul'unda yaşadım ben,ülkenin en renkli şehri,heryer kıpkırmızı,kan kırmızısı.Ölüm şehre adını vermişti,ölüm şehrinde yaşadım ben.Annem,hikaye okurdu bana.Farklı,gerçek dışı.Herkes mutluydu ama gerçek hayat böyle değildi,böyle olması için bir neden yoktu.Benim hikayem farklıydı,yaşamım.Benim hayatımda,mutluluk denen şey bize uzaktı.Babam kendini odasına kitler,annem de babamın bu durumuna dayanamaz ve kenarda bir sigara yakar,sigarasının dumanıyla dertleşir sonra birden,öylesine,hıçkıra hıçkıra ağlardı.Ben de tükenmiştim,ağlamazdım ama tükenmiştim...

---

12 Ekim 1975

Terör olayları denilen olaylarda binlerce insan ölüyordu.Sağ ve sol denen taraflardan ölenler oluyordu.Eziyet görüyorlar,dövülüyorlar,tutuklanıyorlardı ama yine de vazgeçmiyorlar,ölüme meydan okuyorlardı.Askerlerin öldürülmesi şehit haberi olarak duyuruluyor ve birde askerlerin öldürdüğü insanlar bir şekilde hain gösteriliyordu.Heryerde cesetsiz tabutlar yerin altına gömülüyor,başında ağlanılıyordu.Böyle bir ülkede yaşamak gittikçe zorlaşıyordu.İnsanlar gerçek fikirlerini,düşüncelerini belirtemiyor,anlatamıyordu.Babam geliyordu aklıma,kendisinden duyduğum bir cümle.

''Devleti halk oluşturuyorsa,halkı öldürmek devleti öldürmeye girmiyor mu?''

Tırmanan şiddet ve ölüm olaylarında bazı askerler ve komutanlar intihar ediyorlar,olanlara dayanamıyorlardı.Bazı asker ve komutanlar ise bu olaylardan zevk alıyor,can yakıcı işkencelere devam ediyorlardı.Bu yaptıklarına ise ülke menfeat ve çıkarlarını koruma ismini veriyorlardı.Annem ve babam bu olaylardan üzülüyordu ama babam olayların içinde olması nedeniyle fazla etkilenmiş,başka bir deyişle kafayı yemişti.Bir gün kapıya dayanan bir kaç askerden aldığımız haberle,annemin üzüntüsü ikiye katlanmış,bitmişti.Babam ölümün kıyısındaydı,ölüme hergün tanık oluyor ve kendini bu ölümlere sebep sayıyordu.Babamın defterine yazdığı,şu kısa cümle;

''Ölüm tek kurtuluş yolu olduğunda,kullanmamak aptallıktır.'' diye yazmış.Ölümü tek kurtuluş yolu bulmak mı? Babam gözümde hep güçlü biriydi, ama ölümü seçmenin,güçlü bir yanı yoktu.Babam zayıftı,bizi öylece bırakacak kadar bencil ve düşüncesiz biriydi.Askerlerin dediğine göre,bir kaç gündür hiç birşey yemiyor,saatlerce duvara dönük oturuyor,ard arda sigara yakıyor ve sürekli ağlıyordu.Babam gördükleri yüzünden delirmişti,hava almak için çıktığı sırada belindeki tabancayla kendini vurmuş,öldürmüştü.Bu olaydan en çok zarar gören annemdi ama dimdik ayaktaydı.Belli sorumlulukları vardı,ben vardım.Bana dönerken yüzü gülerdi ama içten içe üzüldüğünü anlayabiliyordum.Babam intiharından önce bize bir mektup yazmış,benim hakkımda ise;

''Ali'm,canım oğlum.Seni seviyorum ve sana bunu gösteremedim.Sarılamıyordum sana,öpemiyordum yanaklarından.Önümde ölen insanların,çocukların cesetleri ve gördükleri eziyetler sonucu,dayanamayıp duran kalpleri,herşey.Ben onlarda seni gördüm Ali'm,daha 17 yaşını doldurmamış çocukların gördüğü eziyetlerdi.Onlarda seni görmemdi,benim ölümüme sebep olan.Hiç birşey yapamadım,yapamıyordum ve yanımda soluyordu ölenlerin soğuk bedenleri.Ben öldüm diye üzülmeyin,ben zaten ölüydüm.Ona benim için iyi bak Zehra Hanım.Kendine de öyle.'' -General Tuna Çakır-

Babamın çok kötü zamanlar geçirdiğini hissediyordum ama ölümünü hiç düşünmemiştim,kendini öldürebileceğini.Hergün ölüme bizzat tanık oluyor,ölümün peşi sıra geldiği yerde zamanla kendi içinde bitiyor,ölüyordu.

''Aynı evrende yaşamamalı cellatlar ve çocuklar; Ya ölmeli cellatlar, ya da hiç doğmamalı çocuklar.'' -Che Guevara

Babam bir cellat olmaktan mutlu değildi,intihar etti.Ölmek veya öldürmek için doğmamıştı babam.Öldürmek zorunda bırakılmıştı,ölmek ise tek çıkış yoluydu.Ölüm ona biraz erken uğramış,onu bizden erkenden almıştı.Babam generaldi,evet ama birilerini öldürmek için general olmamıştı,sadece ülkesini seviyor,ülkesine hizmet etmek istiyordu.Kimisi düzene uymak için çırpınır,kimisi de düzeni bozmak için.Olan olaylarda halk bu düşünceleri beynine sokmuş ve sağ-sol olmak üzere iki gruba ayrılmışlardı.İki yönlü,epey kan dökülen soğuk savaş dönemlerinin iki tarafı.Devlet hakkında kötü bir fikir,hapisle yargılanma gerektirmiyor,kötü fikirler devletin yanlış taraflarının,halk tarafından görülmesiyle oluşuyordu.Ve yanlışlar düzeltilmeliydi ama bunların tam tersi oluyor,fikrini belirten hapse atılıyor,öldürülüyordu.Devleti ele geçiren askerler,kendilerini padişah ve vezirleri sayıyor,ülkede at koşturma misali herşeyi yapıyorlardı.Ülkemin insanları bölünmüştü ve heryerde ölüm vardı.

-Ben ve yazdığım cümleler boş odalarda yankılanıyor sonra dönüyor ve beynime çarpıveriyor.

-Ölüm ayrı bir soğuktur,gözlerde.Hayatın acı yanları düşüncelerimde ve kan,sessiz çığlıklar.Evlerinde çocuklarını bekleyen annelerin,kalp atışları.Sonra ölüm haberi,bitmişlik.Annemin akşamları yatağında döktüğü göz yaşları ve daha fazlası.Hayat bir şiir ile anlatılamıyor,bir şarkı ile,dünya o kadar da cezbedici değil.Annemdi beni hayatta tutan,o benim hayat tahtamdı.Ne yaşadıysam onunlaydı.Üzüntülerim,hayal kırıklıklarım,ağlayışlarım hep onunlaydı.O üzülünce bende üzülürdüm,sonra ağlardı bir köşede,aklıma gelirdi geceleri yatarken,başımı yastığa koyuşumda,ağlardım bende ölme derecesinde.Ölüm hergün bir adım atıyordu bana doğru ve annem onu benden uzak tutmaya çalışıyordu.-

11 yaşına basmıştım ve bunu bilen tek kişi annemdi.Akşam işten geldiğinde elindeki paketle masaya doğru yürüdü ve paketi açarken bana bakıp gülümsüyordu.İçinden kocaman bir pasta cıktı.Annem,mumları alıp pastanın üzerine koydu ve yaktıktan sonra;

''İyi ki doğdun,oğlum.''dedi.Bana sarılırken anladım,ağlıyordu.Ne demeliydi,annemin hıçkırıklarını nasıl durdurabilirdim?Durdu.Açtı kollarını,çöktü sandalyesine bana baktı ve gülmeye çalıştı,yapamadı.

''Bilemiyorum'' dedi hıçkırıklar içinde. ''Baban da görmeliydi,sarılmalıydı sana,öpmeliydi.Dayanamıyorum artık,o kadar da güçlü değilim.Yapmaya çalışıyorum ama başaramıyorum.'' diyordu ve tekrar ediyordu,bu sözleri haykırmaktan başka yapabileceği birşey yoktu.Bazen biz kendi ölümümüze yol açarız ve ölümde başkalarının üzülmesine yol açar.Babam,kendi ölümüne yol açmıştı ve babamın ölümü annemin üzülmesine yol açmış oldu,yıkılmasına.Böyle günler mutlu olmak içindi ama biz sadece ağladık ve üzüldük.Ölüm herkes için aynı değil,bazıları için kurtuluş,bazıları için ise mutlu bir hayatın sonuydu.Annem kendi kendine konuşurdu arada,sigara içerken falan.Annem köşede sigarasının dumanına dertlerini anlatırken duymuştum ondan bu sözleri ;

''Birisinin gözlerinde o an ki duygularını görebilirsin,ben O(babam)'nun gözlerinde huzuru veya mutluluğu göremedim.Gördüğü şeyleri görürdüm gözlerinde,ölümü görürdüm,üzüntüyü,bana bir ölünün baktığı gibi bakıyordu.'' En tuhafı,bende görürdüm ölümü,babamın gözlerinde...

BİR DELİNİN HATIRA DEFTERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin