Selinin Ağzından:
Merhaba ben Selin Yılmaz Yılmaz ailesinin tek çocuğu biraz fazla özgüvenli birisiyim ne yapayım bu yönümden vazgeçemiyorum neyse güneşin ilk ışıklarıyla kalktım ve telefonumu elime aldım ve 17 mesaj gelmişti açıp tek tek okudum birinci mesaj Nazlıdan gelmişti "uykucu kalk bakalım bugün Cake House cafesinde buluşuyoruz" gülümseyip "tamam canım" yazıp gönderiyorum ve Tuğçenin mesajına bakıyorum "Günaydınnn kalk artık Nazlı muhtemelen sana söylemiştir cafe'ye geç kalma okey? :))" bu mesajada cevap verip kalkıyorum ve kendimi duşa atıyorum ve duştan çıktıktan sonra saçımı kurutup hafif dalga yapıyorum ve kiyafet odasına gidip kiyafet seçmeye başlıyorum bunumu giysem yok yok bunu giyeyim en iyisi ama buda çok güzel deyip sonunda bir kiyafetde karar kılıp giyiniyorum ve sade bir kılaç alıp aşağıya iniyorum ve annem ve babamı görüyorum
Esra:Günaydın canım
Selin:Günaydın annecim
Sinan:Günaydın aşkım
Selin:günaydın babacığım
Esra:aaa nereye?kahvaltı etmeden mi
Selin:annecim kızlar beni kafede bekliyor geç gitsem beni keserler
Sinan:rezalete bak ya utanmıyor mu
Selin:ne oldu babacığım
Sinan:Mertoğlu ailesinin oğlu yok mu o hergün gazetelerde manşetlerde
Esra:amaan bize ne Sinan boşver
Selin:evet babacığım tanımıyoruz etmiyoruz bize ne neyse ben kaçayım artık
Esra:tamam annecim
Sinan:görüşürüz kızım
Selin:görüşürüz my family :))Evden çıkıp arabama binip Cake House'ye doğru sürmeğe başlıyorum İstanbul trafiğinden sonra varıyorum cafe'ye hemen inip kızların yanına gidiyorum
Nazlı:günaydıın
Selin:günaydın
Tuğçe:günaydın bebeğim
Selin:günaydın :))
Nazlı:ya Selin nerede kaldın kaç saattir
Selin:İstanbul trafiğine takıldım ne yapayım
Tuğçe:ne oldu bugün pek bi neşelisin hayırdır
Selin:yok ya yok birşey
Nazlı eminmisin?
Selin:eminim aaa sorgu ateşine tutuldum resmen :))Ali'nin Ağzından:
Sabah kalktığımda nerede olduğumu bilmiyordum ve yanımda sarışın biri vardır kendi kendime inşallah güzeldir dedim ve baktım oh be güzelmiş :)) acaba adı ne kalkmadan gideyim parmak uçlarında yürüyerek evden çıktım arabama bindim ve Savaş'ı Aradım çalıyor çalıyor heh açtı
Savaş:ooo buro yine manşetlerdesin
Ali:yapma yaa
Savaş:maalesef :))
Ali:abi Emre'yi ara Cake House'da buluşalım
Savaş:tamamArabımı Cake House'ya doğru sürmeğe başladım ve vardığımda Emre ve Savaşla karşılaştım günaydınlaşıp cafe'ye girdik ve bir masaya oturduk ve karşı masadaki kızlara gözüm kaydı
Ali:Pşt bu kız Yılmaz'ların kızı değilmi
Savaş:oğlum bir rahat dur ya
Ali:gideri var
Emre:ya pislik yapma
Ali:garsoon!!
X:buyrun efendim
Ali:karşı masaya 3 latte
X:tabi efendim
Emre:oğlum yeter ya dur bir
Ali:....Latte karşı masaya gitmişti ve Yılmaz'ların kızı adını bilmiyorum ama bana çok kızgın bakıyordu bende "afiyet olsun!" dedim ve kızgın bakışları daha da sertleşti ama biraz tırsmadım değil ama....

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Küçük AlSel Meselesi
Fiksi Penggemar"Merhaba mavilere sakladığım kadın...Ben seninle kalamasam da,sen hep mavi kal"