-Koyu Anılar-

179 3 2
                                    

Nedir koyu anılar? Nedir anıların bu denli koyulaşmasına neden olan? Bilinmez.!


Babam bırakmıştı bizi,annem pek farkettirmiyordu üzüldüğünü.Eve gelip odasına çekildikten sonra başlıyordu onun gözyaşlarıyla imtihanı.Her gece ağlayışlarına tanık oluyordum,sessiz ve derinden.Bir insanın canından can gider de ağlamaz mı hiç?

Her sabah evden çıkarken kendine güçlü duracağına dair söz veriyor,beni okula bırakıp,sabahtan akşama kadar çalışacağı iş yerine gidiyordu.Benim annem güçlü görünmek zorunda kalan ve içinde yıkıntılar ile yaşayan bir kadındı.Benim annem melekti ama kanatları kopmuştu.

-----------------------------------

1979 yıllarında ülke adım adım darbeye sürüklenirken sokaklarda siyasetçilerin öldürülmeleri darbenin geleceğine dair en somut örneklerdi.İnsanlar artık ne yapacağını bilememekte,dışarıya çıkamayacak hale gelmişlerdi.Dönemin liderleri olayları durduramıyor,her iki tarafı sakinleştirmekte güçlük çekmesi dolayısıyla suçların önüne geçilemediği gibi ölümlerin sonu da getirelemiyordu.Devlet yalpalıyor,yalpaladıkça ülkedeki refah seviyesi gittikçe düşüyordu.Bu kaos ortamında ne kadar yaşanılabilirse o kadar yaşanmaya çalışılıyordu ama ona da yaşamak denilemiyordu.Ben yaşayamadım,annem yaşayamadı.Hemen okulumun önünde çıkan olaylardan dolayı hapsedildeğim yerde annemin ölmek üzere olduğunu öğrendim.Ben yaşamadım çünkü annem benim canım yanar diye ölüyordu ve ben yaşadığımı hissedemiyordum.Alındığım yerde hiç bir itiraz hakkım olmadığı gibi yargılanmadan her gece eziyetler görüyordum.Ben orada pek çok çocuk gördüm,sırf özgür düşünebilmek,özgürce yaşabilmek için canını feda etmeye hazır onca canı yanan,eziyet gören,kanlar içinde çöp torbalarına koyulup ortadan kaybolan onca çocuk.Adını bilmem kimi Mehmet,kimi Ahmet,kimi Ali idi.Hepsi insandı.Sabahtan akşamın koyu karanlığına kadar gördüğümüz eziyetler bizi yavaş yavaş kanlar içinde öldürüyordu.Bazen ettikleri eziyetlere gülerek devam ettiklerini görünce biraz cesaret buluyor,bulunduğum yerde küfür ediyordum,sonrası yok sadece baygınlık.Kalktığımda omurgamın kırıldığını hissediyor gibi canım acıyor ama ağlayamacak kadar yorulduğumdan tekrar baygınlık geçiriyordum.O kadar zevk alıyor olacaklar ki bizi öldürmek istemiyor,baygınlık geçirdiğimiz günlerde bizi es geçiyorlar birazcık da olsa rahat bırakıyorlardı.Her gece biraz biraz delirip,ölecek oluyorduk.Ben suçsuz bir çocuktum ve beni o koyu gecelerde başıma aldığım darbelerle delirttiler.

Bir gece hatırlarım,gördüğümüz eziyetler içerisinde başladık devrim marşları söylemeye.Ben başladım ve onlar devamını getirdi.Biz söyledikçe onlar vuruyor,bizi susturmaya çalışıyorlardı.Askerler bağırışıyorlar,susturmaya çalışıyor,susmayana eziyet edip canını yakıyorlardı.Orada öylece duruyorduk,kemik sesleri ve akan kan görüntüsü midemizi bulandırsa da kırılan kemikte,akan kanda bizimdi,canımız yanıyordu ama ses edemiyorduk.Zamanla eziyetler can yakmamaya başlamış,alışmaya başlamıştık ve en kötüsü de alışmaktır.Orada öylece duruyordum,vuruyorlardı ama artık acımıyordu canım,acıyacak can mı kalmıştı ki?

Sonunda duruyorlardı yorulduklarından dolayı olsa gerek ve bizi bir kenara bırakıyorlardı,artık hissedemediğimiz acılarımızla,kanla ve üzerimizdeki ölüm kokusuyla.Ben 15 yaşında küçük bir çocuktum ve büyüdüm,bedenimden akan kanla,acılarımla.İşte bu yüzden koyudur anılar ve bu anıların sahibi ben değil bana bu anıları bırakan sistemindir.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 01, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BİR DELİNİN HATIRA DEFTERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin