Kara Derviş Oba'ya Varır

206 5 6
                                    

Kara Derviş denen gezgin bir alim, diyar diyar dolaşıp halka kıssalar, hikmetli sözler anlatır; köylüden de hediye aldığı ekmek, yumurta, tereyağı, süt ve benzeri gıdalarla da geçinirmiş.

Uğradığı obanın birinde, halkı eski inançları olan "Gökgörölük" üzerinde bulur. Derviş obaya uğradığında, onun kılığına bakan halk, daha onlarca dervişi misafir edip dinlediğinden ötürü, adamın neci olduğunu bir çırpıda anlar. Derviş, çoğu gezgin derviş gibi güneş altında geze geze karardığından obanın çocukları etrafında göbek atarak;

"Huu, huu, dervişler

Devrilivermiş gelmişler

Allah'tan korkusundan

Kapkaraca yanmışlar..."

şeklinde tekerlemeler söyleyip oynamışlar.


Derviş, işinin çetin olduğunu anlayıp heybesinden çıkardığı haşlanmış yumurtaları çocuklara verip saçlarını okşamış. Gördüğü ilk genç adama, "Selamınaleyküm" deyip selam vermiş.

Genç adam, bu selamın bir karşılığı olduğunu daha önceden bir yerlerden öğrenmiş ama, düşünüp ederken sonunda, "Alayınızküm selam" deyivermiş. Dervişin sinirden alnı gerilmiş.

"Kimdir bu köyün ileri geleni, nerededir?" diye sormuş genç adama.

Genç adam ince bir patikadan gidilen mor çiçekli bir tepedeki yeşil evi gösterip "Aha, Gökgörölü Hondulu Ana, orada oturur. O'na git, onla konuş." deyip uzaklaşır.


Derviş ince yoldan tepeye doğru çıkarken, kara dut ağacının altında soluklanır. Yüzünü semaya doğru kaldırıp "Allah'ım... sen yardım et..." derken alnının çatına daldaki serçe dışkılar. Derviş bunun şaşkınlığıyla tökezleyip yüzüstü yere yapışır. Sinirden pancara dönen suratıyla sonunda yeşil evin kapısından girip türkuaz örtülü bir sedirde bağdaş kurup yayılmış oturan şişman Gökgörölü Hondulu Ana'nın huzuruna varır. Hondulu Ana dervişi baştan ayağa bir süzdüktan sonra, koca burun deliklerini iyice genişleterek;

"Derviş gelmiş devrilmiş

Donu cübbesi tozlanmış

Alnı çatı damgalı

Derviş seni n'apmalı?"

deyip dervişe sözünü soktuktan sonra sağ memesini sol omzuna, sol memesini sağ omzuna atıp "Ee derviş, ne dilersin bizlerden?" diye sormuş. Derviş de;

"Kuş pisledi, uğurdur

Donum, cübbem ağırdır

Benim boyum Çavundur

Var sen sözlerim işit" diye karşılık verip halkını İslam'a davet etmeye geldiğini söyler. Gökgörölü Hondulu Ana, iki elini iki dizine vura vura kahkaha atar, kahkaha atarken de "zart" diye osuruk kaçırır.

"Benzi karalı derviş

Donu yamalı derviş

Sana üç sualim var

Bilirsen cümle halkım olacaktır Müslüman

Bilemezsen yakılıp olacaksın toz duman

Var mısın?" der.

Derviş biraz irkilir. Gözü Hondulu Ana'nın sağ memesinin üstündeki raflarda duran içi toz dolu kavanozlara takılır. "Şunlar necidir?" der. Gökgörölü Hondulu Ana yine iki elini iki dizine vura vura kahkaha atmaya başlar, arada da gür sesle osurur.

"Onlar toz duman edilen dervişler, kararını ver. Yol yakınken bu diyardan çekip gitmen de mümkün." der. 

Derviş eliyle cübbesini sıvazlayıp kara kara düşünmeye başlar...


Kara DervişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin