- GİRİŞ -
Adım Milena.
Annem Franz Kafka'ya olan hayranlığından dolayı ismimi Milena koymuş.
Sıradan bir hayata sahip olan ben için farklı bir isim.
19 yaşındayım ve hayatımda sıradanlığın hüküm sürdüğü bir imparatorluk var. O imparatorlukta soytarı olmaktan çok yoruldum.
Kendi hayatımın imparatoru olmak için o çaresiz soytarıyı öldürmem lazım.
Her şeyin bittiği yer de başlangıcı bulmuştum. Hayatıma Bir Tutam Sen lazım...
Bu gece Tolga'nın dövüştüğü kulübe gideceğiz. Hiçbir şekilde bunu desteklemiyorum ama Tolga'nın paraya ihtiyacı olduğu için bu işi yaptığını biliyorum. Ayrıca eğleniyor da. Yıllardır bu kulüpte dövüştüğü için kendini geliştirdi ve daha az hasarla kısa sürede maçı kazanıp parasını alıyor. Anne ve babası okumasını istememiş. Tolga da kaçıp okumak için buraya gelmiş. Bir şekilde kazandığı paralarla geçinmeye çalışıyor. Telefonum çalınca evden çıkma vaktimin geldiğini anladım. Evdekilerin uyuduğundan son kez emin olduktan sonra odama girip kapıyı kilitledim. Pencereden aşağıya sallandım ve atladım. Bahçeli bir evde oturmanın avantajlarını sonuna kadar kullanıp hakkını veriyorum. Saat 11'den sonra dışarıya çıkmanın yasak olması en büyük engel benim için. Çünkü arkadaşlarımın hepsinin arabası var ve genelde geceleri gezmeyi daha çok seviyorlar. Bende katılıyorum tabii ki onlara. Ama bir gün yakalanırsam kendi yerimde olmak istemezdim diye düşünürken Fidanın sesiyle kendime geldim.
" Ne sırıtıyorsun kızım kendi kendine? Bir akıllı sen vardın seni de kaybettik sonunda.''
''Arabayı çalıştır da hemen gidelim. Evin önünde oyalanma bu kadar.''
''Patron sensin emret yeter ki.''
Arabayı çalıştırıp hızla evin önünden ayrıldık. O sırada telefonumun alarmını kuruyordum. Saati 03.15'e kurduktan sonra yine Fidanın sesini duydum.
''Ne biçim bir annen var kızım her gece 3.30 da bir insan uyanıp evdeki herkesi kontrol eder mi ya? Alarm gibi kadın helal olsun vallahi.''
''Genetik kanka annemlerde bu. Eğer kapının kilitli olduğunu görürse aklına neler gelir o konuya hiç girmeyelim yani.''
Birbirimize bakıp kaşlarımızı yukarı aşağı oynattıktan sonra kahkaha atmaya başladık. En sonunda kırık dökük bir apartmanın önünde durdurdu arabayı Fidan. İlk defa geliyordum buraya ama tam hayal ettiğim gibi bir mekandı. İçeride de şimdi bir sürü insanın dövüşenlerin etrafında para saçıp tezahürat yaptığını görürsem bir daha Amerikan filmlerini izlemem. Kendi protestom olur bu. Türkleri kötü etkiledikleri konusunda yani. Arabayı kilitledikten sonra Fidanın koluma girmesini bekledim. Koluma girmeden yürüyemez de kendisi. Tam düşündüğüm gibi Fidan koluma girince insanların vahşice birbirini dövdüğü bir yer için bu kadar süslenmiş olmasına hayret ederek yürümeye başladık. Apartmanın içine girdik ve merdivenlere yönelip dikkatli bir şekilde aşağı inmeye başladık. En alt kata yani bodrum katına inince kapıda bekleyen iri, kocaman iki adamdan biri bizi durdurdu. ''Parola'' diye bir soru sordu. Ben o sırada bu saçmalığa kahkaha atarken Fidan Tolga'yı arıyordu.
''Tolga geldik biz ama bu kapının önünde duran herküller bizi içeriye almıyorlar. Sana zahmet gel ve bizi içeriye al tatlım.
Tolga içeriden kapıyı açınca Fidan telefonu kapattı. Tolga adamlara özel misafirleri olduğumuzu söyledikten sonra bizi içeriye aldılar. Ben hala gülerken Esra kafama vurup :
'' Kızım salak mısın sen? 19 yaşına gelmişsin şu haline bak. Salak salak gülüyorsun her şeye.''
''Ya ne yapayım adam parola dedi ya. Amerika da bir bara mı giriyoruz abi biz. Ben bir daha böyle bir şey görmek ve yaşamak istemiyorum. Kendi geleceğimi düşünerek istemiyorum yani. Yoksa gülme krizinden ölebilirim.''
''Neyse kızlar bunları bir kenara bırakın bugün sadece bir tek maça çıkacağım. Ama bende sizin gibi kiminle dövüşeceğimi bilmiyorum. Biraz sürpriz olacak yani.''
''Milena sende katılsana bu dövüşlere yoksa düzeleceğin yok senin.''
diye söylendikten sonra Fidan, göz devirip Tolga'ya döndüm.
''Ne demek kiminle dövüşeceğimi bilmiyorum? Size söylemiyorlar mı yani kiminle dövüşeceğinizi?''
''Ben çıkmadan önce 2 dövüş olacak ve bu dövüşleri kazanan benimle dövüşecek. Maç sonunda çok iyi para olduğu için bu seferlik böyle olsun dedim.''
''Şimdi karşına şu kapıdaki herküllerden birisi çıksın da göreyim ben senin ağzını yüzünü.''
''Fidan tatlım onlar dövüşecek olsa kapıda durmazlardı. Onlar polisler için orada duruyorlar. Bir şey yapabileceklerinden de emin değilim sadece göz korkutmak için oradalar kas yığınları.''
Fidan tam cevap verecekken Tolga onu susturup maçların başladığını söyleyerek içeriye doğru yürümeye başladı. Fidan ve bende onu takip ediyorduk. Fidan biraz bozulmuştu Tolga'nın onu susturmasına. Çünkü hiç hoşlanmazdı birinin onu susturmasından. Diğer odaya girdiğimizde o Amerikan filmlerindeki ki gibi bir sahneyle karşılaşmadığım için mutlu olmuştum. Ama etrafta orta yaşlı insanların çoğunluk olduğunu görünce şaşırmıştım. Yanlarında 25-26 yaşlarında kızlar dolaşıyordu. Bayağı ciddi bir yermiş yani. Dövüşenlerin üstünden para kazanan insanlar varmış. Ama isteyen tek başına para yatırdıktan sonra dövüşlere dahil olabiliyormuş.
Tolga bizim için 2 tane sandalye ayarlamıştı. Geçip yerimize oturduk. Sahnenin hemen önündeydi. Yan taraflarımızda bu işten para kazananlar adamlar ve müritleri vardı yanlarında. Arkamızda ise yarısı genç yarısı orta yaşlı olan insanlar ayakta maçın başlamasını bekliyorlardı.
Beklenen ses geldi ve ilk dövüşçüler ortada buluştu. Fidanın kolumu sıkmasıyla küçük bir çığlık attım.
''Ya salak ne yapıyorsun? Kolumu koparttın yahu.''
''Milena şu çocuğa baaak. Aman yarabbi. Onu değil beni döv yakışıklı çocuk. Vurduğun yerde güller açar Aman Yarabbi yaa.''
Fidan'ın saçma fantezilerini dinledikten sonra dediği çocuğa bakmak için kafamı çevirdim. Neredeyse 1.90 boyu vardı.. Kumraldı.Yüz hatları o kadar keskindi ki insanı büyülüyordu. Diye düşünmem uzun sürmedi ve çenesine yediği yumrukla yere kapaklandı. Yere düştüğünde gözlerimle buluşan gözleri içindeki deliyi görmeme sebep oldu.
İlk kitap ve heyecanlıyım. Multimedia da Milena var. Şimdiden okuduğunuz için teşekkür ediyorum. Yorumlarınızı bekliyorum :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Tutam Sen
Teen Fiction19 yaşındaki Milenanın yıllar sonra tekrar hayatına giren ve hayatını sürekli kısıtlayan tanımadığı gizemli birisi. Ve yakın zaman da hayatına giren Burak. Milena telefonuna sürekli mesajlar atan ve onu gizli gizli takip eden kendini tanıtmayan kişi...