Meriç ile biz birbirimize kaçamak bakışlar atıyorduk ama benim gözlerimdeki korku elle tutulabilecek derecedendi. "Ah hadi ama Dolunay şimdi de korkuyor musun ? Şimdi sırada kim var ben mi ? Deniz'mi ? Ateş'mi ? Çakır'mı demeyeceğim zaten elinden geçti hah bir de Kıvanç vardı deme ?" dedi kasıklarına geçenlerde tekme geçirdiğim çocuk.Kıvanç hoca yediği yumruklardan sonra hastaneden rapor almıştı ve büyük ihtimalle yarın derslerine devam ederdi. Gerçi öyle bir hoca nasıl öğretmen olduysa ?
"Ne istiyorsun Timür ?" dedi Meriç. Demek adı Timür'du. Yakışıklı bir kişiliğe sahipti kasları ve gözleriyle fazlasıyla çekiciydi. Ama bir Meriç ya da Kıvanç hoca ya da Çakır değildi. "O sana ne yaptı ağabey ? Niye ihanet ediyorsun ona şimdi rahat mı Nihal ? Yukarıdan bizi izlerken nasıl kıskanç bir melek olduğunu hissetmiyor musun ? Nihal seni sevdi ağabey beni değil ama ben onu hak ettim sen değil. Sen gördün nasıl öldüğünü sen baktın sen götürdün. Bir kıza daha mı yapacaksın bunu? Bir kızın daha mı canını elinden alacaksın? Bir kızı motor yarışlarına bindirip tek başına yarışa sokup gene sen mi ölmesini izleyeceksin?" dedi Timür. Nihal'de kimdi öyle ? Timür elini kalbine koydu " Nihal'e çok benziyor değil mi davranışları ? Onu ilk gördüğüm bana tekme attığın gün Nihal'lede öyle tanışmıştım. Kalbimdeki acıyı dindirmek istiyorum sarı saçlı,mavi gözlü hiç bir kız istemiyorum. Uzun boylu giyinişine kadar aynı birisi istemiyorum. Ben sadece Nihal'imi istiyorum ağabey bu kalbim Nihal'in sevgisinden kalmış son nefesleri onun sömürmesini istemiyorum. Sömürüyor da kalbimdeki Nihal yerine Dolunay olsun istemiyorum çünkü gene ağabeyim sevdiği kızı ellerimden alıyor. Demek ki kardeşlerin üvey de olsa zevklerini aynıymış ağabey. Ama bu sefer kazanan ben olacağım." dedi Timür.
Timür'ün gözlerinde nefret ve acı artık o kadar büyümüştükü ellerimle onu alıp çekebilirdim. Meriç' baktığımda ifadesizce bana bakıyordu. Gözlerimle ona baktığımda Timür'ü işaret ettim ona yardım etmek istiyordum. Kafasını salladığında koşarak yanına gittim nefes alamıyordu. "Me...me...riç Timür nefes alamıyor lan nefes alamıyor tövbe Bismillah ALLAH'ım hatim edeceğim şimdi bana bak Timür bana bak. Dedim Timür bana bakmıyordu bile ellerimle yüzünü kavradım ve bakışlarını bana çevirdim. "Ne zamandır böyle ?" dedim "Nihal'den beri." dedi ne Nihal'miş la. Tıp okumak istediğim için bir kaç şeyler biliyordum eğer kişi nefesini kesilcek bir şey yapılmazsa ölürdü.
Bu şıkkı atlayıp Meriç'e döndüm "Timür'ü öper misin ?" dedim. Gözlerini pörtleterek "Eşcinsel değilim ben senin gibilerinden hoşlanıyorum." dedi "Ben erkek fatmayım onu bir kız olarak düşün ve öp bunu ben yapamam çünkü hayatımda kimsenin dudaklarını öpmedim." dedim. Meriç tek kaşını kaldırarak bana baktı. "Emin misin?" dedi. "Ben yapmadım dedim. Bunu sen ve Kıvanç Hoca yaptı. Ve hiç birinde istekli değildim. Hem bizim okulda eşcinsel yok mu ya bunun yakışıklıyı öpecek ?" dedim. "Abisine çekmiş." dedi. "ALLAH'ım özür dilerim valla bir hafta yalan yok beni affet Bismillah." dedim ve Timür'e yaklaştım. Dudaklarını benimkilerle buluşturduğumda içimdeki kelebelekler kafeslerinden boşaldı. Timür bu hareketime şaşırmıştı. En başta nefesleri düzeldi. Kendimi geri çekecekken belimi kavradı ve duvarla arasına aldı beni onu tüm gücümle ittirdiğimde. "Nefes alman için yapmıştım aptal!" diye tısladım. "Be..ben şey oldu şeyin yüzünden şey oldu." dedi Meriç arkamızdan. "Ben , birden oldu hormonlarımın yüzünden oldu.' demek istedin kardeşim değil mi ?" dedi Meriç.
"Özür dilerim neyse ben gideceğim." dedi ve gitti Timür. "Bu da neydi böyle ? ALLAH'ım sen bana yardım et." dedim kafamı kaldırıp. Meriç'e baktığım gözlerine kısmış bir yere bakıyordu baktığı yere bakınca bugünün ikinci şokunu atlattım. Karşımda elinde cetvelle tek kadın hocamız Nevriye Hoca yanında ise Kıvanç hoca . "Hiç bir şey göründüğü gibi değil. Nevriye hocam valla çocuğun durumunu görünce öyle kitapta okuduğum şey geldi aklıma." dedim kızardığıma kalıbımı basabilirdim. "Her nefesi tıkananı öpüyor musun Melek ?" dedi Kıvanç hoca 'Melek' ismini annem bana koymak istemiş ama öldüğünde babam 'Dolunay' koymuş o bunu nereden biliyordu? "Her nefesi tıkananı değil her astım krizine gireni öpüyorum. He ayrıca bazıları astım krizine girmeyenleri de öpebiliyor hem ben Meriç'e 'Öper misin?' dedim o kabul etmedi. " dedim. Kıvanç hoca tek kaşını kaldırıp baktı . Ah lanet olsun bu şekilde çok yakışıklı ve çekiciydi.
Nevriye kırklarında bir hocaydı. Çok şirindi. Siyah kalem eteği ve beyaz eteği ile çok disiplinci birisi gibi. Nevriye hoca bizi gülerek izliyordu. Sonra kahkaha atmaya başladı. "Meriç'in ... suratı." dedi baktığımda burnundan soluyan ve kıpkırmızı suratı ile karşılaştım. "Her neyse kamp var ve tüm öğrencilerin gelmesi zorunlu çadırları kendimiz kurdutturğumuz için yer kalmamış ve sen Kıvanç Hoca'nla kalacaksın baban gelemeyecek bende en uygun kişi Kıvanç hoca dedi baban.
NEY ?! WTC ?! BABA SEN BENİ NERELERE VERDİN BABA.!
***
BİR EKŞINLA BİTİRİYİM DEDİM ÖPÜLDÜNÜZ :**
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"ERKEK LİSESİ GÜZELİ"
Teen FictionDolunay o.. bir annesiz hayatta yaptığı hatalarla ayakta duran sonra aşkın cilvesine kapılıp acılar çeken kız. O bir aptal... O bir TEKMECİ... O bir savaşçı... O HER ŞEYE KARŞI YAŞAYAN BİR KIZ ... Çünkü hayata meydan okumak gerekir bazen.......