Yeni Mahkum

472 32 4
                                    

Abandoned Akıl Hastanesi,Idaho,Amerika
Sabah saat 4 suları.
Kargaların kanat seslerinden uyandım.Yatakta doğrulup çatlak duvarın ortasında duran siyah saate baktım.Güneşin doğmasına en azından 1,5-2 saat vardı.Yatağın yanında duran nike siyah spor ayakkabılarımı giydim.(bu spor ayakkabıları dışardan zorla getirttirmiştim.)Artık tamamen uyanık olduğum için kırık aynanın yanındaki dolaptan siyah kısakollu tişört ile siyah bir pantolon çıkardım.Üstümü giydikten hemen sonra dışardaki gardiyana beni odamdan çıkarmasını söyledim.Kapıdan çıkarken gardiyan koluma kırmızı bir bileklik taktı.
Kırmızı bileklikler,gardiyanın dediğine göre en tırlatmış olanlara verilirmiş.Tırlatma sırasına göre bilekliklerin rengi:kırmızı-yeşil-mavi-beyaz.Yeni gelen mahkumlarda beyaz bileklik olur.Daha sonra eğer olay çıkarırlarsa gittikçe renkler değişir.
Koridorda yürümeye başladım.Ama yanımdaki odadan gelen sesi duyunca durdum.Odanın kapısına kulağımı dayar dayamaz ürkülerek geri çekildim.İçerden acı dolu çığlıklar geliyordu.Bir anda olan oldu.Koridordan bir düzine gardiyan koşarak odaya daldı.İçerdeki kişi çıkmamakta direnince gardiyanlar silahın dipçiğiyle adamın başına vurdu.Koca adam saniyeler içinde yere yığıldı.
Benim kapının hemen dışında durduğumu fark ettiklerinde iki gardiyan üstüme yürümeye başladı.Bunu gördüğümde kaçmaya başladım.Ama nafile.İki kolumdan yakaladıkları gibi odama sürüklemeye başladılar.Beni yatağın ortasına attılar ve ardından kapıyı kilitlediler.
Yataktan kalktım ve küçük pencereye doğru yürüdüm.O zaman yağmurun başladığını gördüm.Ardından da art arda şimşekler çaktı.Yapacak bir şey olmadığı için ben de uyumaya çalıştım.
Birkaç saat sonra küçük pencereden giren güneş ışıklarıyla yataktan kalktım. Kapının kilidini açmışlardır diye kapı kolunu çevirdim.Ama açılmadı.İçimden "lanet olsun." dedim ve kapıya bir tekme savurdum.Beklemeye başladım.1 saat,2 saat derken orada,kapının önünde,tam 4 saat bekledim.Gelen giden olmadı.Artık açlıktan ölmek üzereydim neredeyse.Ayağa kalktım ve kapıyı yumruklamaya başladım.Dışardan ayak sesleri duyuncaya kadar kapıyı yumruklamaya devam ettim.
Ayak sesleri kapının önünde durdu ve kapının kilidini çevirdi.Karşımda bir gardiyan duruyordu.
-Ne istiyorsun?
-6 saattir ayaktayım ve ağzıma bir lokma bile girmedi.En azından bir ekmek verin de onunla idare edeyim.
-O odanın kapısında seni görmeseydik sana yemeğini verirdik.Ama kıçını oraya sürükleyerek bugünkü yemek hakkını kaybettin bebecik.
Artık iyice sırıtıyordu.Onun muşmula yüzünü görmemek için arkamı döndüm ve küçük pencereden bakmaya başladım.Arkamdan kapanan kapının sesiyle birlikte ben de pencereden uzaklaştım.Gardiyan tam kapıyı kilitlerken,
-Beni bu lanet yerden ne zaman çıkaracaksınız?Diye bağırdım.Kapının arkasından boğuk bir ses geldi.
-Ne zaman istersek o zaman.Arkasından da sesli bir kahkaha yükseldi.Buna dayanamadım ve duvarlara vurmaya başladım.Aynı zamanda da bağırıyordum.İyice çıldırmıştım.1 saat boyunca kendime gelemedim.Kendime geldiğimde ise kapı açıktı.
Gardiyan da bana bakıyordu.Benim de ona baktığımı görünce konuşmaya başladı.
-Hadi yine iyisin bugün şanslı gününmüş.Müdür seni bırakmamızı söyledi.Artık odandan çıkabilirsin.
-Sonunda!!!
Gardiyanın bir şey söylemesini beklemeden hemen dışarı çıktım.Koridorlarda ise neredeyse koşuyordum.Çünkü temiz havaya hasret kalmıştım.Bahçeye çıktığımda derin bir nefes aldım ve yürümeye başladım. Etrafımda bana uzaylı görmüş gibi bakan birsürü aptal vardı.Hepsi de kafayı yemiş diğer insanlardan birkaçıydı işte.Sonuçta bütün akıl hastanesi bunlardan oluşmuyor mu?
Onları boş verip yürümeye devam ettim.O sırada akıl hastanesinin kapısından bir araba girdi.Mahkumları taşıyan arabalardan biriydi.Ama bu sefer içinden sadece bir mahkum çıktı.Bir kız...Fazla büyük olamazdı.Uzaktan gördüğüm kadarıyla dalgalı kahverengi saçları vardı.Sanki daha ilk geldiği andan itibaren bütün hastaneyi etkilemeyi başarmıştı.Kimse gözünü ondan alamıyordu.Akıl hastanesinin giriş kapısına götürülürken onunla ilgili hatırladığım son şey diğer yeni gelen mahkumlardan farklı olarak onun da benim gibi kırmızı bileklik taktığıydı.

KAÇIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin