Multide Umut'un en sevdiğim fotoğrafı var
Ya lütfen voteleri ve yorumları çoğaltalım sizleri çok seviyorum
İyi okumalarr. :) :)
Yaklaşık bir buçuk saattir dolabın dibinde oturuyoruz, popom uyuştu. Bu çocukta ne ciddi çocukmuş hiç gülmedi. Ozan olsaydı güldürmekten bayıltırdı. Kös kös oturmaktan başka bildiği yok. Havalının teki zaten o saçlarından çok güzel kaykay rampası olur. Kim bilir kaç saat uğraştı o saçları için.
"Of yeter ya canım sıkıldı" diyerek sessizliği bozdum. O kadar yüksek sesle söylemiştim ki çocuk yerinden zıpladı buda beni güldürmüştü.
" Ne yapalım? Ne istiyorsun?" diyerek çapkın bakışlarını gözlerime kenetledi. Bir anlık kendimden geçtim. Gözlerimi gözlerine kenetlemiştim.
"Ştt sana diyorum" sesiyle kendime geldim.
"Haa pardon ne yapalım demiştin ee ne yapalım,ne yapalım şey tanışmaya ne dersin" biliyorum oldukça saçmalamıştım.
"Ben Umut" dedi gülerek. Bu çocuk sadece çapkınlık yaparken gülüyor her halde diye geçirdim içimden.
"Ben de Berfu" dedim masum bir şekilde.
Bir iki saniye bakıştıktan sonra kahkahalarıyla irkildim. O kadar yüksek sesle gülüyordu ki pardon düzeltiyorum anırıyordu ki ses deponun içinde yankılanıyordu. Neye gülüyordu bu çocuk? Bu halini dışarıdan biri görse deli hastanesinden kaçmış zannedecek. Ona tiksinerek baktığımı farkedince gülmeyi kesti.
"Yaklaş!!" dedi emrivaki bir ses tonuyla. Ne olduğunu cidden anlamamıştım. Az önce kahkahalarla boğulan çocuk gitti yerine sert, kaba bir adam geldi.Başımı iki yana hayır anlamında salladım.
"Yaklaş Berfu!" demesiyle yerimden fırladım ve ona biraz yaklaştım.
Ukala herif ne yapmaya çalışıyor? Eliyle boynumda ki bir şeyi kavrayarak çekti. Gözlerimi eline çevirdiğimde artık utançtan yerin dibine girmiştim. Südyenimin askısı çıkmıştı. Askıyı yerine takmaya çalışıyordu. On beş dakika uğraştan sonra nihayet takmayı başardı. Utançtan kıpkırmızı olan yanaklarımı görünce tekrar gülmeye başladı ve ben bundan gerçekten sıkılmıştım.
"Of yeter ama gülme artık"
"Tamam tamam gülmüyorum"
"Gülmemeye çalışıyorsun"
"Evet gülmemeye çalışıyorum"
Hala dalga geçiyordu ve bu benim sabrımı sınıyor. Ya bu nasıl şanssızlık benim telefonum çantada kaldı tamam da sen neden telefonunu arkadaşına veriyorsun. Senin arkadaşında salakmış depoya gittiğini biliyor dönmeyince insan bir merak eder.
"Of ben çok sıkıldım bir şeyler yapalım"
"Ne yapalım? Ne istiyorsun? bence ne istediğini gayet iyi biliyorsun"
"Ya ne tür bir sapıksın sen"
"Tamam şaka yaptım ee anlat bakalım nasıl geldin buraya"
"Anlatayım mı?"
"Anlat dinliyorum"
"Annem burada yani İzmir de çalışıyordu. Biz Ankara da babam küçük kardeşim ve ben yaşıyorduk. Çok mutluyduk. Annem ayrı olsa bile her gün görüntülü konuşurduk.Babam annemi çok severdi,annem babamı. Annem bir haftalığına bizim yanımıza kalmaya geldi, ilk iki günü çok güzel geçirdik sonra annemde bir değişmeler oldu bizimle konuşmuyor ilaçlar kullanıyordu. Bizi hep geçiştiriyordu. Bir hafta iyi kötü geçti. Annem İzmir'e geri dönecekti, vedalaştık sarıldık. Bir kaç gün sonra annemi aradık ama meşgule aldı bir kaç kez görüntülü aradık açmadı. Ve bir sabah uyandım her yer sessiz babam içeride ağlıyor, Barış kendini odaya kilitlemiş ağlıyor. Hiç kimse bir şey demiyor.Ben soruyorum, bağırıyorum, çağırıyorum sonra babam diyor annemin intihar ettiğini bir binadan atmış kendini üstelik bir cana daha kıyarak annem hamileymiş Umut!" Gözümden süzülen yaşları elimin tersiyle sildim.Umut bir kolunun altına alarak kavradı beni, boynunu içine sokuldum o kadar güzel kokuyordu ki yıllarca burada böyle kalabilirdim. Ve anlatmaya devam ettim
"Bir ay etkisinden çıkamadım, konuşmak yerine susmayı tercih etmiştim. Annemden o kadar nefret ediyordum ki, nasıl bize bunu yaptı anlayamıyordum. Babam beni terapilere götürdü. Hale -en yakın arkadaşım- getirdi beni kendime. Daha o evde kalamıyorduk, her yerde annemin anısı vardı. Bu yüzden buraya geldik. Şimdi neden annenin öldüğü şehre geldiniz diyeceksin çünkü burada babamın şirketi var ve üsteli hazırda evimiz vardı. Bir de sinir bozucu bir çocukla tanıştım adı Ozanmış sahi sen tanıyor musun?"
Umut yerinde doğruldu. Sinirlenmiş bir hali vardı. Bana dönüp sert bir şekilde
"Berfu o çocuktan uzak duracaksın anladın mı"
"Aman bende meraklısı değildim zaten. Ee biraz da sen anlat nasıl geldin bu okula sende çalışkanmış gibi bir tip yok"
"Benim anlatacak bir şeyim yok, annemle babam ayrı tek başıma bir evde yaşıyorum. Babam zengin olduğu için bu okula torpille geldim"
"Ee koleje falan gitseydin"
"Ben istedim bu okula gelmek orada zengin züppeleriyle mi uğraşsaydım"
"İyi aferin akıllı çocuk sevdim seni"
"Şımartma lan beni hadi uyu bakayım sen yarın özgürüz kurtulursun benden"
"Yarını iple çekiyorum"
"Çok konuşma gel bakim gözlerini kapat uyu"
İki kollarının arasına aldı beni kafamı göğüsüne koyup gözlerimi kapattım. Bir eliyle saçlarımı okşarken diğeriyle bana sıkı sıkı sarılıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Seçenek
Teen FictionGülmek her insana yakışır da ya sen çok içten güldün ya da ben çok içten gördüm..