Bölüm - 3

109 70 10
                                    

                                                                                             - 3 -

Telefonumdan gelen bildirim sesleriyle uyandım. Telefonumu elime alınca mesajların Fidan'dan geldiğini gördüm. Attığı 16  mesajın içeriği hep aynıydı. 

- Uyan ve öğleden sonra saat 1'de her zaman buluştuğumuz cafeye gel. -

Önemli bir şey olmalıydı. Çünkü saat 4'ten önce buluşmazdık o cafede. Hemen yataktan kalkıp tuvalete gitmek için odamdan çıktım. Elimi yüzümü yıkayıp aynada kendime baktıktan sonra tuvaletten çıktım. Odama girip hemen üstümü değiştirip aşağıya indim. Annem salonda televizyon izliyordu. Sanırım babam çoktan işe gitmişti. Kapıya yönelip ayakkabılarımı giymek için çantamı kapının önüne koydum. Annemin sesiyle ayakkabılarımı giymeyi bırakıp ona döndüm. 

''Nereye gidiyorsun Milena ?''

''Anne Fidan mesaj atmış cafeye gel diye. Önemli bir şey olması lazım yoksa bu saatte beni çağırmaz.''

''Tamam git ama telefonun açık olsun aradığımda ulaşabileyim sana.''

''Tamamdır hadi görüşürüz.''

Ayakkabılarımı giyince çantamı alıp hemen evden çıktım. Buluştuğumuz cafe evimize çok uzak değildi. Ama mesafeyi biraz daha kısa tutmak için hızlandım. O sırada telefonumdan gelen ses dikkatimi çekti ve telefonu bulmak için elimi çantaya daldırdım. Telefonu bulduğumdan emin olunca elimi çantamdan çıkartıp sesin gelmesine neden olan mesajı açtım. Kimden geldiği belli değildi.

-Neredeyse sana mesaj atmadım güne başlayacaktım. Biraz geç oldu ama günaydın tatlım.-

Bu da neyin nesiydi şimdi. Sanırım yanlış gönderildi diyerek düşen tempomu arttırıp tekrar hızlanmaya başladım. Cafenin önüne gelince pencere kenarında oturan Fidan ve Tolgayı gördüm. İçeriye gidip hemen yanlarına oturdum.

''Evet, önemli olan şey nedir ?''

''Önemli bir şeyin olduğunu da nereden çıkardın?''

''Bu saatte bu cafede buluşmamızın sebebi basit bir şey olamaz öyle değil mi ?''

''Aslında evet ama öyle çok önemli bir şey de yok. Tolganın anlatacağı bir şey varmış. Ve ben evde sıkılmıştım çağırmamın sebeplerinden birisi de bu.''

''Her neyse Tolga anlatacağın şey nedir?''

''Kızlar biliyorsunuz dün maçım vardı. Parasına ihtiyacım olduğu için de ilk kez böyle bir maça çıkmıştım. Kaybettiğimi ve parayı alamadığımı da biliyorsunuz.''

Cümlesini bitirdikten sonra cebinden bir zarf çıkarıp masaya bıraktı.

''Bunu sabah markete ekmek almak için giderken kapımın önünde buldum. Üstünde ''paraya ihtiyacın olduğunu düşündüm.'' yazılı bir not vardı. Sizi bunun için bu saatte buraya çağırdım. Eğer sizden biri bunu yaptıysa gerçekten böyle bir şeye gerek olmadığını bilmenizi isterim.''

''Ben yapmadım ki yapacak olsam böyle gizemli bir şekilde değil gelir direk sana veririm yani biliyorsun beni.''

''Milena senin yapmış olma ihtimalin var mı peki?''

''Hayır yapmadım seni tanıyorum çünkü ihtiyacın olsa bizden istersin ama böyle bir şeyi kim neden yapsın. Böyle bir not bıraktığına göre seni  tanıyan birisi olmalı.''

''Bende öyle düşündüm ama biliyorsunuz sizden başka tanıdığım kimse yok Bir de dövüş kulübünden tanıdıklar var ama onlarında paraya ihtiyaçları olduğu için sanmıyorum böyle bir şey yapacaklarını.''

Tolganın bu sözünden sonra sessizlik oldu. Sanırım hepimiz bunun kim olduğunu düşünmeye başladık. o sırada telefonuma gelen bildirim sesiyle sessizliği bozulmuştu. Çantamdan çıkartıp gelen mesajı açtım ve yine gönderenin kim olduğu belli değildi. Mesajı açtım ve tereddütle okumaya başladım.

-Neden cevap vermiyorsun? Uyandığını da biliyorum. Evden hızlı hızlı çıkıp arkadaşlarının yanına gittiğini gördüm. Şuan cafede oturuyorsun. Ama mesajıma cevap vermeyerek kalbimi kırıyorsun Milena.-

Sabah sanırım yanlış atıldı diye umursamadığım mesaj kendini farklı şekilde yeniden gösterdi. Endişelenmiştim çünkü yaşadığım şeyleri bir daha yaşamak istemiyordum. Endişelendiğimi anlamış olacak ki Fidan konuşmaya başladı.

''Milena neyin var? Suratın düştü. İyi misin? Ne o okuduğun şey?''

Dedikten sonra telefonumu aniden elimden tutup çekti. Hiçbir tepki vermeden onu izlemeye başladım. Mesajı okuduğunu bana bakınca anladım.

''Ne bu mesaj? Kim bunu yazan?''

''Ne mesajı be var bir de ben okuyayım.''

Telefonu Fidanın elinden alan Tolga mesajı okurken Esra'nın sorduğu soruya cevap vermek için Tolga'nın okumasını bitirmeden konuşmaya başladım.

''Bilmiyorum. Kimin attığını da bilmiyorum. Sabah sizinle buluşmak için buraya gelirken de mesaj atmıştı. Günaydın falan yazıyordu. Yanlışlıkla bana geldiğini düşünüp umursamadım ama şimdi bir kere daha attı işte.''

''Aklında bu mesajı atabilecek birisi var mı? Yani sonuçta bu insan seni belli ki takip ediyor ve görmemiş olman imkansız. İllaki bir yerde gözüne çarpmıştır.''

''Yok görmedim. Nasıl göreyim Tolga. Bir sürü millet yürüyor benimle aynı yolda ben hangi birine dikkat edeyim.''

''Sen de haklısın ama endişelendiğine göre tanıdığın birisidir diye düşündüm.''

''Aslında sanırım tanıdığım ve tanımaktan her gün lanet ettiğim birisi olabilir.''

''Milena eğer onu düşünüyorsan sanmıyorum o kadar şeyden sonra tekrar senin peşine düşeceğini.''

''Kimden bahsediyorsunuz siz?''

Fidan ve Tolga konuşurken aklım eskiden yaşadığım zorluklara gitti. Bunun tekrarlanıyor olması neredeyse imkansız. 1 yıldır yoktu neden şimdi gelsin? Neden yeniden beni rahatsız etmeye başlasın ki?

''Milena anlatacak mısın artık?''

Tolga'nın sesiyle kendime gelip derin bir nefes aldım. 

''Her şey 2 yıl önce başladı...''


Eveet yeni bölüm geldi. Aklımda çok fazla kurgu var. Hangisini gerçekleştirsem diye düşünüyorum. Ama henüz karar veremedim hikayeyi düşünüp yazmıyorum. Kalemi kağıdı elime alınca aklıma gelen ilk şeyi yazıyorum. İnşallah iyi olur. Yorum bırakırsanız çok memnun olurum. Hepinizi seviyoruum. xoxo






Bir Tutam SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin