merhaba arkadaşlar hikayemizin güzel olacaguna inanıyoruz yorum ve votelerinizi bekliyoruz.
Ben kaila 20 senedir yasayorum daha doğrusu son 3 yıl yok bende kayıp sanki.3 yıldır kalabalık icinde yanlizligimla bogusuyorum .
aslında bazıları için şanslı denecek kadar şeye sahibim ama... amasi yok ışte.13 yaşına kadar mükemmel bi hayata sahiptim annem, babam büyük denilecek bi ev. mutluydum ta ki babam o lanet hastalığa yakalanana kadar .herşeyi almıştı o hastalık benden sahip olduğum herşeyi tum mal varligumi ,mutlulugumu, ilk askim babamı. kanserdi babam onun tedavisi için elimizde ne varsa satmistik ve hayat bize acimamiş babamida almıştı bizden .bombostuk şimdi evi sattıktan sonra kiraladigimiz evdende atmışlardı ortada kalmıştık resmen.
içime kapanmistim iyice kimseyle konusmuyor sudan başka bisey ağzıma almiyordum. annemde bi ise girmiş kazandığı üç kuruş maaşla beni okuttugu yetmiyormuş gibi birde zorla pskologa sürüklemişti.iki sene boyunca herhafta durmadan gitmiştim biraz da olsa iyilesmistim yemek yiyor ve gerektikce konuşuyordum
o gün pskologun son günüydü pskolktan çıktıktan sonra en yakın arkadaşım ece kapıda beni bekliyordu .kapıda beni .. kapıda.. bu kizin burda ne isi vardı Allah aşkına çok yorgundum ve eceyi şahsen hiç cekemicektim desemde siritmama engel olamadım o ise tebessüm ediyordu boyle içten sıcak olandan hani. bende karşılık vermek isterdim ama olmuyordu içimde tebessüm etmeme engel bsy vardı sanki bende siritiyordum o yuzden .
birkaç adımda yanına yaklasmamla kollarını bana sarması bir olmuştu istemsizcede olsa karşılık vermiştim hala sarılmaya devam ederken " nasılsın bebeğim " dedi yumuşak bir sesle nasıl olabilirdim Allah aşkına "iyiyim sen " diye gecistirdim sorusunu o ise benden ayrılarak koluma girdi ve" superim guzelim bugün bizim günümüz seni nerelere goturucem bir bilsen " uflayak ona döndüm " bilmek iistemiyorrum ece hem nereye goturuceksin yeni bi kafe mi keşfettin ha birde niye bizim günümüz olyomus " uzun surdeir bu kadar uzun bi cümle kurmamistim ama bu kızın yanında tutamıyordum kendimi dusuncelerimden siyrilmami sağlayan o yumuşak ses oldu " bebegim kaila sen gerçekten safsin bugün senin doğum günün unuttun mu ?"dedi unutmuştum gerçekten ama hatırlamak isteyende yoktu "ee yani " diyebildim boşuna itiraz etgigimi biliyordum ama bu kızla tartışmak bile bana iyi geliyordu " uf kaila biraz neşelen bebeğim gidicegumiz kafeyi cidden beyeniceksin " uflayarak kabul ettim " peki ece uzak değildir umarım " dedim uzak olmaması için dua ederken. yürümeyi hiç sevmiyordum çünkü " hayır güzelim az ilerde hadi yürü " kafamla onaylayarak annemi aramam gerektiğini söyledim cebimden telefonmu çıkarırken annemle süren kısa konuşmanın ardından kafeye doğru yol aldik dedigi gibi yakındı iceriside sakin görünüyordu özellikle böyle bi yeri seçmiş olmalıydı kaallabalik ortamları sevmediğimi biliyordu bana yanlizligimi daha çok hatırlatıyordu sanki
ben bunları dusunup etrafı incelerken ecenin masaya oturmuş hala ayakta dikilen bana bakmış olduğunu gördüm " kaila bebeğim iyimisin oturmayı dusunuyorsun herhalde " söylediklerine gözlerimi devirip masaya oturdum." eee nasıl geçti günün" diye lafa girdi sanki her gün başka bir aksiyon yasiyormusuz gibi " sıradan senin " dedim uykulu bir sesle o ise şen şakrak sesiyle "harika" dedi gulumsedim onun bu haline ve " ne güzel " diyebildim sadece . ecenin hayatı benden daha zordu bir yetimhanede kalıyordu ve anne babasını tanımıyordu bile ama bu şen şakrak halleri ... ne biliyim tuhaftı üstelik muhtesem bir fiziğe ve yüze sahipti ben ecenin muhteşem yüzünü incelerken garsonun sesiyle kendime geldim "merhaba hoş geldiniz ne alirdiniz?" dedi erkeksi bir ses kafamı ona cevirdigimde bir limonata istediğimi söyledim ece ise tuhaf bir şekilde garsona bakıyordu . garson sorusunu yineledi ve "peki efendim siz" garsonun sesiyle yerinden sıçrayan ece "bize iki kişilik pasta mum ve limonata getirin lütfen "dedi ikina sikila nolmustu birden bu kıza böyle daha önce onubhic böyle görmemiştim garsonun yanımızdan ayrılmasıyla eceye döndüm " hayirdir taniyomusun onu?" diye sordum gözlerimi gözlerine sabitleyerek sorduğum soruyla birlikte gözlerini gozlerimden kaçırdı ve " yo..yok canim nerden tanicam farklı geldi sadece " gülmemek için zor duruyordum bu halime bakıp "ne bakıyorsun öyle ??" diye sordu " hiiic" diye cevap verdim sorduğu soruya.
çok neşeli olmasına rağmen onu sinir etmek çok kolaydi en azından benim için gülümseyerek bi öpücük yolladım ona ece buna dayanamaz hemen yumusardi yine öyle oldu" ee kıvanç in teklifini düşündün mu ? " dedi beni sinir etmeyide o iyi biliyordu" ece bu konuyu konusmak istemiyorum bi sevgiliyle ugrasacak zamanım yok bilyosun çalışmam gerek" diye itiraz etmeme kalmadan lafa girdi " biliyorum ama kıvançta tatlı çocuk hani "gözlerimi devirerek "banene ece çok beyeniyosan senin olabilir" dedim bu sözümü bir gülücükle geçirdi . bu arada su garson elinde siparişlerle bize doğru ilerliyordu masaya tam yaklasmisti ki yüzüne yediği yumrukla yere yığılirken üzerime dokulen buz gibi limonatyala çığlığı basmam bir olmuştu...