Bazı anlar vardır acı dolu hiç geçmeyen ve günler geçtikçe büyüyen seni yok eden..
Ağustos 2011
Alarm çalıyordu uykunun en tatlı yerinde. Bukre gözlerinde dün geceden kalma yorgunlukla alarma baktı ve kırarcasina kapatmaya çalıştı. Biraz daha uyumak için herşeyini verebilirdi ama kalmak zorundaydi yoksa işe geç kalacaktı. Yatağından kalktı her sabah yaptığı gibi bir bardak su içti ve yüzünü yıkmayı hiç bir zaman alışkanlık haline getirmediğinden üstünü giyinip evden çıktı. Haftasonu işe giden o evde tek Bukre'ydi. Annesi çocuk bakıcısıydı, babası memurdu. Yıldızları hiç bi zaman barışmayan ablası vardı ve Bukre'den küçük erkek kardeşi 5 kişilik bir maa aileydi. Bukre; sessiz, içine kapanık, çok konuşmayı sevmeyen, a-sosyal, gizemli ve sakin bir kızdı. Bu yüzden herkes tarafından çok sevilen arkadaşlarının aileleri tarafından örnek olarak gösterilen biriydi. Ablası Bukre'nin zıt karakterine sahipti. Deli dolu, boş konuşan, herşeyi ben bilirim edali, burnu havada biriydi. Iki kardeş aynı karından ama farklıydılar işte. Bukre iş yerine çoktan gelmişti ve her sabah yaptığı rutin işleri bitirmeye çalışıyordu. Züccaciye de çalışıyordu parası azdı fakat evde kalmaktansa üç kuruşa çalışmak onun için daha iyiydi. Patronu seslendi Bukre'ye:
-Buraya gelir misin işin yoksa?
-Tamam geliyorum abi dedi.
Bukre'nin 4 tane patronu vardı aslında hepsi kardeşti. Onu çağıran en küçükleriydi, ama Bukre'den çok büyüktü. Patronu;
-Dün gece çok çalıştın yoruldun bugün gelmeseydin ben seni idare ederdim dedi.
-Yok iyiyim teşekkür ederim dedi Bukre.
Herkes gibi patronunun bakışı Bukre'ye farklıydı. Kariya kıza düşkün bi adamdı gelen her bayan müşteriye asilmaya çalıştırdı. En son bi bayan arkadaşı gelip ona tokat atmıştı herkesin içinde ama utanma duygusu yoktu kanina işlemişti. Bukre'ye de yanasmaya çalışıyordu ama her seferinde geri çevriliyordu. Dükkanda sadece üç bayan tezgahtar çalışıyordu geri kalan herkes erkekti. Kimi mecburen duruyordu kimi ise gönüllü olarak. Çıkacaktı işten çünkü rahatsız oluyordu patronundan müşterisine kadar herkesin ona takılmasına. Ama her seferinde bugün yarın biri gelir çıkarsın diye bekletiyorlardi. Bukre'nin eli hızlıydı işini yarım bırakmazdı birazda bundan dolayı istemiyorlardi çıkmasını ama kafasına koymuştu. Iş çıkış saati gelmişti Bukre çantasını aldı ve herkese iyi akşamlar dileyerek dükkandan ayrıldı. Yolda kulaklıkla dinlediği son ses müziği yabancı dinlerken bi anda önüne patronu arabayla yaklaştı.
-Bende sizin evin oraya gidiyorum birakayim, dedi.
-Yok Teşekkürler ben zaten arkadaşıma gidiyorum iyi akşamlar dedi ve yürümeye devam etti.
Tekrar geldi bu sefer kafasını deve kuşu gibi camdan çıkararak:
- Oraya bırakırım sorun değil hadi gel, dedi.
Bukre sinirlenmeye başlamıştı ve tam dönüp "Sen kimsinde beni bi yere bırakacaksın!!" demek üzereyken arkadan bi ses;
- "Bukre?" diye bağırdı.
Arkasını döndü baktı ve karanlıkta kim olduğunu secemedi, ona doğru yürüyordu. Bu ablasının arkadaşının sevgilisiydi bi anda mutlu oldu patronundan kurtulmuştu dönüp baktığında patronu tozu dumana katarak çoktan gitmişti. Ali Bukre'nin yanına gelip;
-Kimdi o ? dedi.
-Patronum. Beni eve bırakmak istediğini söyledi bende...
-Ben bırakırım dedi Bukre daha sözünü bitirmeden.
Ali Abisinin arabasının yanına gelmişlerdi. Bukre her zaman alışkanlığı olan arka koltuğun kapısını açmaya yeltendi ama Ali:
-Niye oraya oturuyorsun gel öne bin anlat şu patron meselesini dedi.
Bukre elinde tuttuğu arka koltuk kolunu bırakıp hiç yapmadığı bişey olan bi duruma doğru adım attı ve ön koltuğa oturdu. Çok tedirgindi babasının arabasında bile ön koltuğa oturmazdi alışkanlığını bugün bozmuştu. Ali;
-Ee anlat bakalım dedi.
-Ne anlatayım?
-Bu patron ne ayak? diye sordu alaycı bir şekilde. Bukre;
-Beni eve bırakmak istediğini söyledi bizim evin oraya gidiyormuş. Bende "Yok arkadaşıma gidiyorum ben zaten dedim" o arada da sen geldi Ali abi.
-Arkadaşına mı gidiyorsun? dedi Ali.
-Hayır! dedi Bukre gülerek.
Ali'de güldü çünkü Bukre'yi oda iyi tanıyordu kimseyle alakası olmadığını, herkese soğuk ve mesafeli davrandığını... Bu davranışları Ali'nin de hoşuna gidiyordu çünkü sevgilisi yaşı kendisiyle aynı olmasına rağmen çocuk gibi davraniyordu. Ali;
-Eve geç kalmazsan bi tur atalım sohbet ederiz dedi.
Bukre kolundaki saate bakarak;
-Olur dedi.
Ali Bukre'ye karşı farklı duygular besliyordu. Bukre'yi tanıyan her erkek gibi onunla vakit geçirmek için can atıyordu, gözlerinde ki o hiç eksilmeyen ışıltıyı biraz daha fazla görebilmek uğruna bahaneler üretiyordu... Bukre;
-Fatoş abla nasıl iyi mi? Uzun zamandır görüşemedik işten geç çıkıyorum dün doğum günüydü facebook'tan kutladım. Hediyeni ablamgil aralarında hala konuşuyorlar ne güzel düşünmüşsün Ali abi ona doğum gününde evlenme teklifi ederek dedi. Ali kısık bir ses tonuyla;
-Evet iyi evdedir dedikodu yapıyordur internette arkadaşlarıyla dedi.
Bukre'nin bu konuda soru sorması onu sinirlendirmisti. Çünkü ona karşı farklı bakıyordu ve onun sevgilisinden bahsetmesi hoşuna gitmemişti. Bukre biraz şaşkın biraz tedirgin bir halde;
-Artık eve gitsem iyi olacak annem merak eder dedi. Ali biraz içkiydi dönüp Bukre'ye baktı ve arabayı daha hızlı sürmeye başladı. Bukre korkmaya başlamıştı hiç bilmediği görmediği yerlere götürmüştü onu ve karanlıktı her yer... Bukre;
-Ali abi geç oldu benim eve gitmem gerek artık dedi. Ali;
-Bana abi deme!! Görmüyor musun sana aşığım yanımda kal nolur biraz daha yüzünü görmekten beni mahrum etme dedi.
Bukre çok şaşırmıştı. Böyle bi konuşmayı hiç beklemiyordu hele ki Ali abisinden.. O onun abisiydi ablasının arkadaşının sevgilisiydi ve ona hiç o gözle bakmamisti. Bukre;
-Beni evime götür duymak istemiyorum tek kelimeni kendinden utanmalisin dedi. Ali arabayi bir dağın başına çıkarmaya uğraşıyordu ve Bukre'nin sözlerine delirmisti. Bukre;
-Arabayı durdur inicem dedi ağlayarak..
Ali'nin sanki gözü dönmüştü arabayı deli gibi kullanıyor Bukre ağladıkca daha da sinirleniyordu. Bukre ön koltuktan arka koltuğa geçti ve hickirarak ağlamaya devam etti. Arabanın kapısını açmaya çalıştı ama Ali kapıları kilitlenmişti Bukre çaresizce Ali'ye hakaret ederek ağlamaya devam ediyordu. Ali sonunda arabayı durdu ve oda arka koltuğa doğru geçmeye çalıştı. Bukre ona vuruyordu umarsizca..
-Defol!! Yaklaşma bana iğrenç bi yaratiksin sen!! Benden uzak dur gelme diyerek ona vurmaya devam ediyordu. Ali;
-Bukre seni istiyorum hemde çok sana aşık oldum dedi.
Ali arka koltuğa geçmiş ve bukrenin ellerinden tutuyordu ona sarılıyor onu öpmeye çalışıyordu. Bukre;
-Bırak beni Allahın belası diyerek çırpınmaya devam ediyordu gözlerinden akan yaşlar çaresizliginin belirtisiydi. Ali Bukre'nin ellerini kilitlenmiş gibi sıkı sıkı tutuyordu ve onu uzatmaya çalışıyordu. Bukre böyle bişeyle hiç karşılaşmamisti o kadar acizdi ki bir erkeğin karşısında sadece ağlıyordu artık sözler bitmişti kelimeler saklanmış diline gelmiyordu. Ali Bukre'nin üzerinde olan tişörtü çıkarmaya çalışıyor ve ona;
-Benim olacaksın seni istiyorum diyordu..
Ali amacına ulaşmak üzereydi çok istediği arzuladığı Bukre kollarindaydi ve ne yaparsa gücünün yetmeyecegini biliyordu. Kendi üzerindeki tişörtü de çıkardı ve Bukre'yi büyük arzu ve istekle öpüyordu hayatında hiç kimseyi bu kadar istememisti. Bukre ağlayarak ağzından çıkan tek sözü tekrar edip duruyordu "Nolur yapma!!!" umarsizca tekrar etti bu sözü ama faydasızdı Ali'nin onu bırakmaya hiç niyeti yoktu.. Bukre hayatında ilk defa böyle bişey yaşıyordu bugüne kadar hiç bir erkekle el ele bile tutusmamisti ve bunun çok ötesinde olan şeyi şuan yaşıyordu ve çaresizdi.. Ali pantolonunu çıkardı ve Bukre'nin pantolununu çıkarmak için bacaklarına doğru eğildi. Artık ikiside çıplaktı tenleri birbirine değiyor ve bu Ali'yi mutlu Bukre'yi ise kahrediyordu... Bukre için hayat durmuştu nefes almıyor yaşamıyordu o an ölü gibi yatıyordu ama ölülerden tek farkı ağlamaya devam ediyordu.Iliklerine kadar hissediyordu acıyı. Bedenin olan acı umrunda bile değildi kalbinde ki yara onu bastırıyordu...