8. Bölüm Karanlığa Aidim

27 2 2
                                    

Karşımda duruyordu işte. Can nereye gitmiştiki.
Özgür, Can nerde?diye sordum. Gergin bir şekilde. Anahtarı cebine soktu.
Ona gitmesini emrettim ve gitti.
Çok ukalaydı. Hem emrettimde neydi.Can beni niye böyle bırakmıştı.
Burda ne işin var dedim. Yavaşça içeriye doğru yürüdü. Bana tecavüz etse kurtulma ihtimalimi düşündüm. İyi çığlık atarım aslında. Ve sert tekme atarım. Ne düşünüyom ben ya. Özgür yapmaz öyle şey. Yapmazsın değilmi diyordu iç sesim.
Tesadüf mü kadermi? Diye sordu. Kendimi filmde gibi hissetim.
Bunu sormak için mi geldin? Alaycı sesimle sordum. Tam olarak gözlerimin içine bakıyordu. Bi an için gözlerinde yıldız gördüğüme yemin edebilirim.
Cevap ver! Ses tonu emreder gibiydi. Bi an için korktum. Aslında hayatımda en nefret ettiğim şeylerden biri emir almak. Ama cevap vermek zorundaymışım gibi hissetim. Sanki benimle böyle konuşması normaldi. Sorunun cevabını biliyordum.
Kader dedim. Çünkü ablamın ölümünü buna bağlamayı Öğrenmiştim. Yüzüne bir sırıtış yerleştirdi.
Doğru cevap. Peki sence buraya gelmen tesadüf mü? Dedi. Cidden bu çocuk buraya neden gelmişti.
Öyle olması için baya çabaladım. Gerçekten çabalamıştım. O üç arabayı ben seçmedim onlar beni seçti sonuçta.
Ama değil. Buraya seni kaderin getirdi. Yaşadığın herşey buraya gelmene sebepti. Ablanın ölmesi. Annenin ilgisiz tavırları. Dünyaya sırtını dönmen. Bunlar seni buraya, bize getirdi. Sen bize aitsin. Karanlık ordusuna aitsin. Dibimde durmuş gözlerimi gözlerine hapsetmiş öylece konuşuyordu. Bakmak çok zordu gözlerine. O yüzden sonradan kavradım herşeyi.
İlk olarak herşeyi biliyordu; ablamı, ölümünü, annemi, bana karşı tutumunu, asosyaliğimi, herşeyi. İkinci olarak. İkinci... Evet, o kısmı kavrayamamıştım. Ben onlara, buraya, karanlığa aitmişim. Bide Karanlık ordusumu demişti? Beynim allak bullak olmuştu. Zaten hamur gibiydi bide yoğruldu şimdi. Ben ona anlamadığımı belli eden bakışlar atarken o gözlerime bakmakla yetiniyordu . Sonra tekrar gözlerinde bir yıldız gördüm.
Gözlerin... Konuşmama fırsat vermedi. Ellerini şakaklarıma sertçe koydu. Başımı oynatamıyordum bile. Sanki sadece ona bakmamı istiyordu. Bende tekrar istemeye istemeye emrini yerine getirip gözlerinin içine baktım. O an çoğalmaya başladı yıldızlar. Hepsi saatin aksi yönüne dönüyordu. Bir ömür gözlerine bakabileceğimi anladım. İki parmağını şakağıma bastırdı. İşte tekrar o müthiş acı.
Aağğhh! diye inledim. Ama gözlerine hala bakmaya devam ettim. Sanki bu emrini çiğniyemeyecekmişim gibi. Yıldızlar hızlandıkça ağrı arttı. Başımı öyle bir kavramıştıki yere düşmüyordum. Ama bacaklarımın boşaldığına eminim. Bian yıldızlar yok oldu. Karanlıktı etraf. Ellerini başımdan çekti. Bacaklarımın boşaldığını söylemiştim. Hemen yere yapıştım. Zaten karanlıktı heryer. Gözlerimi herşeyin son bulması için sıkıca kapattım. Kafamdaki ağrı hafifledi biran. Yavaşça gözlerimi açtım. Ve ordaydım...
O ilk gün geçtiğim yolda. Herşeyin anormalleşmeden önceki saniyelerdeyim. 2 saat geçmemiş karnım aç aynı noktadayım ilerleme yok.
İlerde onu görüyorum. Özgür'ü. Elinde sprey boyayla yere birşeyler yazıyor. Bavulumu çekiştirip yanına gidiyorum. Beni farkketmedi daha. Önünde duruyorum. Siyah yazmış yere. Demek o yapmıştı. Bana bakıyor. Gözlerindeki siniri anlamak hiç zor değil. Kapşonunu kaldırarak
Ne işin var burda! Diye gürlüyor.
Gözlerin... Diyorum tanıdık yıldızları görünce. Başını önüne eğiyor.
Özgür diyorum.
Adımı nerden biliyorsun? Diye soru yöneltiyor. O an kafamda şimşekler çakıyor. Şu an ben geçmişteyim. Kayıp iki saatimi yaşıyorum. Sonunda anladın diyor iç sesim. Özgür bana bakıp
Bunları görmemeliydin diyip Kollarımdan tutup beni çekiştiriyor.
Nereye diye soruyorum.
Konuşmalıyız. Bana bakmıyordu bile. Kolumu çekip onunla aynı hizaya gelip yürüyorum. Beni çekiştirmesine gerek yok sonuçta. Kasaba görünüyor. O an beni nereye götürdüğünü anlıyorum. Canla önceden gittiğimiz kafeye. O kadar hızlı yürüyoruz ki hemencecik geldik. Kahve kokusu burnuma çarpıyor. Oha! Mallıkta sınır tanımıyorum. Yine aynı basamakta takılıp düştüm. Kendimi belki böyle olması gerekiyordu diye teselli ettim. Garson kadın yanımıza geldi.
     Hadi ama kalk artık! diyor Özgür. Garson hafiften bir kıkırdıyor. Sinirle yerden kalkıyorum. Bir masaya yerleşiyoruz. Garson yanımıza geliyor.
    Açmısın diye soruyor.
    Evet diyorum. Karnımın doyduğunun hatırlayarak. Bana tost kendine de kahve istiyor. Önce yemek yememi bekliyor. Tostumdan son ısırdığımı alıyorum.
     Adın ne? Diye soruyor.
     Derin diyorum ağzımdakileri yuttuktan sonra.
    Tüm gördükleri unutman mümkünmü? Diyor. Çok yakışıklı ya.
    Gözlerinde yıldız olması gibimi? Diyorum
     Ve o yazdığım şeyi diye ekliyor.
    Sen böyle diyince unutmam imkansızlaşıyor. Diye itiraf ediyorum.
    Peki oldukça sakin söylüyor. Itiraz etmeme izin vermeden masaya para bırakıyor. Kolumdan tutup beni çekiyor. Dışarı çıkıyoruz. Ben bu çocuğu niye takip ediyorum diye düşündüm bi ara. Durma eylemini gerçekleştirmeden o beni sessiz bir yerde durduruyor. Ben ne olduğunu anlamadan elleriyle kafamı tutuyor.
    Bunu yaptığım için ne kadar pişman olduğumu bilemezsin ama beni görmemen gerekirdi. O Yüzden özür dilerim. Derin. Gerisi aynı gözlerinde yıldızlar başımda keskin bir ağrı. Son olarak ellerini çekince yere düşüyorum. Gözlerimi sımsıkı kapatıyorum. Ve açtığımda...
     İşte geri gelmiştim. Özgür tüm bu kayıp iki saatime yolculuğum sırasında yere oturup dizlerinin üstüne başımı yerleştirmiş beni izliyordu. Yavaşça doğruluyorum. Ellerimle kafamı tutuyorum. Geriye küçük bir sızı kalmıştı. Tüm taşlar yerine oturmuştu.
      Yolda Özgür'ü Siyah olduğunu kanıtlayan birşey yaparken yakalıyorum. Ve gözlerinde doğaüstü yıldızlar var. Yani görmemem gereken herşeyi görüyorum. Özgür bana bunları unutmamı söylüyor. Bende inatçılığım tutunca unutmayacağımı sölüyorum. Ve oda nasıl olduğunu bilmesemde hafızamı siliyor. Evet olay özeti buydu.
     Bir dakika Oha! Özgür bunları nasıl yapıyor.
     Sende bizim gibisin dedi beni süzerken
Ne yani bende istediğim gibi hafıza silebiliyormuydum. Ve daha bilmediğim onca güce sahiptim. Karanlık ordusuna aittim.

Siyah ÖzgürlükHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin