TEKLİF

53 5 1
                                    

Yarı ak saçlı adam bana doğru yöneldi. Uzun bir süre beni inceledikten sonra:

-Senn.. Sen bizim aradığımız tipteki oyuncusun. Yüz hatların, ellerin, fiziğin.. Mükemmel!

Bunlar daha önce duymadığım şeylerdi. Çok şaşırmış ve utanmıştım. Ne diyeceğimi bilemedim.

-Be..benn.
Adam sözümü kesti:
-Kaç yaşındasın sen?
-16
-Burada mı yaşıyorsun?
-Evet

Adam neden beni tanımaya çalışıyordu anlamamıştım. Yanındaki sandalyeyi oturmam için bana uzattı. Kendisi de bir sandalye alıp tam karşıma oturdu. Dirseğini bacağına elini de çenesine koydu. Bütün köy ve bu garip insanların etrafımızda halka oluşturmuştu ve bu beni rahatsız etmişti. Acaba Mutlu ve annem neredeydi? Aslında arka tarafta bi yerlerde olduklarını tahmin edebiliyordum ancak cesaret edemiyordum bakmaya. Çünkü şu an herkesin bize baktığını hissedebiliyordum.

Adam birkaç dakika sessiz kaldı. Ne düşündüğünü merak etmiştim doğrusu. Etrafımızdakiler ise çoktan mırıldanmaya başlamışlardı bile. Sessizliği bozan kişi, karşımda oturan adam oldu. Gür sesiyle:

-Seninle biraz yalnız konuşabilir miyiz?
Annem tahmin ettiğim gibi arkamdaymış. Birden bağırınca irkildim.

-Ne demek istiyorsunuz siz? Utanmıyor musunuz böyle şeyler söylemeye? Sabahtan beri sesimi çıkarmıyorum. Yok yüzü güzelmiş, yok fiziği güzelmiş! Kızımı mı inceliyorsunuz siz? Yaşınız, başınız kaç sizin ha? Lütfen sözlerinize dikkat edin beyefendi!

Adam neye uğradığını şaşırmıştı. Dediklerine pişman olmuştu sanki. Yüz ifadesi bunu gösteriyordu çünkü. Ben olsaydım adamın yerinde ben de öyle hissederdim. Annem gerçekten sert çıkışmıştı.

Adam suçluymuş gibi konuştu:
-Be..be..benn. Öyle demek istememiştim. Siz beni yanlış anla..
Annem tekrar öfkeyle bağırarak adamın sözünü kesti:
-Hiçbirşeyi yanlış anlamadım ben! Herşeye apaçık ortada! Resmen..

Son sözlerini söylerken afallamıştı sanki, sesi kısılmaya başladı. O da ne? Annem gözlerimin önünde yere yığılmıştı!
-Anneeee! Annee! Anne noldu sana?! Ne bakıyorsunuz öyle yardım edinsenize! Hemen ambulans çağırın!

...

Apar topar hastaneye geldik. Tabi köyde oturduğumuz için hastane de bi hayli uzak bizim eve. Yol tam 1.30 saat sürmüştü. Yol boyunca sessiz kaldımıştık. Benimle konuşan adamın arabasıyla geldik. Yalnızca adam ben ve annem geldik, diğer herkes köyde kaldı.

Annem sinir krizi geçirmiş, doktorlar sakinleştirici iğne yapıp sakinleştirdiler. Şu an uyuyor. İnşAllah uyandığında herşey normale döner.

Şu anda hastanenin içindeki bir bankta oturuyorum, annemin bir an önce iyileşmesini ve buradan çıkıp evimize gitmeyi diliyorum. Adam da yanımda oturuyor. Yaklaşık yarım saattir sessizce bekliyoruz. Bu sürenin sonunda ellerini oynatarak sanki birşey söyleyecekmiş gibi bana döndü:

-Bak.. Kızım.. Ben.. Ne söyleyeceğini bilemedi adam. Ona yardım etmek için devreye girdim.
-Evet siz?
Sanki ben konuşunca cesaretini toplamışcasına konuştu:
-Ben gerçekten annenizin anladığı gibi birşey söylemedim. Söylemem de zaten. Ben ''Kaderin İzinde" adlı filmin yönetmeniyim. Adım Yılmaz Erdoğan. Siz, bizim uzun zamandır aradığımız tipteki oyuncusunuz. Gerçekten mükemmel görünüyorsunuz. Bizimle çalışmanızı gerçekten çok isterim. Ekibimin de sizi çok seveceğinden eminim. Sizi İst..

Son cümlesini sanki henüz zamanı gelmemiş gibi birkaç saniye düşündü ve tamamlamadı, küçük bir tebessümün ardından elini uzattı, ve ben şaşkınlıktan karşılık veremedim bile. Ağzımı açtım konuşmak için birşeyler geveledim ancak konuşamadım. Şu an şoktaydım.
-Pardon! Sizin isminiz neydi?
-Nil.
-Evet, unuttum bi an kusura bakmayın.
-Yok önemli değil, ne demek. Ah neden ikisini birlikte söylemiştim ki?! Şu an saçmalıyor muydum yoksa? İç sesim hemen kendimi toplayıp bi konuşma yapmamı söyleyince onu dinledim, derin bir nefesin ve biraz düşüncenin ardından:
-Asıl ben sizi tanıyamadığım için siz kusura bakmayın. Benn.. Annemin adına sizden gerçekten çok özür dilerim. Buraya kadar getirdiğiniz için de size teşekkür ederim. Merak etmeyin bunu karşılıksız bırakmaya...

Konuşmam bitmeden bir personel seslenince sinirlendim.
-Ayşe Yaldız'ın yakını! Hastanız taburcu olabilir.
-Tamam teşekkürler, demekle yetindim.

Yılmaz Bey:
-Siz hazırlanın bende çıkış işlemlerini hallediyim gidelim.
-Peki, tamam.

...

Arabaya bindik. Annem ben ve Yılmaz Bey. Yılmaz Bey ve annem önde ben arka taraftaydım. Arabanın içini incelemeye başladım. Gerçekten çok lüks ve havalıydı bu araba. Koltukları deriydi. Siyah ve kırmızılar dolduruyordu arabanın içini. Ben bunları düşünürken Yılmaz Bey konuşmaya başladı:

-Ayşe Hanım?
-Evet?
-Sizden de özür dilerim ben gerçekten öyle demek istememiştim. Dediğim gibi siz beni..
-Kapandı o konu. Nil, konuştuklarınızı bana anlattı.
-Peki, demekle yetindi Yılmaz Bey. Ardından devam etti:
-Acaba bi kafede oturup konuşabilir miyiz?
Annem sinsice:
-Ne konuşacağız?
-Lütfen izin verin?
-Peki tamam.

...

Muhabbet isimli bi kafeye geldik. İçerisi çok sakindi. En köşedeki masaya oturduk. Duvarlar ahşaptan yapılmıştı. Masalar ve sandalyeler de duvarlar gibiydi. Perdeler ise kırmızıydı. Biraz köy havasını andırıyordu. Dışarısı ağaç ve çiçeklerle dolu görünüyordu. Yerler ve masa da gayet temizdi. (Multimedya) Yılmaz Bey konuşunca bir anda irkildim:

-Bakınn.. Ayşe Hanım uzun zamandır aradığımız tipteki oyuncuyla kızınız birebir eşleşiyor. Hemde herşeyiyle.
Annem hâlâ ne kadar yumuşak davransa da sert çıkıyordu.
-Ne demek istiyorsunuz yani?
Yılmaz Bey derin bi nefes aldıktan sonra:

-Kızınızı İstanbul'a götürmek istiyorum. İyi bir oyunculuk eğitiminin ardından da bizimle çalışmasını. Merak etmeyin okul eğitimini de aksatmıyacağım, en iyi şekilde olacak. Özel bir liseye yazdıracağım, çok da iyi bakacağım kızınıza merak etmeyin. Kalacak güzel bir yer de bulurum. Güvenebilirsiniz bana, gerçekten. Lütfen teklifimi kabul edin?

Yılmaz Bey'in bir çırpıda ve ikna eder gibi konuşması beni ve annemi şaşırtmıştı. Anneme baktığımda şaşkın ve donuk bir ifadeyle Yılmaz Bey'e bakıyordu. Yılmaz Bey ise sabırsızlıkla annemin cevap vermesini bekliyordu.
Bir kaç dakika sessizlikten sonra annem derin bir nefes alarak konuştu:

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 20, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KADERİN İZİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin