Babamı otoparkta bekliyordum.Arka kapının çıkışından çıkan bir Kıvanç Hoca vardı yanında da bir kız kalçasını zor kapatan bir siyah elbise vardı çakma sarışındı kız.Kıvanç Hoca beni görünce ilk önce duraksadı sonra yürüdü . Kıvanç Hoca'nın kahverengiye çalan saçları gözleri kapkahverengiydi zaten tam bir güzellik abidesiydi. Arka kapıdan Meriç çıktı bana doğru geldi ben hemen kafamı yukarı kaldırıp ıslık çalmaya başladım.Bana göz kıprtı ve gitti ay senin göz kırpan gözlerini çıkartır yağda kızartır köpeklere yediririm.Yalnız çok kul çocuk ulan. Hemen bizim yanımızda çok lüks ama adını bilmediğim bir arabaya bindi çalıştırdı ve gitti ...
Babam da arka kapıdan çıkınca arabanın kapısını uzaktan kumandalı anahtarla açtı bindim.Yol boyunca konuşmadık çünkü böylesi daha iyiydi.
Eve gidince hiç bir şey yemeden odama çıktım ve uyudum .
***
Bu sefer beni uyandıran bir alarm değil de kapının ziliydi. Bu sefer de beni uyandıran zile lanet okudum vallah billah artık ne yapacığımı şaşırıyorum. Pijamalarımla (multi) 'kim o' demeden kapıya artık zile basınmaması için gidip jet hızıyla açtım. Ne?! Karşımda tabiki de takım elbiseli ultra yakışıklı bir Kıvanç Hoca beklemiyordum.Beni kapıda en başta kapıda görünce en başta gülümsedi sonra da "Günaydın Dolunay'cığım.?" dedi senin 'Günaydın Dolunay'cığım' diyen ağzını yerim lan. "Günaydın hocam e.. şey bir şey mi oldu?" dedim bu dediğime gülümsedi gülümsemesi çok içten ve çok güzeldi."Yok babanla sabah hep beraber kahvaltı yapacaktık da ha bu arada... pijamalrından kardeşime bir tane istiyorum,ha olur mu ?" dedi gülümseyerek yüzümün kırmızıdan ,mora ,mordan ise dünyaya yeni bir renk getirebilecek bir renge büründüğüne emindim saçlarımla önümü kapatarak utanmamı gizledim."Şey tabi hocam." dedim birden kahkaha atmaya başladı 'ne oldu' der gibi tek kaşımı kaldırdım. "Yüz ifadeni...görmen...lazımdı." dedi ah ALLAH'ım günahım neydi. Arkadan yani babamın girişteki odasının kapı sesi duyuldu babam "Bu ses ne Dolunay eve erkek mi attın ah kızım ah ya ? " dedi ! NE-NE-NE? Baba ne diyorsun daha ben kimseyle çıkmadım daha 'ilk öpücüğüm' duruyor ne diyorsun be adam ? "Baba eğer neden böyle bir cümle söylemenin nedenini 5 dakika içinde açıklamazsan Meriç'e attığım tekmeden yiyerek kalp krizi geçireceksin ve ben de 'baba katili' adlı kız olarak dünyaya geçiceğim. Açıklama?" dedim tek nefeste babam gözlerini pörtleterek bana baktı aynı şekilde Kıvanç Hoca "Sen bizim okulun sahibine yani Meriç'e tekme mi attın ?" dediler aynı anda .
Bende " He ne var bunda ?" dediğimde sanki pörtleşilmiş gözlerini biraz daha açarak beni öldürmeye çalıştılar gibi geldi."Hatta başı kanadı." dedim bir çırpıda. "Dolunay senin beyninde sorun mu var ? " dediler aynı anda bende onlara neler olduğunu anlattım onlarda anladılar durumu." Dolunay hadi kızım sen bize kahvaltı hazırla ama ilk önce üstünü giyin."dedi ben de pijamalarla hala Kıvanç Hoca'nın yanında olduğumu hatırladığımda jet hızıyla merdivenleri tırmandım , formamı giydim ve saçımı elimle şekillendirdim. Aşağı indim " Baba ben kahvaltıyı hazırlıyorum tamam mı ?" dedim babam onaylarcasına ses çıkardı krepleri yaptım ve hazırdı ve hepsinin üzerine gül reçeli ile gülümseyişli bir ifade yaptım."Dolunay'cığım yardıma geliyorum!" dedi Kıvanç Hoca ben de bir şey demedim sandalyeleri arkayı doğru sürttüm ki insanlar rahatça otursun.Bardaklaarı elime aldım dolaptan meyve suyunu çıkarttım masaya doğru götürmeye başladım . Ayağım sandalyeye takıldı ve düştüm dolayısıyla da bardaklar düştü ve kırıldı.Sonra bir çift güçlü el beni kaldırdı kafama arkaya çevirdiğimde bu kişinin Kıvanç Hoca olduğunu gördüm.çok yakındık beş santimetre vardı aramızda. Sonra ben kendimi aynı bir rüyadan uyanırmışcasına salladım ve kendime geldim. Sonra Kıvanç Hoca'ya imalı bir şekilde baktım ve bıraktı ellerini belimden.
KIVANÇ HOCA'DAN...
Bu kız ciddi manada tam bir saf . Saflığının yanında masumlukta var tabi. Hani ben ' İlk görüşte aşka inanmam' desemde ilk görüşte aşkın pençesine kapılmıştım fakat takıldığım kişi öğrencimdi. Sarı uzun saçları deniz mavisi güzel gözleri ve mankenlere taş çıkaracak derece de güzel olan fiziği. "Ah!" düşüncelerime bölen bu kişiye baktım bu Dolunay'dı ve bardakları kırmış üzerine üstlük birde eline yanlışlıkla cam parçası batırmış olmalı ki işaret parmağı kanıyordu. Ah sakar kız. Yanına gittim hemen hışımla "Dolunay iyi misin ?" dedim . "O kadar iyiyim ki parmağım kanıyor!"dedi . Elini elime aldım yüzüne baktım dudaklarını büzdü ah hadi ama Dolunay yapma şöyle be hormonlarıma savaş açıp kendimi engelliyerek parmağına baktım çok derin değildi fakat kanıyordu işte. Parmağına elimdeyken ağzıma doğru götürüp emdim yaranın mikrop kapmaması içindi bu yaptığım ve yüzü kızardı. Çok masumsun Dolunay'ım çok... "Yaranın mikrop kapmaması içindi." dedim ve başını salladı. "Yara bandı var mı yaranı kapatalım aksi takdir de gene-" lafımı kesen kişi Dolunay'dı. "Şu...şuradaki çek...çekmecede." dedi . Gittim gösterdiği yerden yara bandını aldım ve sardım. Çok yakındık şuan tam ona yaklaştım bir yerden öksürük sesi geldi ve Dolunay yerinden sıçradı ve yere düştü kafamı çevirdiğimde babasını gördüm sonra bir şey demeden masaya oturdu ve yemeğe başladı Dolunay işinin olduğunu söyleyip yukarı çıktığında ben de şu serbest gelme işini konuştum ve hallettim Dolunay bulaşıkları makinelere yerleştirdi ve çıktı önden . Babasının arabaına bindi ve gitti bende benimkisine bindim ve yola koyuldum okulun yanına meleğimin yanına ...
DOLUNAY'DAN...
Okula girdiğimde tüm gözler bana çevrildi ben tabiki de bundan rahatsızdım ve bir banka oturdum. Giriş kapısından Meriç girdi yanında ise bir erkek . Bir dakika bir dakika lan bu bu... bu bizim Erez lan . Koştum ve kucağına atlayıp sarıldım "Oha kuzen ne yaparsın burada özellikle de bu Bay Kör'le ?" dedim beni usulca kucağından indirdi. Yanaklarımı en başta sıktı sonra da öptü doya doya sonra beni kolunun altına aldı bilmem ne yaparım Dolunay'ım ?" dedi Erez'in en çok bana 'Dolunay'ım' demesinden hoşlanırdım Erez konuşuyorduk ve yanımızdaki Bay Kör'ü ne takıyorduk ne de dinliyorduk. Sınıflarımızda aynıymış . Oley be ben şimdi bunla otururum yupii. Zilin sesi bizim kahkahalarımızı durdurdu ve ben Erez'in kolunun altında yürümeye devam ettim. Meriç bize öldürücü bakışlar atıyordu . En arkada iki tane boş sıra vardı Erez'i çekiştirerek onlardan bir tanesine oturdum Meriç'de çantaına sıraya fırlatarak bakın fırlatarak oturdu. Ders programına göz gezdirdiğimde bugün ilk dersin edebiyat olduğunu anladım. Ve hafiften de olsa sevinç kapladı elimi . Öğretmenler zili çaldı ve içeri çok taş olan hocamız girdi ben Erez'in koynuna başımı koymuştum ilk beni gördü gülümsedi sonra Erez'i görünce kaşlarını çattı. Neden acaba aman neyse dedim düşüncelerime ve ayağa kalktım. Kıvanç Hoca benim olduğum masaya geldi ve kulağıma eğilerek "Ben dersimde böyle vıcık vıcık hareketler sevmem özellikle sevgililerse!" dedi dişlerinin arasından fısıldıyarak. Ne diyon sen be canım ?! Oturun komutunu eliyle verdi hoca hala benim masamın başında dikiliyordu ve hala yakınımdaydı ben oturmuştum o buraya geldiğinde zaten bu dediğiyle ayağı fırladım ve " Lan ne diyorsun sen imansız seni kaddar lan SA-NA-NE bana bak hoca bozuntusu bu benim kuzenim tamam mı yıllardır hasreti çektiğim ölümden dönen kuzenim lan hoca bana bak bana ben o kadar cibiliyetsiz biri miyim ?! Ben daha hayatımda sevgilim bile olmadı be ben 'ilk öpücüğümü' bile vermedim be sen şimdi geçmiş bana sevgilince vıcık vıcık hareket yapmanı sevmem diyorsun sanane be adam sen kim-" derken sözlerimi bir dudak böldü gözlerimi açtığımda karşımda bir Kıvanç Hoca beklemiyordum onu ittirdim ve yüzüne gelişi güzel bir yumruk indirdim sonrada tekme . Sınıftan çıktım pislik adam pislik herif tuvalete girdim çeşmeye açtım ve dudaklarımı elime aldığım sabunla yıkamaya başladım dudaklarımı adeta eziyordum canım çok fena yanıyordu ağlamaya başladım dudaklarımı silip ağlamaya dudaklarımı siliyordum vahşice...
MERİÇ'TEN...
Öptü kızı şu amele lan adama bak ben şu kızı sırf okuldaki tek kız diye oynatmak için kırk takla atıyordum adam dudaklarına yapışıyor ben böyle işin anasını... Dolunay gidince Erez Kıvanç denen hoca bozuntusunu yumruklamaya başladı. Ben de Dolunay'ın peşinden gittim ona baktığımda hem ağlıyor hem de dudaklarını siliyordu . Hadi ama öptğ diye mi yani sırf bu yüzden mi dudaklarını kanatarak ağlıyıp siliyordu. Bu kız farklıydı biliyordum fakat yani... bana göre değildi benim gibi birisine göre değildi daha doğrusu yaptıklarımı bilse neler yaşadıklarımı. "Dolunay! Kendine gel şşt sakin ol güzelim aynen evet evet ." dedim ve ellerini o güzelim yüzünden çektim yüzünü bana çevirdi fakat ağlıyordu ...
ŞİMDİKİ ZAMAN...
Barakada ben Erez,Meriç,Çakır,Deniz ve Ateş oturuyorduk .Çakır çok ağırbaşlı ve duygusal çocuktu.Deniz tam bir yakışıklıydı ve çok çapkındı elinden geçmeyen kız yoktu. Ateş ah Ateş ah bu çocuk tam bir komedyen mal hareketleriyle sözleriyle ama çok tatlıydı yani tam yemelik bir şey anlayacağınız . "Ben artık bıktım şu Kıvanç denen hocadan lan gözüyle bakmasa götüyle bakıyor lan Dolunay götle bakılır mı kız? Bence sen bu hocayla evlen baksana şuna taş tüh tüh ALLAH nazarlardan saklasın . Kızım ya dudaklarına yapıltı bizim hoca sen de tık yok sen ne bir malsın . Gerçi beni geçemezsin ha bak geçersen de dayak atarım sana leopar deaenle uyku bandımla tamam mı ? Lan bizim Deniz geçen bir kızın yanına mı ne gitmiş işte bunlar çok böyle yakınlaşmışlar sonra da bunla öpüşürken kız bizim Deniz'i eve atmış Deniz tabiki de 'HAYIR' dememiş sonra bunlar yatağa geçmiş kız Deniz'e demiş ki 'Sen bekle ben giyinip geliyorum' demiş sonra da gitmiş kız . Kız geldiğinde de kızın üzerinde çok acayip derece seksili bir polis kıyafeti varmış kızın elinde iki tane kelepçe varmış sonra kız Deniz'i kelepçeyle yatağın demirliklerine bağlamış sonra işte Deniz'in üzerine çıkmış kız bu Deniz'de dur der mi sonra birden kapı açılmış ve abisimi ne gelmiş Deniz'in kelepçelerini kız çözmüş hemen Deniz de hemen 2 mahalle boyunca götüne vura vura kaçmış hemde sadece donuyla valla ben bir Göse olarak Deniz'in götünü seviyorum." bunu diyen tabiki de Ateş'di.Ben kahkahalara boğulurken birinin beni izlediğini anladım etrafıma baktığımda ise Kıvanç Hoca'yı gördüm bana baktı ve yanıma doğru gelmeye başladı...
KIVANÇ HOCA'DAN...
Artık kanatsız meleğime bazı şeylerin açıklama vakti geldi yanına doğru bugün babası yani müdür okulda yoktu o yüzden rahattım. Yanına gittiğimde eğildim ve "Sana beni bırakma desem bırakır mısın? Sana beni sev desem sever misin? Sana benim karım ol desem olur musun ? Sana çocuklarımın anası ol desem olurmu-" lafımı kesen Ateş'di " Hoca bozuntusu bence çocuklarının anası olmakla karısı olmak aynı şey değil mi ? " dedi ve meleğim kafasına bir tane yapıştırdı. Bende devam ettim " Sana benim sadece ama sadece benim kanatsız meleğim ol desem ne derdin?" dedim ve sol gözüme yediğim yumrukla yere çivilendim bir tane değildi ki iki tane idi.
Olsun be değdi meleğime...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"ERKEK LİSESİ GÜZELİ"
Teen FictionDolunay o.. bir annesiz hayatta yaptığı hatalarla ayakta duran sonra aşkın cilvesine kapılıp acılar çeken kız. O bir aptal... O bir TEKMECİ... O bir savaşçı... O HER ŞEYE KARŞI YAŞAYAN BİR KIZ ... Çünkü hayata meydan okumak gerekir bazen.......