Bunun Burda Ne İşi Var ?

1.1K 31 2
                                    

Multimedya : Aleyna, Beste, Sima, Üzeyir

...

Üzeyir'den

Yine her zaman olduğu gibi sıkıcı okul günlerinden birindeyiz. Dersimiz matematik Bay Wilson'un dersi. Her zaman eğlenirdim bu derste. Son 1 yıl hariç. Eskiden dersi kaynatır fotoğraf falan çekerdik. Bay Wilson bize hiç kızmaz bize katılırdı. Evet bu tuhaf farkındayım ama Bay Wilson bana babam gibi yaklaşırdı. Her zaman yanımda olmuştu. Normalde beni seven öğretmen az bulunurdu. Bu yüzden Bay Wilson'a saygı duyardım. Beni zorla derslerine sokardı. Her ne kadar dinlemesemde dersleri, matematikte iyiydim. Sanırım eskiden derslerde eğlendiğim için dersi sevmiştim. Bundan dolayıda matematikte iyiydim. Başka açıklaması olamazdı. Bunları düşünürken dersin bittiğini zil çalınca anladım. Sınıf boşalırken bende sıramdaki kitabı elime aldım. Kafamı öğretmenler masasının olduğu tarafa çevirdim. Bay Wilson hala yerinde oturmuş bir şeylerle ilgileniyordu. Çıkmak için kapıya ilerledim. Fakat Bay Wilson buna engel oldu.
" Üzeyir " diyerek seslendi. Olduğum yerde Bay Wilson'a döndüm. " Efendim" dedim. Eliyle yanına gelmemi işaret etti. Nefesimi sesli bir şekilde verip yanına ilerledim. Baş ucunda beklerken önünde duran rakamlı sayfalarla uğraşıyordu. Bana karşısındaki sırayı işaret ederek " Otur" dedi. Fakat gözü hala önündeki saçma sapan rakamlı sayfalardaydı. Gösterdiği sıraya oflayarak oturdum. Bu benim elimde değildi. Başka bir öğretmen olsa dinlemez giderdim. Ama Bay Wilson'a karşı saygısızlık yapamazdım. Her zaman yanımda olmuştu benim. Birazda oturarak bekledikten sonra ben konuşmadan konuşmayacağını düşündüm.
"Evet Bay Wilson benimle konuşmak istediğiniz konu nedir ? " " Beni bu gereksiz sınıfta daha fazla tutacak kadar." diyerekte ekledim. Sonunda kafasını kaldırarak benim yüzümü süzdü. Daha sonra önündeki kağıtları çantasından çıkardığı dosyaya yerleştirdi ve dosyayı tekrar çantasına koydu. İki elini birleştirerek masanın üzerine koydu. " Anlat " dedi. Ne dediğini anlamamıştım. Neyi anlatmamı istiyordu bu adam.
"Neyi anlatmamı istiyorsunuz ? "
"Neden böyle olduğunu"
Tam cevap verecekken devam etti. "Eskiden de derslerden kaçardın, dinlemezdin, odaklanmazdın ama en azından öğretmenlerinede anlattırmaz, arkadaşlarınada dinletmezdin." dedi ve derin bir nefes alıp verdi. "Şimdi ise hiç birimizle konuşmuyorsun. Ve sen " bir kaç saniye bekledi ve devam etti. "Sen şuan benim tanıdığım Üzeyir'den çok farklısın. Bu durumun eni gerçekten üzüyor. " diyerek ekledi.
Bu insanlar ne bokuma başkaların hayatına karışıyorlardı ki. Derslere giriyordum işte devamsızlığım yok denecek kadar az. Bunu şimdi farkettim o ayrı konu. Okuldaki herkez neden böyle olduğumu biliyor. Hademelerde dahil buna. Zaten bir alt sınıflarla okuduğumun yetmiyormuş gibi bir de her gün bütün öğretmenlere ayrı ayrı açıklama yapıyordum. Bu durum oldukça can sıkıcıydı. Tam ağzımı açıcaktım ki " Biliyorum annenim ölümü seni çok üzdü ama sen kendi hayatına devam etmelisin eminim ki annende bunu isterdi. " Bu adam ya benle alay ediyor ya da sabrımı sınıyordu. Boynumda şişen damarı ben bile fark ettim. Her kim olursa olsun benimle annem hakkında konuşamaz. Şuan karşımdaki Bay Wilson olmasaydı çoktan suratına geçirmiştim. Saygımdan dolayı nazik olmaya çalışarak ne kadar naziktim o tartışılır. " Bu sizi ilgilendirmez. " dedim. Bir şey demesini beklemeden hışımla ayağa kalktım ve sınıftan çıktım.
Koridorda dolabıma ilerlerken bütün gözlerin üzerinde olduğunu hissettim ama bu sefer biaz garipti. Bütün okul hayatım boyunca gözler hep üstümdeydi. Hep özenerek bakarlardı bana ama bu sefer küçümser gibi bakıyorlardı. Bütün bu düşünceleri kafamdan çıkardım. Dolabıma ulaştığımda kapağını açtım. Elimdeki kitapları dolaba sıkıştırmaya çalıştım tabikide başarısız oldum. Dolabım çok dağınıktı ama toplayacakta değildim. Bu sefer kapağı daha sert iterek dolabın kapağını kapatmayı başardım. Kapattığım sırada yere bir şey düştüğünü fark ettim. Eğilip yerden aldım. Ne olduğunu anladığımda hemen dolabın köşesindeki çöp kovasına fırlattım. Bu Beste'ye aldığım bileklikti. Bu kız aklıma geldikçe sinirleniyordum.
Herhalde bunu ona aldığım gün babamla yakaladığım için dolaba fırlatmıştım. Tüm bunları unutmaya çalışırken karşıma çıkmalarından nefret ediyorum. Annem olmasaydı çoktan ikisinide öldürmüştüm ama annem bana her şeyi unutturuyordu. En son bana " Öfkene sakın yenilme oğlum " demişti. O da yoktu artık yanımda ama yinede ben annemin oğlu olacaktım. Amalarla kurduğum cümlelerden uzaklaşarak daha fazla okulda kalmamaya karar verdim. Yoksa önüme ilk kişiye dalabilirdim.
Okulun otoparkına ilerlerken kafam bomboştu ne yapacağımı bilmiyordum. Sadece yürüyordum. Telefonum çalmasıyla ordugum yerde durdum. Telefonumu pantolonumun cebinden çıkardım. Ekranda Aleyna yazısını görünce " Allah'ım bu kız benim peşimi ne zaman bırakacak ? " diye düşündüm. Sonra aklıma benim için yaptıkları gelince o benim peşimi bıraksa ben onun peşini bırakmazdım buna emindim. Telefonun tekrar titremesiyle hala çaldığını fark ettim. Kendime gelmek için kafamı iki tarafa salladım. Telefonu açtım " Nerdesin ? " duyduğum telaşlı ses gülümsememe neden oldu.
" Otoparktayım bir şey mi oldu ? "
" Hayır sadece seni bulamayınca telaşlandım. Hem bu telefona neden hemen cevap verilmiyor ? Bakmadığım yer kalmadı. Sınafa baktım yoktun, dolabının yanına baktım ordada yoktun, erkekler tuvaletine- " derken sözünü kestim. " Sakın oraya da gittiğini söyleme ? "
Duyduğum kahkaha benimde gülümsetti.
" Yok oraya girmedim. Bir arkadaş yardımıyla içeride olup olmadığını öğrendim. "
" Ben tanıyormuyum o arkadaşı. "
Bir an sustu yüzünün kızardığını hissedebiliyordum. Aleyna benden bir yaş küçüktü ve çok utangaçtı. Benim tanıdığım kızlardan farklıydı. Belkide onu bu yüzden seviyordum. Aleyna benim olmayan kardeşim gibiydi. Ona zarar gelmesi en son istiyeceğim şey olurdu. Babam denicek adamın en yakın arkadaşının kızıydı Aleyna. Evlerimiz yan yanaydı. Birlikte büyümüştük. Oda benim gibi tek çocuktu. Büyük bir sessizliğin ardından " Otoparkta ne işin var ? Dersin daha bitmedi ki " Bu kız benim ders saatlerimi benden daha iyi biliyor.
