PLAJ

56 4 7
                                    

Cidden artık sıkıntıdan ölmek üzereydim. Hep sakinlik, sessizlik de bir yere kadar. Evde Sümeyye de yoktu, benim oyalanıcak birşeyler bulmam gerekiyordu. Posta kutusunun içinde eğlenceli birkaç davetiyenin olması dileğiyle postalara bakıyordum. Doğum günü davetiyeleri, aileme gelen birkaç posta ve plaj partileri. Evet evet, aradığım şey tam olarakta buydu. Birden bütün moralim yerle bir oldu çünkü yetişmem için sadece 20 dakikam vardı.

***

Neyse ki partiye yetişmiştim. Umduğumdan daha kalabalıktı, gözlerim tanıdık birilerini ararken birden kolumdan biri tuttu. Aniden arkamı döndüğümde Zeynep'in sevgilisi Kaanla karşılaştım. Gözleri her zaman ki gibi kocaman açılmış durumdaydı. Kaan hemen bana sarıldı ve "Ooo baldızım gelmiş, özlemişim be" dedi ve arkasından Zeynep koşarak yanıma geldi ve sarıldı. Sarılmadan edemedim ve bende sarıldım, onları cidden özlemiştim. Hızlı adımlarla diğerlerinin yanına giderken Koray'ı gördüm, arkadaşlarıyla birlikte voleybol oynuyordu halinden memnun ve oldukça mutluydu. Zeynep'in sesiyle irkildim "O kim, hemen söyle nerden tanıyorsun, ne zaman tanıştı-" derken elimle ağzını kapatıp onu susturdum "Bir kere de sakin olmayı denesen Zeynep, ha olur mu? " derken Zeynep ağzının üstünde ki elimi ısırdı. Ve bir çığlık attım, ne olursa olsun beklenmedik bir şekilde olunca insanın canı acıyordu. Yürümeye devam ederken aynı zamanda içimden Zeynep'e saydırıyordum. Ve sonunda bizimkilerin olduğu yere gelmiştik, her ne kadar insanlarla sarılmayı çok sevmesem de bizimkilere sarılmak beni mutlu ediyordu. Zeynep'in beni dürtüp durmasına sinir olmuştum ve anlatmaya karar vermiştim. Zeynep'e olup bitenleri anlattıktan sonra kolumdan tutup beni kumsala doğru çekiştirmeye başladı. Hayır yani anlamıyorum neden iki de bir kolumdan tutma isteği var bu kızda. "Zeynep bir kere de nereye gittiğimizi söyle öyle çekiştir bari" derken voleybol oynanan alana geldik. Anlamalıydım, bu kızın niyeti en başından belliydi. Korayla voleybol oynayacaktım aman ne mutlu, zaten o da beni bekliyordu (!) Koray yanımıza gelip "Selam kızlar" dedi, ben tam karşılık verecekken Zeynep sözümü kesti ve konuşmaya başladı "Ya farkettim de karşı takım hiç iyi oynamıyor bence onların yerine biz geçelim, ne dersin? ". Koray düşünür gibi yaptı ve "Bizim için hava hoş ama karşı tarafı ikna etme işi sizde ona göre" dedi. Karşı takımı ikna etmek pek de zor olmadı, pes etmeye hazır durumdalardı. Şuan cidden voleybol filan oynamak istemiyordum tek isteğim kafama bir topun çarpmasaydı böylece voleybol maçı yalan olurdu.

***

İlk başlarda her ne kadar oynamak istemesem de oyun gittikçe daha da zevk veriyordu. Bizim takım oldukça hırs yapmıştı, herkes 'bu oyunu biz kazanıcaz' havasındaydı. Kaybeden takım ise koca bir gün servis işlerinde garsonlara yardımcı olacaktı. Bizim kaybetmek gibi bir niyetimiz yoktu bu yüzden hepimiz oyuna odaklanmış durumdaydık, gerçi karşı takımda öyleydi. Geldiğimden beri Koray'ın yanında dolaşan çocuk "Karşı takım oldukça azimli gözüküyor bu gidişle kazanırlar" diyerek sırıttı, dalga geçtiği her halinden belliydi bu çocuk da zaten ego patlaması vardı bu her halinden belliydi. Sergilediği hareketler yüzünden dayanamayıp "Biliyor musun? Büyüklere yer vermek lazım sen kalk egon otursun" dedim, her ne kadar aşiret güzelinden alıntı yapsam da bunu bildiğini sanmıyordum. Birden bana doğru gelmeye başladı, hayır olamaz yoksa beni dövecek miydi? Aman çok korktum (!) Çocuğun yanında ki 'hey selam yakışıklı ben bayan sürtük tanışalım mı? ' havaların da olan kız "Sakin ol Ekin uğraşmasana şunla" dedi. Şuan Bay Ego'nun adını öğrenmiş bulunmaktaydım ama ilgimi çeken bu değildi. Bayan Sürtük bana 'şu' demişti, kendisi neydi acaba. Kavga çıkarmayı seven biri değilim ama kavga etmeyi seven biriydim. "Bak kızım kavga etmek istiyorsan buyur gel, ama şunu bil ki seninle kavga ederek vaktimi harcayamam. Ayrıca senin burada ne işin var tırnağın filan kırılır git güneşlen sen hatta şuradan birini bul belki sana yağ filan sürer, ha ne dersin bu fikir tatmin edici geldi mi? " diyerek lafımı ortaya koydum. Bayan Sürtük bana anlamamış gibi bakarken "Seninle uğraşamam ya" dedi, tabi bana 10 saniye bakan uğraşamıyor. Ciddileşerek "İstesen de uğraşamazsın" dedim ve konuyu kapadım. Aniden konuya karışan Koray bize dönerek "Neyse ya maç bitti kazanan sizsiniz hakkını verdiniz, helal" dedi ve konuyu cidden kapatmış oldu. Bende denize girmeyi tercih ettim herkesi orada bırakarak denize doğru ilerlemeye başladım, isteyen gelirdi. Koray hemen yanıma geldi ve "Cidden güzel oynadınız tebrikler" dedi aşırı alçak bir sesle bende dalga geçercesine "Ya bu ne panik böyle sanki ilk defa bir kızla konuşuyorsun" diyerek dil çıkardım ve orada durup kalan Koray'a neden durduğunu sordum. Cidden bir değişiklik vardı ve rengi oldukça soluktu. "Birşeyim yok iyiyim ben" dediği anda birşey olduğunu anladım. Yaklaşıp elimi alnına koyduğumda ateşi olduğunu farkettim. Ve aniden "Oha resmen yanıyorsun, manyak mısın oğlum sen madem hastasın neden evde yatıp dinlenmiyorsun ? " diye sorarken "Ne biliyim ben böyle olacağını evden çıkarken sadece başım ağrıyordu ayrıca evde yatsam n'olacak ki? " diyerek cidden sinirimi biraz olsun bozmaya başladı. "Elinin körü olacak Koray, yürü eve bırakayım seni itiraz istemiyorum zaten bende dönecektim" dedim ve Koray'ı çekiştirmeye başladım. Eşyalarımızı alıp arabaya doğru yürümeye başladık. Arabaya biner binmez Koray "Cidden gerek yok ben hallederim sen yoluna devam et" diyerek sinirimi bayağı bozmaya başlamıştı bende arabayı kenarı çekip "Halledersin öyle mi? İn o zaman, suç bende zaten zorlayan benim" diyerek Koray'ı şaşırtmış oldum. Koray birkaç saniye duraksadı ve "Ciddi misin ? " dedi. Koray'a 'sence' bakışı attım ve yola devam ettim. Ama ben nereye gidiyordum ? Koray'a nerde oturduğunu sormayı unutmuştum, kafamı çevirip tam soracaktım ki uyduğunu farkettim. Ayrıca burada bir sıkıntı vardı sağ tarafta uyuyan benim olmam, arabayı kullananın ise Koray olması lazımdı. Ama nerde bana kitaplarda ki hayat, anca bu denk gelir işte. Aklıma bir an Koray'ın o gece söyledikleri geldi, beni hiç görmediğini ama ailemi gördüğünü söylemişti demek ki bize uzak bir yerde oturmuyordu. Bizim evin önüne geldiğimizde Koray'ı uyandırmak için seslendim ve anında uyandı, sanki hiç uyumuyormuş gibi. Koray'a dönüp "Evin nerde? O gece söylediklerin aklıma geldi o yüzden buraya geldim yani sanırım bize yakın oturuyorsun" dedim. Koray "Evet sizin iki yan eviniz de biz oturuyoruz ama çok harika bir sorunumuz var" dedi, ben 'ne var' dercesine baktım ve Koray devam etti "Anahtar kapının arkasındayken daldım ve kapıyı kapattım, evde de kapıyı açacak kimse yok" diyerek aklıma binlerce soru işareti yerleştirdi. Acaba bu bizim eve gelmek için bir bahane miydi ? Saçmaladığımı farkederek 'offfl'ladım ve Koray' a dönüp "Çilingir çağıralım diyeceğim ama o kadar bekleyemeyiz. Neyse, içeri geç" dedim Koray da benden bu lafı bekliyormuş gibi birşey demeden içeri daldı. "Çok ısrar ettin, şimdi gel ve bak bana hasta bir misafirim ben dimi" diyerekten pis pis sırıttı. " Allah Allah, yarım saat önce hani sen hallederdin noldu o haline ? " dedim ve hemen "Geçmişi karıştırma, hasta aklımla söyledim ben onu" diyerek karşılık verdi. "Neyse sen yukarı çık solda ilk odaya gir bir duş al, bende hasta insana neler yapılırsa onları yapayım" dedim ve mutfağa doğru yöneldim. En azından yemek yapmayı biliyordum. Hemen çorba yapmak için birkaç malzeme çıkardım ve çorbayı yapmaya başladım.

Sonunda çorbayı yapmıştım yani fena olmamıştı. İçeri geçip biraz dinlemeye karar vermiştim, tam arkamı döndüğüm sırada bornozlu bir Korayla karşılaştım ve aniden çığlık attım, zaten bugün aylık çığlık atma sayısını bir günde tamamlamıştım. "Sen cidden manyaksın neden sessizce orada duruyorsun insan bir ses verir dimi ? Ayrıca üstüne birşeyler giyseydin fena olmazdı hani, dolapta giyecek şeyler vardı " diye çıkışırken "Ben ne kadar manyaksam sende o kadar çok konuşuyorsun, nefes al ilk önce ayrıca dolapları karıştırmak gibi bir huyum yoktur, sana soracaktım işte"
"Cevabını almış oldun hadi git giyin sonra gel birşeyler ye" dedim ve kafasını sallayıp giden Koray'ın mutfaktan çıkmasını bekledim.

Koltukta oturmuş Koray'ı bekliyordum ve birden telefonum titredi sanırım mesaj gelmişti. Telefonu elime aldığım da annemim mesaj attığını gördüm mesaj da "Neler yapıyorsun? " yazıyordu. Mesaja karşılık olarak "Evdeyim işte oturuyorum siz neler yapıyorsunuz? " diye yazıp yolladım, kısa süre sonra "Bizde iyiyiz dışarda yemek yiyoruz babanla" cevabı geldi. Ardından da "Haberin olsun iki hafta sonra geliyoruz işimiz erken bitecek gibi gözüküyor" yazısını gördüm tam birşeyler yazacakken bir ses duydum, "Koray ! " diye seslenmeye başladım ses gelmedi. Telefonumu alıp anneme "Anne çok sevindim ama ben çok yorgunum kapamam lazım" dedim ve kapattım. Merdivenlerden yukarı çıkarken hala Koray'a sesleniyordum ve hala cevap yoktu. İlk kata çıktığımda bütün kapıların açık olduğunu farkettim hepsine teker teker bakmaya başladım, cidden bu bir oyunsa cidden hoş değildi çünkü ben bunları ilkokulda yapıyordum.

UMURSAMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin