CİN ALİ

MEZARLIK

Bu kağıtda neydi, neyin nesiydi neden bu kadar tuhaf yazılar vardı üzerinde. Emir bu kağıdın ne olduğunu öğrenecekti ama nasıl?

Merve bu sabah sofrayı bir saat daha erken hazırlamıştı çünkü bugün dedesi kasabaya inip Ali için doktoru getirecekti. Doktorun söylediğine göre bu psikolojik bir şey olabilirdi. Ali de bugün arkadaşıyla oyun oynamak için birbirlerine söz vermişlerdi.

Merve ve Emir dedeleri burada olmadığı için tarlaya gitmeyeceklerdi. Emir köyün imamı olan İmam Ali nin yanına gidecekti. Bu kağıdın ne olduğunu çözmesi gerekiyordu. Bunda ne varsa Ali nin arkadaşının neden bu kadar tuhaf olduğunu anlayabilirdi.

Merve " nereye gidiyorsun beni evde tek mi bırakacaksın " Emir " geçen gün gördüğüm o kağıt varya onu buranın idamına göstericem". Merve uzun bir süre düşündükten sonra "bende gelim seninle bu işten tuhaf kokular alıyorum " Emir "tamam " diye kısa bir cevap vererek yetindi.

İmam Emin in yanına geldiklerinde imam onlara tuhaf bir bakış attıktan sonra "bu köyde hiç çocuk yoktur siz kimsiniz? ". Mervenin bugün çenesi düşmütü mehmet dedenin torunları olduğumuzu ancak yarım saat sonra söylemişti. Emir "biz buraya bulduğumuz bir kağıdı göstermeye geldik ". İmam Emirin çıkardığı kağıttaki yazıları görünce gözleri fal taşı gibi açıldı ve "bu kağıdı nerden buldunuz "diye sordu.

Emir "şey şey köyün girişindeki yıkık dökük evin önünde bulduk". İmam "bu köyde seneler önce bir cinci hoca vardı ve insanlara tuhaf büyüler yapardı ve buda yaptığı büyülerden biri". Emir peki bu büyüyü neden yapılmış o evi önünde ne işi vardı... " Emir sorusunu bitiremeden dedesi "siz burada ne yapıyorsunuz? " diye sinirli bir şekilde sordu.

Mehmet dede her ikisini de tuttuğu gibi eve getirirken "ben size o tarladaki eve gitmemeniz için uyarmıştım eğer bir daha beni dinlemezseniz size ne olacağından sorumlu olmam ". Emir bu sözlerin üzerine o kağıdın sırrını çözecekti ne olursa olsun.

Psikolog eve geldiği zaman Al iyi muayene etti, tuhaf bir şekilde bir şey bulamadığını ve bir sorun olmadığını söyledi. Ama bu onun için tuhaf bir durumdu çünkü birşeyler olduğunu hissedebiliyordu...

Alinin arkadaşı dedelerine doğru sinsi bir bakış attı . Bu çocuğa daha dikkatli baktığında ona geçmişten bir şeyler anımsattığını farketti ama o küçükken sadece bir arkadaşı olmuştu ve Alinin yaşlarındayken birden bire ortadan kaybolmuştu.

Tabi bunları sesiz bir şekilde söylerken Emir herşeyi duymuştu. Dedesi için alışılmamış bir durum değildi . Büyük ihtimalle küçükkende insanlara karşı bu kadar soğuktu.

Bu sorun ile artık dedeleri ilgilenecekti. Emirin elinden o kağıdı hızlı bir şekilde aldığında Ali ona alttan bir bakış attığında zafer kazanmış gibiydi...

Mehmet dede karanlık bastırmasına rağmen çocukları evde tekbaşlarına bırakıp evlerinin önündeki ormanda kayboldu. İmam Eminin evine geldiğinde bu kağıtta neler yazdığını söylemesini istedi. İmam Emin bunun bir kara büyü ve yapılan kişinin ruhlar aleminde sıkıştığını söyledi.

Ve eğer bunun cesedine bir mezar yapılmadığı sürece onlardan intikam alacağını söyledi. Mehmet Dede bunları çocuklara neden söylemediğini sorunca "onların başına bir şey gelmesini istemezdim o yüzde sana söyledim ". Mehmet bunlara inanmıştı daha fazla soru soracak iken biri içeri girdi ver artık gitmesi gerektiğini anladı.

Mehmet dede evine giderken İmam Emin esrarengiz misafirine yaptıkları konuşmayı anlatmaya başladı" Bana bunun ne olduğunu sordu ve bende onun mezarlığa gitmesi için mezara kemikleri koyması gerektiğini söyledim" "aferin aferin seninle daha çok şey yapacağız ve eğer benim dediklerimi yaparsan sana ve yedi sülalene dokunmayacağım ha bide çocuklardan biri buraya geldiğinde ne yapacağını biliyorsun"

Esrarengiz misfir birden kaybolduğunda imama verdiği altınlar elinde soğan kabuklarını dönüştü imam bunun ne olduğunu cok iyi biliyordu... Mehmet dede eve geldiğinde çocukların uyuduğunu farketti aklından imamın dediklerini geçirirken kazma ve küreğini hazırlayıp mezarlığa doğru yola koyuldu.

Emir şaşkın bir şekilde dedesini izlerken oda dedesinin arkasından gitti. Dedesini korkunç biri olarak bilirdi ama gecenin bu yarısı mezarlığa gidecek kadar değil tabikide dedesi sarhoş gibi mezarlarda basa basa en sonunda birinin önünde durdu ve yerden bir şeyler toplanmaya başladı.

Mezarı kazmaya başlayınca da bu mezar yaklaşık elli yıllık olmasına rağmen içinde hala çürümemiş bir hayvan çıkardı. Her tarafında tuhaf takılar ve okuyamadığı birsürü yazı. Bunların ne anlama geldiğini bilmeyen Emir yarın bu gördüklerini imama anlatması gerektiğini geçirdi içinden.

"O o oda kim? " mezarlığın kapısından gelen de kimdi? Dedesine doğru yaklaşıyordu. Emir "Aaaaaaaa!!!! "