" Biliyorum. Sadece canım daha fazla bu saçma okulda kalmak istemedi. "
" Nereye gidiyorsun ? "
" Sence ? "
" Yaa bir değişiklik yapıp eskisi gibi arkadaşlarınla gezsene. Neden bu kadar inatçısın sen ? Evde turşunumu kurcan ? "
" Aleyna benden eski ben olmamı bekleme. Yapamam anladın mı ? Yapamam. Bu dünyadan bir an önce defolup gitmek istiyorum. Yaşadıklarımı kaldıramıyorum. Önce babam- "
Biraz fazla sesimi yükseltmiş olmalıyım ki otoparkta yankılanan sesimin etraftaki tek tük insanların bana bakmasıyla anladım. Ve sözümü bitirmeyip sustum. Sakinleşmeye çalıştım. Aleyna'nın suçu yoktu. Aleyna çok kırılgandı ve özellikle benim söylediklerime alınırdı. Birazdan ağlayacağını hissettiğim bir ses çıkardığında
" Özür dilerim " dedim. Neden bilmiyorum ama onu kıramıyordum. Onu incittiğimde kalbim sıkışıyordu. " Sorun değil. Sadece sana bir şey olmasından korkuyorum. " dedi en sonunda kırılgan ses tonuyla.
" Bana bir şey olmayacak tamam mı ? Merak etme. " " Bak benim bu dünyada değer verdiğim insanlardan birisin ve seni üzmek istemiyorum. " diyerek ekledim.
" Beni üzmek istemiyorsan kendine zarar verme. "
" Tamam baş belası senin içinde yaşarız. " dedim kıkırdayarak. Ortamı yumuşatmak amacıyla.
" Seninle gelmek istiyorum. "
" Hayır Aleyna gelmiyeceksin. "
" Neden ama bende daha fazla bu saçma okulda kalmak istemiyorum. "
" Aleyna devamsızlıktan kalmak mı istiyorsun sen ? "
" Ne alaka yaa"
" Dersine gir. "
" Beklemessen peşinden gelirim."
" Öyle bir şey yapmayacaksın. "
" Tamam ama istenilmediğimi bu kadar belli etmene gerek yoktu. "
" Aleyna onuda nerden çıkardın ? "
" Baksana resmen düş yakamdan diye bağırdın. "
"Aslında iyi fikir. "
" Rüyanda görürsün Üzeyir Elden. "
" Saçmalama öyle olmadığını sende biliyorsun. "
" Hmm tabi "
" Bak istersen akşam bana gel birlikta film izleyelim. Tabi baban izin verirse o yumruktan sonra. Ne dersin ? "
" Tamam olur ama şunu bil çok ısrar ettin onun için geliyorum. Yoksa hayatta gelmezdim. "
" Aleynaaa "
" Efendim "
" Peki sen bilirsin isterasen gelme ' ısrar etmicem'."
" Yaa tamam tamam. Zaten babam bu akşam evde yok yurt dışında toplantısı vardı. "
" Tamam görüşürüz "
" Görüşü- " sözünü bitirmeden telefonu kapattım. Hızla arabamın yanına gidip bindim. Yol boyunca müzik dinledim. Evimin önüne geldiğimde babam denilcek adamın arbasını gördüm. Bunun burda ne işi vardı. Sanırım konuşmamız pek iyi bitmiyecekti. Arabamdan inip hemen evin önüne geldim. Pantolonumdan anahtarımı çıkarıp evin kapısını açtım.

....

Arkadaşlar kusura bakmayın biraz geç oldu üzgünüm. Ben bunu yazaken saat 03:01 ve çok uykum var. Hatam olduysa kusura bakmayın uykulu gözlerle bu kadar oldu.
Votelerınızı esirgemeyin. Şimdiden TEŞEKKÜRLER .

PLAZA ÖKÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin