KARA MELEK

"Erdinç Kayan." dedi adam ağzındaki sigarayla. Arkasındaki gence döndü. "Onun işini bitirmenizi istiyorum. Parası da kafası da masamda olmalı. Her şey bu gece halledilecek." Genç adam başını salladı. "Şimdi izninizle kızları alayım, efendim." Adam başını sallayarak onayladı. Genç, dışarı çıkarken adam söylendi, "Bu gece son kumarına oturacaksın, Erdinç."

Genç adam odadan çıkar çıkmaz merdivenleri indi. Binanın dışına çıkarken temizlikçiye selam verdi. Temizlikçi ona gülümserken telaşlı adımlarla arabasına bindi. Arabayı çalıştırdı ve kanlı bir meseleye daha kendini hazırladı.

Genç adam suratı asık ,eve girerken alışık olduğu sigara dumanı yüzünü yaladı. Koltukta tabancaları hazırlayan Ceyda'ya yöneldi. Ceyda, silahı doldurduktan sonra şarjörü taktı. Nişan alarak karşısındaki devrilmiş bira şişesini vurdu. Şişe paramparça olurken içindeki sıvı her yere saçıldı. Ceyda silahı masaya koyarak sigarasını eline aldı. Başını çevirerek dumanı yanındaki Demir'in yüzüne doğru üfledi. Demir dumanı dağıtırken Ceyda dudaklarını araladı. "Yeni bir görev mi ?" diye sordu. Demir sadece başını sallamakla yetindi. Ceyda anında klasik planı uygulamaya koydu ve yerinden kalktı. Yukarı kata koşar adım çıktıktan sonra oda kapılarına durumu belirten şifreli vuruşu yaptı. Kendi odasına doğru ilerleyerek, asla tam kapanmayan kapıyı tekmeleyerek açtı. Kapıyı kapatmaya tenezzül bile etmeden dolabının karşısına geçti. Bu gibi durumlarda giydiği, artık bir klasik haline gelen siyah elbiseyi çıkardı. Elbise kalın askılı, hafif göğüs dekolteli ve sağdan yırtmaçlıydı. Ayağına siyah platform topuklu ayakkabılarını geçirip makyaj masasının başına geçip dudaklarına kırmızı rujunu sürdüğünde hazırdı. Sarı dalgalı saçlarını hafif dağıttıktan sonra masanın üzerinden siyah lastiği alıp, sağ bacağına, yırtmacın erişemediği bir yere taktı. Odadan hızla çıktığında koridorda Özge'yle karşılaştı; aynı elbisenin kırmızı ve straplezini giymişti. Birlikte merdivenleri indiler. Ceyda, masanın üzerinden silahını aldı. Bacağındaki lastik ve bacağı arasına sıkıştırdı silahı. Başını kaldırıp 'Tamam' anlamında başını salladı. Dışarı çıkarak arabaya yöneldiler. Beyaz, sırtı dekolteli uzun elbisesiyle Efsun, ön taraftaki yolcu koltuğuna oturdu. "Hadi yapalım şu işi." dedi. Dediği anda Demir gazı kökledi ve bilinen eve doğru ilerlemeye başladılar.

Araba, evin yakınlarında durdu. Araba durunca herkes aynı anda arabadan çıktı. Eve doğru giden taşlı yola ilk adım atan İrem oldu. Pembe kısa elbisesinin uçuşan uçlarını eline hapsetti. Art arda hızlı adımlar atmaya başladı. Yürürken herkes fırtına öncesi sessizliğe bürünmüştü. Ortamda sadece topuklu ayakkabıların yeri döverek gidişinin sesi vardı. Sessizlik içinde 2 dakika yürüdükten sonra üç katlı evin önüne geldiler. Demir, kızların önüne geçerek üzerini düzellti. Kızlara doğru son bir bakış attıktan sonra elini kaldırıp zile bastı.

