-Irem hadi kalk biyere gidelim canım çok sıkılıyor
-hatırlarsan ececim geçen sene başımıza ne gelmişti az kalsın ölüyorduk hatırlatırım
-ya irem nolur ya o sadece hayatın küçük bir şanssızlığı
-küçük mü emin misin
- ya tamam ama bir kere oldu diye hep mi olacak
-yok sen olanları gerçekten hatırlanıyorsunuz
-of hadi kalk irem
-tamam ama sadece bir saat sen nasıl korkmuyorsun anlamıyorum
-oley, bekle bizi İstanbul geceleri...
Bir taksiye binerler ve çokta Tekin olmayan bok kokulu her olduğu bir sokağa...
-Hadi Ece gel dönelim buralar hiç Tekin yerler değil.
-ya kızım korkma ortama ayak uydurmaya bak.
Ece ile bara girdiğimiz içerisi iğrenç kokuyordu. eceyle nihayet boş biryer bulabildik
-sen nereye bakıyorsun öyle
-irem ben hemen geliyorum.
-nereye ec-
Diyemeden Ece gitti bir baktım ki sarı saçlı masmavi gözlü bir çocukla konuşuyor.salağa Kaş göz işareti yapıyorum gel buraya diye anlamıyor.tam yanına gideceksen masaya siyah saçlı yeşil gözlü bir oğlan geldi.
-yavaş ol bakalım noluyor.
-vay bu güzelliğin altından Muhittin abinin çıkacağını bilmiyordum.
-aa terbiyesiz
-bunları iltifat olarak mı anlayım
-nasıl anlarsan anla ama masadan git
-gitmezsem nolur
bulduğum şişeyi kafasına yedi
-bu iş burada bitmedi irem hanım
-sen benim is-mi-mi n-nerden biliyorsun
Diyebildim gerçekten çok korkmuştum ama o çekip gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN ARDINDAKİ ÖLÜM
Aksi-niye bana bunu yapıyorsun -kimse bana hesap soramaz -sen egosu yüksek pisliğin etkisin bana bunları yapmak çok mu hoşuna gidiyor beni üzmek... -yeter sus artık bugünün ölüm günün olmamasını istiyorsan kes sesini...