Tanrı, kendi yarattığı dünya'nın aykırı olarak kabul ettiği, ama aslında hayatın en gerçek kesimine mensuben göndermiş beni aranıza. Ve 5 çocuklu bir ailenin 6'ncı çocuğu olmuşum.
Tanrı rastgele göndermiş olacak ki, daha ana rahmine düştüğümde bu dünyaya fazla gelmişim ve ruh-i iademe karar kılınmış. Maalesef mi demeliyim yoksa çok şükür mü bilmem ama kürtaj'dan son anda kurtulmuşum. O gün her ne sebeple olursa olsun kürtajdan vazgeçilmiş olması, annem ve babamın bana yapmış olduğu en büyük iyilik mi yoksa en büyük kötülük müydü? Sorusuna hiç cevap bulamadım. Bildiğim tek bir şey var, o da bu dünyaya gelmem konusunda da nasıl ne halde geleceğim konusunda da fikrimin alınmadığıdır.
İnsan hafızası ne kadar geçmişe dönebilir? Ne kadar eskiyi hatırlayabilir? Kendimi beşikte bile hatırlıyorum desem inanır mısınız? Hatta öyle derin hislerdeyim ki, utanmasam doğum anımı bile hatırlıyorum diyeceğim. ☺
1986 yılında Düzce'nin Kurtsuyu köyünde açmışım gözlerimi. O kadar istememişim ki bu dünyaya gelmeyi o kadar direnmişim ki, saatlerce beklemişim "doğmayacağım" diye. Hayatla inatlaşmam da o zaman başlamış anlaşılan. "Ben seni istemiyorum" demişim resmen hayata.
Annemin çığlıklarına dayanamayıp ben mi pes ettim, yoksa bu hayata karşı ilk mağlubiyetim miydi bilmiyorum, ama bir anda çekiverdi beni dünya kendine ve yaşa dediler bana, vakti gelince seni geri götürmeye gelecekler. Sen şimdi yaşa.
-Ne kadar? Dedim
-Bitmeden öğrenemezsin, ama sen hep hazır ol. Dediler
-Ne yapıcam burda? Dedim.
Önüme başı sonu belli, ortası az biraz cizilmiş üzerinde KADER yazan bir defter koydular ve
-Al bu deftere bir ömür yaz. Ama unutmaki ne kadar güzel bir ömür yazarsan, seni almaya geldiklerinde o kadar güzel karşılanırsın. Dediler.
-Yapamam, bu savunmasız bu aciz bedenle bu defteri dolduramam. Dedim.
-Yalnız değilsin, Tanrı dünyaya senden önce koruyucu meleğini gönderdi o sana yardımcı olacak
Dediler ve beni yeryüzü'nün en iyi annesinin yanına koydular
-Sınav da ödülde istemiyorum ben geri dönmek istiyorum. Dedimm ama
- Çok geç, Tanrı kum saatini çevirdi, süren başladı.. dediler
Evet. Tanrı kum saatini çevirmiş, süremi başlatmıştı. Anladımki bu başı sonu belli, ama ortası bana kalmış yolda yürümekten ve Kader denen defteri doldurmaktan başka çarem yoktu. Madem başka çarem yok, bende bu defteri gönlümce doldurmaya karar verdim ve, O günden itibaren ölümden hiç ama hiç korkmadım!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KENDİNDEN KAÇAN
Short StoryKader neydi? Kader; inanmayanlara göre henüz ortak bir karara varılmamış bir kavram, inançsızlara göre ise koca bir yalandır. İnsan kendi kaderini yazar dedikleri ise; elimize verilmiş boş bir ajandadır. Tarihleri belli, ama içine ne yazacağın sana...