Genç adam elindeki kartlara iyice baktı. Kahverengi gözleri masada dolaştı. Ustalaştığı kumar artık onun için çocuk oyuncağıydı ve oynayacakları on altı elin on birini çoktan almıştı. Genç adam, artık zamanın geldiğini düşünerek ayağıyla ritim tutma numarası yaptı. Ayağını beş kez yere tuhaf bir ritimde vurmasıyla işareti anlayan kızlar masaya yaklaştı. Genelde susan Özge konuşmuştu bu sefer,"Eh biz kızlarla makyaj tazelemeye gidelim." dedi. Sesini kinayeli bir hale getirdi. "Bilirsiniz, bazı şeylerde işimize yarar." dedi ve göz kırptı. Adam ahlaksızca sırıttı. "Bilirim. Belki bugün çok yarar ." dedi. Özge ona iğrendiğini belli etmemek adına gülümsedi. İçinden ise ona en nadide küfürlerini savuruyordu. Kızlar evin arka tarafına dolanarak arka bahçeye açılan kapıdan geçtiler. İkiye ayrılarak bahçeyi çevrelediler. Korumaları haklayacaklardı. Korumalara yaklaştılar. Adamlar duydukları adım sesleriyle başlarını çevirdilerse de, daha onlara baktıkları anda susturucusu olan silahlar patladı ve yere yığıldılar. Evin çevresini dolaşan kızlar buluşarak diğer adamlarında hakkından gelerek eve döndüler. Ayakkabılarını ellerine alan kızlar sessizce evin içinde ilerlediler. Korumalar birer birer sayısını yitirirken Demir son eli kazanmak üzereydi. Kızlar sonunda merdivenlerde belirdi. Bu seferki iş kolaydı ve bu yüzden çabuk bitmişti. Bundan memnun olduğunu açıkça belli ederek sırıttı, Demir. Ceyda, İrem'e döndü. Sessizce ek olarak getirdiği bıçağı aldı. Demir henüz işini bitirmemişti ve Ceyda'nın öne atak yapması onu şaşırttı. Efsun arkasından "Ne yapıyorsun ?" gibisinden bir şeyler söylemişti, fakat intikam hissi Ceyda'nın duyularını kalın siyah bir örtüyle örtmüştü. İrem, bir hata söz konusu olmaması için öne atıldı. Ancak yetişememişti. Ceyda, Erdinç'e ulaşmıştı. Sessizce bıçağı boynuna dayadı. Neye uğradığını şaşıran adam, arkasına döndü. Karşılaştığı ise o gün oracıkta ailesiz bıraktığı küçük kızın iri yeşil gözleriydi. Adamın mavi gözleri iri iri olurken Ceyda kulağına eğildi. "Katilinin adını unutma," dedi. Başını kaldırdığında Demir'in meraklı bakışlarıyla karşılaştı. Gözlerini Demir'den çekmeden, hızlıca kolunu kaldırdı ve indirip çekmesiyle Erdinç'in boynundan çıkan kan masayı kırmızıya boyadı. Ceyda adamın geriye attığı başına yaklaştırdı başını ve kulağına fısıldadı. "Ceyda Soysal."

Ceyda, doğrulduğunda onu şaşkınca izleyen herkese klasik soğuk bakışını attı. Herkes masa etrafına toplanan izbandut ordusuna saldırırken Ceyda, Erdinç Kayan'ın artık odağını kaybetmiş gözlerine kilitledi gözlerini . Onu bu kadar çabuk öldürmek ve tüm yaptıklarının binlerce mislini ona yaşatamamak canını sıkmıştı. Bu sırada işi biten kızlar üzerlerine ölümün güzelliğini sırtlanarak kapıya doğru ilerlediler. Ceyda, sonunda bakışlarını adamın cansız bedeninden aldı ve kızlar ile dışarı çıktı. Demir ise madur kişiydi burada. Her şeyin ardından asıl pis işi o yapardı; yine olacağı gibi. Adamın ölü bedeninin yanında bulunan para çantasını aldı önce. Cebinden her gün bilediği bıçağını çıkardı ve patronunun sadistçe isteğini yerine getirmek adına adamın boynuna ilk darbeyi indirdi. Daha sonraysa kapıyı çarparak çıktı ve bir suç mahalinden daha elini kolunu sallayarak ayrıldılar.

Multimedya kızların elbiseleri.