İRONİ
•
•
Olay gecesinden 1 hafta önce
•
Saat 14.58
•
•
•Kapşonlu genç alkollü mendille ellerini siliyordu. Biraz canı sıkılmıştı. Canı sıkıldığı içinde bir can almıştı. Kan izi kalmaması gerekiyordu. Bir yandan da kendine oyun arıyordu. Ve mükemmel bir oyun bulmuştu.
Oyunu bu sefer hayatını bile içine alıyordu. Yaşam bile bir oyundan ibaretken, en büyük iddiaya baş vurmuştu. Normali yetmiyormuş gibi.
Oyun ismi ; Kardan Canavar
Oyun kuralı ; Kar gibi saf, temiz ve yumuşak görünürken içindeki canavarı yaşatmak.
-Fark edilirsen ölürsün.
Amaç ; Piyonlara yaklaşmak ve içerden çökertmek.
Oyun 1 : Kendine aşık et.
•
Dylan bir süredir planları gereği bir kızla yakınlaşmaya çalışıyordu. Oyun kuralından da anlaşılacağı gibi 'kendine aşık et' . Bu kız ünlü bir siyasetçinin kızıydı. Fazla dikkatli olması gerekiyordu.
Bu aileyi seçmesinin bazı nedenleri vardı. Yüksek makamdaki insan'cık'lar yüzünden fazlasıyla acı çekmişti.
Bu insancıkların kendi yararları için yapmayacağı şey yoktu. Karşılarında ki insanı hor görür ve kendi amaçları uğruna kullanırlardı. Dylan'ın aileside buna kurban gitmişti. Babası polisti ve yukardan gelen emir yüzünden hayatını kaybetmişti. Annesi savcıydı. Yüksek rütbe ama ondanda üstü vardı değil mi ? Annesi bilmemesi gerekenleri bildiğinde fişlenmişti, sonradan da normal olarak indirilmişti.
Savcıların dokunulmazlığı var. Yalan.
Yukardan emir geldiği anda mezardasın.
Aklında ki düşüncelerle savaşırken hazırlanması bitmişti. Genelde sırf siyah giyinn birisiydi. T-Shirtü, pantalonu, kapşonlusu, şapkası hepsi siyahtı. Ama bugün özenerek giyinmesi gerekiyordu.
Dar yırtmaçlı siyah pantalonunun üstüne uzun kolsuz beyaz üstüne kurt baskılı t-shirt giymişti. Hafif tamamlamak amaçlı üstüne aldığı deri ceketiyle fazla erkeksi duruyordu. Saçını hafif karıştırarak kaldırmırştı. Biraz dağınıktı ama hoş görüntüsü vardı.
İlk işi avının gittiği üniversiteye kayıt olmak olmuştu. Bugün kısacası üniversiteye gidip, Holland ile tanışacak ve yakınlaşacaktı. Ah evet kızın ismi Holland'dı. Holland Roden.
Son defa üstünü kontrol edip evden çkmıştı. Bir kaç haftalığına kiraladığı spor arabasına doğru ilerledi. Siyahtı ama bazı yerleri koyu kan kırmızısı gibi parlıyordu. Bu arabaya eşsiz bir hava katıyordu.
Arabadaki yerini alıp kontağı çevirdi ve gaza basıp uzaklaştı. Kampüse doğru ilerlerken son ses şarkı açmıştı.
'Alessandro Visintainer - Monster' dinliyordu. Giriş yaparken herkes ona doğru dönmüştü normal olarak yeni olduğu belliydi. Arabası da buralarda yeniydi.
Arabasını düzgün bir yere park edip arabadan inmişti. Etrafına göz gezdirip yürümeye başladı. Yürürken arabayı kilitlemeyide unutmamıştı.
Gitmesi gereken gereken bölüm müzik & Tiyatro'ydu.
Anlaşılan bir sahnede yer alması gerekiyordu. Bunu rahat başarabilirdi.
Dylan yürümeye devam ederken görüş açısına birisi takılmıştı. Holland arkadaşlarıyla gülerek sohbet ediyordu. Dylan sadece bir kısa bir anlığına, Holland'ın gülüşünde kaybolmak istemişti.
"Kendi gel Dylan !"
"Farkındayım sus ! 'Kar' moduna girmemiz lazım."
"İyi şanslar."
Dylan yürümeye devam etti. Şimdilik Holland'a kendi varlığını hissettirmesi lazımdı. Onu bir anlığınada olsa görmesi gerekiyordu ki sınıfta veyatta başka bir yerde tekrar karşılaştıktarında Holland onu hatırlayıp yanına gelebilsin.
Aklında kurduğu minik planla kendine olan tam güveniyle yürüdü. Holland'ın tam önünden geçerlen yüzünü sağa döndürüp göz göze gelmerini sağladı. Ve hiç bir şey olmamış gibi istifini bozmadan önüne dönüp kafeteryaya ilerledi.
Holland için olay tamamen farklıydı. Bir anlıkta olsa göz göze geldiği o çocukta bir şeyler hissetmiş, sezmişti. Dudağında ki hafif çarpık gülüşü ise gözünden kaçmamıştı.
Dylan kafeteryadan kahvesini alıp bir masaya oturmuş ettafı gözlemliyordu. Bir yandanda ders saatini bekliyordu. Etrafı iyi gözlemlemeliydi. Kameralar neredeydi, kör noktaları bulması lazımdı. Çıkış yerleri, vesayre vesayre...
Kahvesinqden bir yudum alıp elindeki notlara baktı. Normal olarak önceden dersle ilgili bigli edinmişti. Tiyatro'da Güzel & Çirkin canlandırılacaktı.
Bir kaç replik ezberlemesinde sakınca yoktu. İşlerini hallederken normal bir öğrenci gibi davranması lazımdı. Olabildiğince bu işi sessiz, sakin ve normal (!) bitirecekti.
"Merhaba. Buralarda yenisin galiba seni daha önce gördüğümü sanmıyorum da."
Dylan sesin geldiği yöne başını kaldırdığında avını görmüştü. Cidden bu kadar erken olacağını düşünmüyordu. Ama avının davranışları düşündüğü gibi olmuştu, fark edilmişti ve Holland'ın dikkatini çekmişti. Yeniler her zaman dikkat çekerdi. Planlarına sadık bir avı olması işini kolaylaştırmıştı.
Dylan yüzüne samimi olduğunu düşündüğü bir gülümse takındı ve konuştu.
"Merhaba. Evet yeniyim."
Karşısında ki genç kız elini uzatmış ve tekrar konuşmuştu.
"Holland Roden."
Dylan boşta kalan ele, elini götürüp konuştu.
"Stiles Stilinski."
Dylan'ın yüzündeki gülümsemesi hafif çarpık hala gelmişti.
Dylan hala eli Holland'ın elindeyken kendi kendine fısıldadı.
"Oyun başlasın.."
•••
Baya uzun bir süre sonra merhaba. Başka hikayelerimde yoğunlaştığım için ve bu hikayeninde ilgi görmediğini düşünüp buraya pek uğramıyordum. Okul vs dahada zor oluyordu. Bazı arkadaşların yoğun isteği üzerine geri döndüm. Beğenmenizi diliyorum. Yorumlarınızı bekliyorum güzelce değerlendirin istediğiniz gibi yorumlarda takılın saçmalamak serbest sldşglls neyse yeni bölüm gelişi size bağlı mükokuyucular. Perde kapanırlen selamlar ve geri geri çıkar,çıkarım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İroni
Mystery / ThrillerKana susamış bir insan. Ömür, onun için elindeki bir silahın hareketine bakar. Peki bir katil öldürmek üzere olduğu bir kıza aşık olabilir mi ? Ne ironi ama...