Yeni bölüm geldi ama geri dönüt çok az :(( Medyada Mine var. Bölüm hakkında görüşlerinizi bildiriin ://
İçerden gelen seslerle kafamı yastıktan kaldırdım. Seslere kulak kesildim. Kim olmasını bekliyosam tabi ki de Ata ve Mine gelmişti. Yatakta yana kayarak kendimi yataktan attım. İlk önce banyoya gidip kısa bi duş aldım bornozumu giyip odama dönmüştüm ki kapı açıldı. Ata ve Mine gülüşerek içeri giriyolardı.
"bu daha hazırlanmamış Mine. Kıyamet alameti !! " diye odada bağırmaya başladı. Yatağımdaki yastıklardan birini kafasına fırlatıp
"" dışarı çıkarsan hazırlancam bay çook ukala" ' ukala' dememle bana döndü. İşaret parmağını sallayarak cık cıkladı.
" cık cıık cıık ukala değil tatlı,yakışıklı,seksi,mükemmel falan diyecektin herhalde" diyerek dudaklarını büze büze konuştu. Mine yatağıma oturup bizi izlerken kıkırdıyodu. İlk Mine'ye sonra da Ata'ya bakıp
"çıksana be hadi geç kalacağız" diyip kolundan tuttuğum gibi kapı dışarı attım. Mine yatağımda gözlerini patlatmış bakıyodu. İçeri dönünce dolabıma yöneldim. Bu sırada Mine'ye 'ne var' der gibi kafamı salladım.
"git giyin Asmin. Sen bu saate hiç kalmazdın şaşırtıyosun bizii" diyerek elleriyle gitmemi işaret etti. Bu sırada telefonundan da bi şarkı açtı. Giyinme odama geçip kıyafetlerime göz gezdirdim. Beyaz elbisemi elime alıp altına da vişne çürüğü stilettolarımı ve aynı renk kalp şeklindeki çantamı kenara ayırıp giyinmeye başladım.
Saçlarıma kırık fön çekip, hafif bi makyaj yaptım. Dudaklarıma da parlatıcımı sürüp çantamı aldım ve odama döndüm. Mine boğaz manzaralı camın önünde durmuş şarkıyı mırıldanıyodu.
Arkasından sessizce yaklaşıp tikiyle oynadığımda sinirle bana dönüp " bi Ata azdı tabi dimi ne oynuyosun kızım tikimle sözde üniversiteliyiz hareketler hala ilkokul"
hayıflandı. Onun bu hallerine gülüp yanağına öpücük kondurdum "hadi inelim dışarda kahvaltı yapıp okula geçelim" diyerek önden yürümeye başladım.
Aşağı indiğimizde Ata dadımın yanaklarını çekiştirip " hadi be dadı yap şu turtandan da yiyelim valla hasret kaldım" diye dadımla uğraşıyodu.
En son dayanamayıp " off evladım tamam! Ayyy dur kopardın yanaklarımı tamam akşama yaparım lip yersin " diyerek anca kurtuldu Ata'nın elinden. Ata zafer kazanmış komutan gibi göğsünü kabartıp yanımıza geldi.
Dadımla vedalaşıp sahil kenarındaki kafeye geldik. Kahvaltımızı yapıp okula doğru yola koyulduk.
Üçümüzde Nişantaşı Üniversitesini kazanmıştık. Mineyle ben Moda Tasarım, Ata da Mimarlık Fakültesini kazanmıştı. Aynı kampüs içinde farklı binalardaydık.
Fakültemizin önüne gelince Ata arabasından inip ikimizi de öptü sonra bi abi gibi kaşlarını çatıp
" karışan, bulaşan erkek olursa arıyosunuz anında gelirim" diye nutkuna başlamıştı ki Mine araya girip "tamam abicim öyle bişey olursa biz ararız (!)" diyip arabasına yolladı. Bizde arabaları park edip binaya yürümeye başladık.
Binanın çevresi güzeldi. Yeşil alanları ve oturmak için masalar vardı bahçede. Binaya girip dersliklerimizi ve seçmeli derslerimizi derslerimizi ve diğer işleri halledip kantinden içeçek almak için aşağı kata indik.
Birer mocha alıp bahçeye çıktık. Masalardan birine ilerlerken bi anda izleniyomuş gibi hissettim. Etrafıma baktığımda herkes kendi işindeydi. Sanırım uykusuzluktandır diye düşünüp önüme döndüm.
Son bir haftadır geceleri adam akıllı uyuyamıyodum. O partiden sonra sürekli rüyamda dans ettiğim çocuğun mavi- yeşil gözlerini görüyp, kan ter içinde uyanıyodum sonra da uyuyabilene aşk olsun.
Boş bi masaya oturup Mineyle sohbet etmeye başladık. Dersin başlamasına on beş dakika kalınca sınıfı bulamama ihtimaline karşı kalktık. Bina çok gösterişli ve büyüktü. Merdivenlerden çıkarken bi anda yerime çakıldım.
Bu ... Bu o koku !! Hemen etrafıma bakındım ama kokunun sahibi görememiştim. Ben hala merdivenlerin ortasında etrafıma bakınırken Mine koluma dokunup
" iyi misin? O parti gecesinden sonra bi acayip oldun. Dalıp gidiyosun ya sürekli etrafına bakınıyosun. Neler oluyo Asmin ?" diye sordu. Kafamı sallayıp " iyiyim Mine yok bişeyim birini gördüm sandım. Merdivenleri çıkmaya devam ettim.
Arkamdan söylene söylene dersin işleneceği dersliğe girdi. Orta sıralarda biyere oturup hocayı beklemeye başladım. İki-üç dakika sonra otuz-otuz beş yaşlarında bakımlı bi kadın girdi kendini tanıtıp bir yıl olan işleyişten bahsetti. Biraz daha sohbet havasında konuştuktan sonra dersi bitirdi.
Bunun gibi iki derse daha girdikten sonra okulun ilk günü bitmişti. Not tuttuğum defterimi çantama atıp derslikten çıktık. Mine arabasına binip işlerini halletmek için yanımdan ayrıldığında bende Ata'yı beklemeye başladım. Dadımdan turta istediği için eve beraber dönme kararı almıştık.
O gelene kadar kendime bi kahve alıp masalara ilerledim. Telefonumu çıkarıp twetter girip gezinmeye başlamıştım ki yanımdaki sandalye çekildi.
Kafamı kaldırıp 'ne bu terbiyesizlik' diye bağıracaktım ki onu gördüm. Mavi gözlerinin araasına karışmış yeşil çizgilerle bana bakıyodu. İlk başta ne olduğunu anlamamıştım ama gözlerini gördükten sonra bu, o gece dans ettiğim ve bir hastadır uykumu kaçıran çocuktu.
Tanıdığımı belli etmemek adına kaşlarımı çatıp " bu terbiyesizlik ? İzin istek nedir bilmez misin sen çabuk kalkar mısın ?" diye ters ters baktım. Yüzünde bi tebessüm oluştu.
Haydaa neydi, ne içindi bu gülümseme !? "ya anlamadın güvenliği çağırmadan defol git!" diye sesimi yükselttim. Bana boş boş bakıp daha sonra kafasını salladı.
"Sen hala 'aynı Asminsin ' sadece sende bunun farkına varman lazım." diyerek kalkıp gitti. Ağzım bi karış açık arkasından bakakaldım. Hızla yerimden kalkıp arkasından yürüdüm
" ne demeye çalışıyosun sen yaa !! O gece ki maskeli kişi de sendin dimi ! Ne demeye çalışıyosan direkt söyle. Ben buyum ve sen yanılıyosun" diyerek koluna yapıştım.
Gülümseyip yavaşça kollarını ellerimin arasından kurtardı ve gözlerime bakıp " öğreneceksin Asmin. Aslında kimin dost kimin düşman olduğunu. Herşeyi öğreneceksin" diyerek benden uzaklaştı.
Arkasından gidecekken biri koluma yapıştı. Arkamı döndüğümde Ata bi bana bide biraz önceki garip çocuğa bakıyodu. Gözlerini bende sabitleyip " kimdi o" diye sordu.
"bilmiyorum" gözlerini kocaman açıp"nasıl bilmiyosun Asmin çocuğun koluna yapışırken gördüm seni" diye sesini yükseltti.
"bana bağırma. O kim cidden bilmiyorum. Garip garip konuştu gitti. Deli galiba" diyerek bende 'ya sesimi yükselttim. Yüzü bi anda yumuşayıp
" özür dilerim bi anda seni öyle görünce kötü bişey sandım ondan öyle tepki verdim." diyerek saçlarıma öpücük kondurdu. Kendimi geri çekip " tamam sorun değil hadi gidelim dadım turtayı yapmıştır bile" diyerek konuyu kapattım.
Arabalara binip eve doğru yola çıktığımızda okulun çıkış kapısının yanında duruyodu. Duvara yaslanmış sigarasını içerken gözleriyle arabayı takip etti.
Kim di bu ?? Ve neden beni gördüğü her yerde bana 'gerçek ben' den bahsediyodu ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
¤ BANA DOĞRU ¤
Teen FictionBir bebek kendini ne kadar savunabilir ki ? Ya da sizin istekleriniz aslında onun istekleriyle ne kadar benzer olduğunu nasıl anlayabilirsiniz ki ? Anlamak zordur. Bir bebeği tıpkı bir oyun hamuru gibi şekillendirmek sizin elinizde. Onu istediginiz...