Sabah alarmın o kulak tırmalayıcı sesiyle güzel uykuma veda etmek zorunda kaldım. Keşke beni bu kadar çok seven annem beni bu dertten kurtarabilseydi. Kara kış etkisini göstermeye başlamış olacak ki hemen ayağımın yanında olan kalorifer peteği sıcacıktı. Kafamı yastıktan kaldırıp yatakta oturur pozisyon aldım. Uykum hâlâ benimleydi çünkü gözümün önünü zor görüyordum. Ayaklarımı yere değdirip kendimi ayağa kaldırdım. Odamın içindeki banyoma girip hızlıca duş aldım. Bornozu üzerime geçirerek kıyafet odama doğru yol aldım. Kıyafetlerime kısaca göz attıktan sonra babamın okulu olmasından yararlanarak altıma yüksek bel siyah bir pantolon üstüme de vişne rengi bir omzumu açıkta bırakan salaş bir kazak giydim. Ayakkabı olarak da siyah, topuklu, kısa botlarımı seçtim. Odama geri dönüp makyajımı da tamamladım. Masanın üzerindeki deri sırt çantamı alıp merdivenlerden yarı koşarak yarı yürüyerek indim.
Mutfağa girer girmez annemin yanağını öpüp masaya oturdum. Sandviçimden bir kaç ısırık aldıktan sonra bardaktaki meyve suyunu da kafama dikip ayağa kalktım. Kapıya doğru koştururken annemin kadife sesini duydum.
"Cansu hiç bir şey yemedin. Kahvaltını düzgün bir şekilde yapar mısın?" Annemin sesi hem uyarı hem rica tonundaydı. Ama kaç gündür Çiğdem'i bekletiyordum. Hızlı davransam iyi olurdu.
"Ama anne Çiğdem bekliyordur beni. Gitmem gerek bay bay!"
Portmantodan lacivert montumu aldım ve hızlıca arabama yürüdüm. Babam bu arabayı bana bu yaz 18. yaş doğum günümde almıştı. Kırmızı bir mini cooper. Arabayı çalıştırıp Çiğdem'in evine sürdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM DÖRTLÜSÜ
AcakAileler arası bir kavga ve intikam için bekleyen UYGAR Hiçbir şeyden haberi olmayan CANSU Cansu'nun duymaması için her şeyi göze alan ÇİĞDEM Arkadaşının yanlış bir şey yapmaması için arkasını kollayan KAAN