Etki Tepki

81 5 12
                                    

MOLİN

Eğer en sevdiğiniz markanın %40 indirim günüyse sizi evde tutacak hiçbir güç yoktur. Bu felsefemi kulağıma görünmez bir küpe olarak 15 yaşımdan beri takıyorum. Küçükken bir mağaza kapısı açıldığında kendimi sihirli bir dünyanın içinde bulurdum. Bütün o güzel kızlar ipekten elbiselerin içindeydi, hepsi benim gözümde birer prensesti ve daha güzeli onların sihirli birer kartları vardı! Hiç para harcamadan istediklerini alıyorlar ve sihirli dünyadan çıkıyorlardı! O zamanlar bu sihirli kartları sadece güzel kadınlara verdiklerini sanıyordum ve tek hayalim bir gün çok güzel bir kadın olup benimde sihirli bir karta sahip olmamdı ama hesap etmediğim şey sekiz tanesine birden sahip olacağımdı!

Arnavut kaldırımlarında 15 santimetre Dior marka topuklu ayakkabılarımla seke seke mağazaya ilerliyordum. Elbise Armani ve çanta yeni sezon Gucci her kuruşuna değer! Ben vitrin camlarından kendime bakarken tam karşımda benim güzel mağazamı görmüştüm. İçimde patlayan havai fişekleri yutarken mağazadaki kalabalığı görüp hüsrana uğradım. Bu kadınlar deli olmalıydı resmen stantlarda hiç ürün bırakmamışlardı ve daha indirimin ilk günüydü.

Ben daha hangi stant da bakacağıma karar veremezken telefonuma gelen mesajla ayinime bir süre ara vermek durumunda kaldım. Gelen banka mesajıyla olduğum yere yığılmak üzeydim ki karşıdaki yavruağzı kaban bana kollarını açmış göz kırpıyordu. Aldığım maaşı çoktan geçen ekstra borcu mesajını telefonumu attığım çantamın derinliklerinde bırakıp kabana doğru koştum. Ellerimle yumuşaklığını hissettim ve kendimi kaşmirin rüyasına bıraktım. Dolabımda tamda bunun gibi bir şeye ihtiyacım vardı. Yeni bir kabana! Hem diğerleri pekte ısıtmıyordu ve kışlar artık çok soğuk geçiyordu ve benim üşümemem gerekiyordu! Daha kendimi ikna etme çabalarındayken kasadaki bayanın yanında bulmuştum kendimi. Kasiyere kucağımda tuttuğum kabanı verirken kartlarımdaki limiti hesaplıyordum.

"570 TL." dedi kasiyer. Ona sırıtıp 100 lira nakit verdim.

"100 TL buradan alın." Dedim ve Visa kartımı çıkarttım."150 TL buradan geçin." Dedim gülümseyerek.

"Geriye 320 TL kaldı." Diyerek kasiyer bana yardımcı oldu. Diğer bir kartı uzatıp

"Buradan 50 TL" bir diğer katı uzatarak " Buradan 20 TL." derken son 30 TL kalmıştı ve kabanım benimdi. Son kartımı kasiyere uzatırken kadının sıkıldığını anlamıştım ama ne yapayım limit hesaplamak benimde hiç hoşuma gitmiyordu ama mecburdum.

"Ret veriyor ." dediğinde gözlerim yerinden çıkıp tekrar yerine geri döndü.

"Olamaz, lütfen tekrar dener misiniz?" dedim arkamdaki kalabalığın söylenmesine kulak vermeyerek. Kasiyer tekrar denedikten sonra

"Üzgünüm ret veriyor." Dedi kartı ve nakit paramı bana tekrar geri verirken.

"Acaba bunu benim için ayırabilir misiniz? Hemen geri döneceğim."

"Üzgünüm indirimdeki ürünleri ayıramıyoruz." Dedi ve ben içimden tüm küfürleri ederken mağazadan koşarak çıktım. Tabi ki caddenin sonundaki pek sevgili arkadaşımın iş yerine koşuyordum. Reklam ajansının dev amblemini gördüğümde cennet burası diye geçirdim içimden. Ajansın döner kapısından zorlanarak geçerken her gördüğümde tekrar aşık olduğum güvenliğe kocaman gülümseme atmıştım ama pek umurunda değil gibiydi. Zaten bu gün her şey ters gitmemiş miydi? Asansörün çağırma tuşuna iyice yüklendikten sonra o etrafı camla kaplı kutunun içine girip çıkacağım katın numarasına bastım. Bu asansörü çok seviyordum sen yukarıya çıkarken bütün şehrin kalabalığını ve koşuşturmasını izleyebiliyordun. Keşke daha uzun kalsam dediğim günde değildim ama bugün, bir keresinde şehir zevkinden kendimi alamayıp 11. kata kadar çıkmıştım.

Nereden Çıktı Şimdi Bu?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin