Üzeyir

GALİBA HOŞLANIYORUM

"Oha ciddimisin kızım bu çocuk çok tatlı" Parkta olan biteni Denize anlatmıştım. Sonra muhteşem karakalem yeteğenimle o çucuğun resmini çizmiştim ve Deniz iptal, Deniz şok, Deniz vefad. Elimdeki not defterine birşeyler yazıp Denize gösterdim. "Biliyorum. Demekki evrende Mertten daha yakışıklı çocuklar varmış" Sonra bana dönüp bana sırıttı. "Şimdi bu bıçak taşıdığına göre Badboy dur" Bende gülümseyip iç çektim. Aklımdan çıkmıyo çok tatlıydı. Ama öyle abartılacak bir şey değil. Küçük bir kalp çarpıntısı. Hani böyle sokakta yürürken karşınıza tatlı bir çocuk çıkar ve kalbiniz hızlı atmaya başlar ya ha öyle bişey. "Hadi şu çok övdükleri şehri gezelim." Kafamı sallayıp odama çıktım. Aşırı yırtık bir pantolon ve üztüne göbeğimi açık bırakan t- shirt giyip saçlarımı yaptım. Ben eskiden feminist bi kızdım sonra fark ettim ki. Suç cinsiyette değil kişilikte bazıları varki adam gibi adam bazılarısa adamın A' sı bile yanından geçmiyo. "Hadi Ekin yıllar oldu" aşşağıdan bağıran Denize gülümseyip rimelimi son kez kirpiklerime değdirdim. Aşşağı inip arkası merdivene dönük olan Denizin sırtına atladım. "Oha hayvan gırdın sırtımı gırdım." Ben bi çocuk gibi kahkaha atarken oda homurdanıyodu. Evden çıkıp asansöre doğru yürümeye başladık. Asansörde fotoğraf çekilen bi çocuk görünce kıkırdadım. Bende hep asansörde fotoğraf çekilirim. Denizle asansöre binince çocuk bizi ancak farketti. Saçları siyahtı önünde bi tutamı mavi idi. "Merhaba bayanlar binamıza yeni taşınmışsınız. Ben Meriç."(Üzeyir Elden sandınız demi sjsjsj) Deniz çocuğa azını suyu akarak bakarken konuştu. "Ben deniz bu da Ekin." Meriçe gülümseyip karşıdaki duvara bakmaya devam ettim. Asansörün durduğunu belli eden sesi gelince yaslandığım duvardan doğruldum." Kanka ilk önce taksim meydanına gideriz, sonra kadıköy diye biyer var oraya gideriz. Sonra ordan Beyoğlu yaparız. Sonra karşıya geçeriz nasıl." Gülümseyip başımla onayladım. Vitrinleri gezerken gözüme yırtık bi kot şort ve uzun salaş üstünde Dikkat Feminist! yazan t- shirt dikattimi çekti. Mağazaya girip beğendiklerimi aldım. Tamam artık feminist değilim ama eskiden öyleydim.
✌✌✌✌✌✌✌✌✌✌✌✌✌✌✌✌✌✌✌✌✌✌✌✌✌✌✌✌✌
"Kanka Kadıköydeki Duman kafe çok güzeldi" Elimdeki kağıta bir şeyler karalayıp ona uzattım. "Sarkı söyleyen çocuk çok tatlıydı" kahkaha atıp devam etti. "Hani Mertten daha tatlısı yoktu." Kahkaha atıp bir şeyler yazdım. "Varmış da bizim gözümüz körmüş." Bana bıkp sırıttıktan sonra "İyi geceler" diyip odasına gitti. Işığımı kapatıp yatağıma girdim.

Duyduğum tıkırtıyla hızla yataktan kalktım. Etrafıma bakınca bana hızla gelen parktaki çocuğu gördüm. Gözlerimi kapatıp açtığımda dibimdeydi. Tam çığlık atıcakken ağzımı kapattı. "Ştttt sesiz ol. Sana zarar vermiycem. Şimdi sessiz olucakmısın." Kafamı salladığımda elini ağzımdan çekti. Telefonumu alıp bişeyler yazamaya başladım. "Ne işin var odamda" Bir bana bide yazdığıma bakıp gülümsedi. Öldümmü? Cennettemiyim? Çok tatlı olm. "Burasının senin odan olduğunu bilmiyodum." Bişeler yazıp ona gösterdim. "Saçların benim saçlarımdan uzun" Şirince gülümseyip elerini dağınık saçlarına geçirdi ve biraz dağa dağıttı. "Biraz sonra gidicem galiba gitmiş olurlar" Telefonuma yazı yazıp ona dödürdüm. "Kimler ve ben Ekin" Tamam şu an çok saçma bi durumdayız ama tanışmalıyız. "Üzeyir Üzeyir Elden." İsmi çok güzel. Telefonuma birşeyler yazıp Üzeyir' e gösterdim. "Nerde oturuyosun" sesli okuyup kafasını öne doğru eydi 3 saniye bekledikten sonra bana dödü. "Yan dairede oturuyorum" Lan yan dairemde bir meteor varmış ve ben bilmiyorum. İşte bu dıramdır. "Görüşürüz diyip odamın balkonuna yöneldi. Balkondan yan daireye geçti. Olum az önce çok saçma bi durumdaydık. Gülümseyip uyumaya çalıştım. Maviş gözler aklıma gelince uyuyamıyorum.
➿➿➿➿➿➿➿➿➿➿➿➿
" Ihım ıhım" duyduğum sesle biraz daha gömüldüm sert yastığıma. Sert? Nerde uyuyorum lan ben. Gözlerimi açıp karşımdaki bir adet kollarını göğsünde kavuşturmuş Denize baktım. Sonra üstünde yattığım şeye. Aman tanrım didim! Oha! Oh my gosh! Allahım! Baklavamı onlar. Yanlız ben şuan nerdeyse üzeyirin üzerindeyim. Gülümseyip gözlerini açtı. "Bakıyorum beğendin vucudumu" Birden irkilip geri sendeledim ve yere düştüm. Bi anda okadar güzel bi kahkaha sesi duydum ki popomun acısını bile unuttum. O ne kadar güzel bi ses. Gamzesini yerim lan çok tatlı. Ayağa kalkıp not defterimi aldım çalışma masamın üstünden. "Neden burdasın" Yazıp gösterdim. Hışımla kalktı ve t- shirtini alıp odamdan çıktı. Deniz' le peşindem gittik. Evin tüm odalarına baktık ama yok. Ne ara gitti bu çocuk amk. "Kanka Şu asansörde tanıştığımız Meriç var ya yan dairede oturuyomuş." Aklıma Üzeyir' in orda oturduğu geldi. "Kanka Laptopu getir" yazıp Denize gösterdim. Laptop gelince ilk önce twitter' e girdim. Üzeyir Elden yazıp beklemeye başladım. En başdaki Üzeyir Eldene tıkladım. Oha amk! Bi insanın bu kadar çok takipcisi olabilirmi. Aslında bi düşündümde çocuk yakışıklı. Çok doğal. Bilgisayarın not kısmına girip yazmaya başladım. "Kanka bu çocuğun takipçileri uçuyo. Lan 19 kişiyi takip ediyo ve 9.713 takipcisi var" Deniz bana aval aval bakarken bi oha çekti. birazdaha internette dolaştıktan sonra kapttık. ''Kanka bizim iş bulmamız lazım'' ofladım evet bide başımıza iş çıkmıştı. ''Tamam napalım'' yazıp Denize gösterdim. '' kanka gel taksimde bakalım bir yerler'' başımı salladım olur dercesine. '' hadi hazırlanalım'' yavaş ve uyuşuk adımlarla odama gittim. Dün aldığım şort ve t- shirti giyip banyoya yöneldim. Makyajımı ve saçımı yapıp odadan çıktım. ''Ekin ben hergün seni burda bekliyceksem ölüyim daha iyi'' Sırıtıp Denizin yanına gittim. Ayakkabılarımı giyinip dışarı çıktım. Asansörün bizim katta olduğunu far ettiğimde utanmasam twerk yapıcaktım. Yan dairenin kapısı açılınca başım istemsizce oraya döndü. Üzeyir. Ayakkabılarını Giyinip yanıma geldi. '' Naber??'' Ceblerimde not defterimi aradım ama bulamadım. Arka cebimdeki telefonumu çıkartıp Yazmaya başladım. ''İyi senden naber '' Yazıp Üzeyire uzattım. ''İyi'' derin bi nefes alıp sözüne devam etti. ''Nereye böyle?'' Gülümseyip telefonuma birşeyler yazmaya başladım.'' İş aramaya'' Elini bu sefer daha düzgün olan saçlarına geçirdi. ''Benim tanıdığım eleman arayan bi kafe var. İstersen seni oraya götüre bilirim.'' Duyduğum şeyle sırıttım. '' Çok iyi olur. Zaten nereye bakıcağımızı bilmiyoduk.'' Oda benim gibi sırıtıp saçlarını dağıttı. '' Ekin neden şu pofuduk terliklerini ve iç çamaşırlarını toplamıyosun 10 kere senin yüzünden düşme tehlikesi geçirdim.'' Siktir!! Utançla başımı öne eğdim. Ben sana ne yapıcağımı biliyorum Deniz. Çok tatlı bi kahkaha sesi kulaklarımı doldurunca hızla başımı kaldırıp Üzeyire baktım. Aha gamzesi çıktı. Ona büyülenmiş gibi bakarken kapı kapanma sesi duyuldu. '' Aaa Üzeyir Sen nezamandan beri ordasın.'' Üzeyir sırıtıp ilk bana sonra Denize baktı. '' Uzun süredir burdayım.'' Deniz bana baktı. Artık kıza nasıl bakıyosam baktığı gibi kafasını çevirdi. Denize Üzeyirin bize yardım ediceğini söyledim.

Sonunda Taksimdeki İhsan Bar Cafe ye gelmiştik. ''Takip edin beni'' Üzeyirin dediği şeyi uygulamaya geçirdik. Bir kaç kişiyle konuştuktan sonra yanımıza Meriç geldi. ''Selam fıstıklar'' Meriçe gülümseyip Üzeyirin yanına gittim. ''İşe girdiniz '' Elindeki önlüğü uzatıp gülümsedi. ''Teşekkürler'' Yazıp Üzeyire gösterdim. '' Bişey değil matmazel'' Gülümseyip önlüğü üstüme geçirdim. Önlüğü bağlamaya çalışırken Üzeyir beni durdurdu. ''Ben bağlarım'' Arkama geçip ipleri eline aldı. Kahrolsun sıcak nefesi tamda enseme değiyo. Bu sefer uzun saçlarımı sol omzumun üzerinde topladı bunu yaparken nefesine göre soğuk elleri ensemle temas etti. Birden titredim. Ben erkeklere yakın olmayı sevmem hemde hiç. '' Bitmedimi??''Sipariş aldığımız not defterinin üzerine yazdığım yazıyı Üzeyire verdim sıcak nefesini enseme vurarak konuştu. ''Bitti'' Geri çekilip gülümsedi. Sen gülümseme gülümseyince kalbim dayanmıyo. ''Bu arada Ekin meriçte burda çalışıyo.'' Bi tanınıdığın olması iyi olur. ''her şey için saol Üzeyir'' yazıp kağıdı Üzeyire verdim. '' Artık teşşekkür etmeyi kes'' Utanarak kafmı öne eğdim. Utanmak demişken Denizi kesinlikle öldürücem. ''Ekin!!!'' Adımın seslenmesiyle arkama baktım. ''8. masa'' dedi Meriç. Gülümseyip 8.masaya ilerledim. Masanın yanına gelince gülümseyip yazı yazdım "Buyrun ne almak istemiştiniz??" Kızlar bana bakıp kıkırdadı. "Acaba duyuyomudur?" diye sordu sarışın kumrala. Gözlerimi kapatıp derin bi nefes aldım. "Ne biliyim kzım" oflayıp yazmaya başladım. "Sağır değilim sadece konuşamıyorum" yazıp gösterdim. Kahkaha atıp bana küsümceyici bi bakış attılar. "Şimdi sen konuşamıyosun demi." diyip kahkaha attı sarı çiyan. "Şimdi sen şarkı söyleyemiyosundur. Noldu dilsiz kaldın dilini yılanmı soktu." Tam bişe yazacakken elimde bi soğukluk hissettim. Üzeyir elimi tutmuştu. Olum yanıyorum. "Noldu kızlar bi sorunmu var?" tek kaşını kaldırıp kızlara baktı. "Üzeyir neden dilsizleriişe alıyosunuz?" dedi kumral mal kahkaha atarak. "Sevgilimin işe ihtiyacı vardı" dedi sevgilim kelimesine vurgu yaparak. Sonra tüm kafeye dönüp bağırdı. "Çalışanlar hariç herkes dışarı!!" kimse ikiletmeden çıktı. Az önce konuştuğum kızlarda. Herkesi kocaman yuvarlak masaya topladı. "Artık kimse müşterilerle konuşmıycak." diyip saçlarını düzelttim. Esmer bi kız söze atıldı. "Nasış sipariş alıcaz peki??" Üzeyir gülümseyip elini omzuma attı. "Yazarak" diye sırıttı.

"Çok yoruldum" dedi Deniz. Başımla onayladım. Önlüğümü çıkartıp Bar masasına koydum. "Kızlar hadi beraber gidiyoruz" Meriç gelip ortamıza geçti. "Hadi bayanlar yeni şöförünüz Meriç." Denizle kahkaha atıp Meriçin önüne geçtik. Mavi BMW nin önüne geçip beklemeye başladık. Meriç elinde siyah poşetlerle gelince bu gece içeceklerini anladım. "Hadi kızlar atlayın" Denizle arabaya bindik. "Meriç bu gece içiceksiniz demi" diye sordu Deniz. Meriç biraz şaşkın bi ifadeyle Denize baktı sonra yola döndü. "Evet de nerden anladın." Deniz kafasını sağa sola salladı. "siyah poşetin içinde başka ne olabilir ki." Meri 1-2 saniye Denize çevirip tekrar yola döndü. Eve gelince direk pijamalarımı giyip Denizin odasına gittim. "Kanka uzun süredir kız kıza konuşamıyoruz" Yazıp gösterdim. "Aynen gel balkona çıkalım" Odasundaki balkona çıkıp puflara oturduk. "Galiba Hoşlanıyorum"