9*

58 15 11
                                    

Koskoca 9 bölüm olduk. Ya , sizi çok beklettim onun için çok özür dilerim. İstanbul' da olunca ... Her neyse başlayalım. Bu arada bu tarihi kurgu değil. Yani bu bir kitap . Ve tamamen mantık içermek zorunda değil . Şöyle düşünün bu kitap bu zamanda ama bir kraliyet ailesinin hikayesi . Ve bugün ki tüm teknolojiye sahip.

Lazer Gate 'ı daha önce oynamıştım. Sarayda böyle bir oda vardı . Ve nerdeyse tüm günüm orada geçiyordu. Onun için şanslı sayılırdim.

Cece ile mükemmel bir plan kurduk. Ve evet gerçekten de işe yaradı. Böylece ben ikinci oldum. Birinci Toby oldu . Ama tüm puanları toplayınca kazanan grup bizim gruptu. Mr. John hepimizi tebrik etti. Ve uzun bir konuşma yaptı. Hadi ama bunu anlatacak halim yok.

Aslında Mr. John hiç de kötü birine benzemiyor.Ama bu eyalet savaşlarında neden onun tarafında olmalıyım ?

Bu mektuplar neyin nesi?

Şuan da bir kaç satır yazdım ama birazdan bırakacağım . Be... Belki Mr . John ile konuşabilirim. Ve öyle de yapacağım. Kimseden korktuğum yok ! Her neyse akşam üstü yazmaya devam ederim .




***

(19.48)

Şuan da kafam çok karışık . Ya Mr . John beni gerçekten oyalıyor, ya da bu mektupları başka biri yazıyor . Artık her ne olursa olsun annem ve babamdan bana bıraktıkları düşman mirası yüzünden nefret ediyorum . Merak etme küçük kağıt parçası her şeyi en ince ayrıntısına kadar söyleyeceğim.

Odadan çıktım. Tesadüf ki Mr. John biriyle konuşuyordu. Çok uzaktalardi. Ve konuştuğu bayan bana sırtını dönüktu. Dolayısıyla da kim olduğunu anlamadım. Ama ne konuştuklarını bilmem gerekiyordu. Ardından gizemli kadın çıkarken Mr. John ' un yanağına ufak bir öpücük kondurdu. Mr. John ' un eli ayağına dolaştı. Kaç metre uzaktan bile gördüm.

Belliydi. Mr. John bu kadından hoşlanıyordu. Ama bu kadar sempatik biri nasıl olurda böyle düşmancasına yaklaşabilirdi?

Bu işte bir iş var. Her zaman altıncı hissime güvenirim.

Mr. John ' un yanına koşarak ilerledim.

- Merhaba , Mr . John biraz konuşabilir miyiz ?

- Tabii. Ne oldu Alison ? Umarım önemli bir şey yoktur.

Tek kaşını kaldırıp baktı . Sahiden , biraz daha büyük olsam bu adama aşık olurdum .

- Bana yazdığınız mektuplar , inanın bana başınıza bela olacak. Siz bizi eyalet savaşları için eğitiyorsunuz ve her türlü aynı tarafta olacağız . A... Ama neden bana sizin tarafınızda olmam gerektiğini söylediniz ? Ben anlamıyorum. Yani size ailem ne yaptı bilmiyorum ama bunun sinirini onu öldürürken çıkarmadiniz mı?

Bunları söylerken bağırmış olmalıydım ki bana hem telaşla hem de ' Hiçbir şey anlamadım . ' bakışıyla bana bakıyordu . Derin bir nefes aldı . Ve konuşmaya başladı:

- Bak , Alison bu konuda sakin olmaya çalışıyorum, çünkü benden çok ama çok küçüksün. Anneni ben öldürmedim. Annen ve baban benim dostum. Bu konu hakkında bildiğim kadarıyla sana anlatabilirim. Çünkü artık zamanı geldi.
Bir büyücü var. Ve benim taklidimi yapıyor . Ve bu konuda tüm önlemleri alıyoruz . Ama nafile ! Sadece buraya gelmemesi için önlem aldık bazen işe yarıyor . Yine de sana bu mektupları yazıyor . Ne büyüler yaptık ama hiçbiri onun ki kadar olmuyor .

Odaya doğru koşmaya karar verdim. Çünkü olduğum yerde bayilabilirdim.

Evet canlarim, bu büyücü kim ? Düşünceler var mı? Umarım vote gelir .

Svglr ve syglr ...

Yazarınız :)

Alison #wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin