*Niall'ın anlatımı*
Konuşmadan sonra telefonumu pantolonumun arka cebine sıkıştırıp evden çıktım. Hemen garaja koyduğum arabamın içine atladım ve anahtarı deliğine soktum. Arabayı çalıştırdıktan sonra gazı kökledim ve Demi'nin evine sürdüm. Çok hızlı sürdüğümden 5-10 dakikaya eve varmıştım. Hemen arabayı rastgele bir yere koydum ve kapıya yürüdüm. Çalmaya başladım. Tahmin ettiğim gibi açan olmadı bende Demi'nin odasının olduğu yere doğru ilerledim. Ağaca tırmanıp pencereye uzandım. Pencereyi açıp içeri girceğim sırada Demi pencereyi açtı. Bana yalan söylemişti.
"Evdesin işte ne diye yalan söylüyorsun?"
"Git evimden"
"Gitmiyorum. Konuşucaz"
"Konuştuk bitti git şimdi"
"Hayır gitmiyorum"
"GİT!!!"
"Demi istersen boğazını yırt imdat diye bağır ne yaparsan yap hiç bir yere gitmiyorum."
"Peki konuşalım. Kızlardan bahset nasıllardı güzeller miydi?"
"Otur şu yatağa bi. Ve bir daha kızlardan bahsetme. Ortada kız felan yok çünkü"
"Tamam oturdum. Erkeklerden bahset o zaman yakışıklı erkek var mıydı. Belki bende giderim bi dahakine. Hatta birlikte gideriz. Sen kızlara ben erkeklere yürürüz. Hatta grup felan da yapa-"
Sözünü tamamlamasına izin vermeden dudaklarını öpmeye başladım. Beni itekledi ama onu bırakmiycaktım. Dudaklarının tadını çıkarırken kendisini geri çekti.
"Öpme beni"
"Öperim işte bak" dedim ve tekrar öpmeye başladım. Bu sefer o da karşılık verdi. Yatağın üstünde diz çöküp onu öpmeye devam ettim. Dizlerimizin üstündeydik. Elim beline gitti. Ve onu kendime bastırdım. O da ellerini boynuma doladı. Onu bu sefer daha tutkulu öptmeye başldım. Ne kadar istemesemde dudaklarımızı ayırıp alnımı alnına yasladım. Ve kimse de bu kadar güzel olmayan o kahverengi gözlerine bakarak konuşmaya başladım.
"Affettin mi beni?"
"Belki"
"Bu evet demek öyle değil mi?"
"Belki"
"Seni seviyorum"
"Ben de seni seviyorum"