Ölüm olmayacak ama BERDEL OLACAKTIR!!

27.7K 605 54
                                    

Sabah ezan sesiyle uyanmak bir başkaydı. Yatağımdan yavaşça doğrularak oturur hale geldim. Bugün göl kenarında en yakın arkadaşlarımla çamaşır yıkayacağız. Ne kadar eğlenceli demi! Yatağımın hemen baş üstünde bulanan duvar saatime baktım. Saat daha 5 idi . 



Yataktan çıktım ve odamda bulanan lavaboya girdim. Rutin işlerimi hallederek lavabodan çıktım. 



Dolabımın karşısına geçerek. Mavi dar uzun kollu tişörtümü aldım ve ayaklarıma kadar uzanan eteği alarak dolabı kapadım.




Üstlerimi giyindikten sonra çekmecemi açarak beyaz tülbent'imi çıkardım ve gelişi güzel bağladım. Annemin bana ördüğü beyaz yeleği de giyindikten sonra terliklerimi de giyindim ve aynanın karşısına geçerek kendimi süzdüm. Süzme işim bittiğinde hızlıca odadan çıktım.



Avluya çıkan merdivenlerden koşarak indim inerken mutfak görüşüme girmişti. Çalışanlar kahvaltı hazırlamaya başlamıştı. Yanlarına gitmeyi düşünürken yukarı büyük salondan babamın bağırış seslerini duydum. Bu bağırış normal bağırış değildi.



 Hızlıca koşarak indiğim merdivenlerden tekrar koşarak çıktım. Tam büyük salona girecekken aralık kapıdan salonda en büyük ve soylu aşiret ağaları vardı. Bunların burada ne işleri var diye düşünürken yerde dizlerinin üzerine çökmüş Ahmet ağabeyimi gördüm daha dikkatli baktım ağabeyime gördüğüm manzarayla şok oldum. Ağabeyimin yüzünün üstünden resmen tır geçmiş gibiydi. Bu beni korkutmuştu. Aşiretin en soylusu ve en yaşlı adam ağır aksanıyla konuştu. 

"Ahmet bunu sana yakıştırmamışam sen babandan sonra ağa olacak kişiydin. Diğer soylu bir aşiretin kızını kaçırmak da neyin nesidir." 

Bir dakika ben şok.

Babama kaydı gözlerim bana bakıyordu. Gözleriyle bana sanki "ne yapıyorsun burada çabuk git biri görecek" der gibiydi. 

Tam arkamı dönüp gidecekken. En yaşlı adamın sözünü duydum. 

"Ölüm olmayacak ama BERDEL OLACAKTIR." dedi 


Ben ise duyduklarıma anlam kazandırmaya çalışıyordum. Ben bu ailede tek kızdım ve berdel ise takas gibi bir şeydi onlardan kız alınıyorsa bizden de bir kız oraya gidecektik tek kız olduğuma göre ben gidecektim. 


Gözlerimden bir yaş aktı. Ağaların kalktıklarını duyunca hızlıca avluya indim. Yardımcımız Fatma sultan beni görünce koşarak yanıma geldim. 

"Kuzum Durum iyi misin betin benzin atmış yavrum ne oldu" dedi 

"Yok bir şeyim Fatma sultanım kirli çamaşırları versene bugün arkadaşlarla gölde çamaşır yıkayacağız hem aradan çıkmış olur"


Fatma sultanım benim ölen anamdan sonra ana dediğim kişiydi. Kirli çamaşır dolu çuvalı bana vererek saçımı eliyle okşadı ve mutfağa geri döndü. 


Çuvalı sırtıma aldım ve büyük ahşap kapıdan çıktım. Şanlıurfamın havası bir başkadır. İnsanı , suyu , havası ve toprağı. Hızlıca etrafa bakmadan göle geldim. Ayşe,Reyhan ve Rabia büyük kayanın üzerine oturmuş beni bekliyorlardı. 


Koşarak onların yanına gittim. Bu 3 can dostum olmasa ben ne yapardım bilmiyorum. 


Biraz sohbet ettikten sonra gölden kovayla su taşıyarak büyük kazana döktük suyun için çamaşırları beklettikten sonra çıkarıp sabunla çitiledik. Akşama kadar çamaşırlarla uğraşmıştık bu az olsa da kafamı biraz dağıtmamı sağlamıştı. Yıkanış temiz çamaşırları çuvala doldurarak kızlara veda ettim ve hemen eve doğru yürümeye başladım.


Evin önüne geldikten sonra çuvalı sertçe yere bıraktım daha büyük ahşap kapıdan geçmemiştim korkuyordum. Yardımcımız Mahir abi hemen yanıma gelerek çuvalı sırtlayarak içeri girdi arkasından ben girdim. Anam bu diyardan göçüp gittikten sonra aslında bende göçüp gitmiştim sadece her sabaha kalkıp evde oturup akşam odama çıkıp yatıyordum bir ruhtan farkım yoktu. 


Şuan tam 17 yaşıma yeni girmiştim. Daha bir çocuktan farkım yoktu. Ben Duru Çapaoğlu babam en büyük aşiretlerin arasındadır. Daha tam 2 yıl önce anasını toprağa vermiş bir çocuğum. Ben daha oyuncak ayımla yatarken şimdi ise canlı erkek biriyle aynı yatakta yatacaktım. Ah ben abim hiç mi düşünmedin. Bu ailede tek kızım tam 6 tane ağabeyim var. Her ne kadar ailenin göz bebeği olsam da ağabeylerim bana küçükken seni vermeyeceğiz kimseye sen bizim anamızın gözlerini saçlarını taşıyorsun deseler de.Şimdi hepsi nerede bunların hepsi sadece bir kelime miydi. 

Sanki annemi hissedecek , görecek ve duyacak bir şekilde başımı yukarı kaldırdım sessiz fısıltı bir şekilde fısıldayarak konuştum. "Anam deniz gözlü anam neredesin bak kızın ne halde çok özledim seni ana çok. Saçlarımı tarayıp öpüp koklayışını neredesin anam bak kızın gidiyor bu evden verecekler beni çocuk yaşta evleniyorum. Aynı senin gibi ana. Benim hayallerim vardı. Hepsini alıyorlar bir daha geri vermeyecek bir şekilde.." daha fazla dayanamayarak ağlamaya başladım kimse görüp duymasın diye koşarak odama çıktım. 

Hemen geceliğimi giyindim ve yatağa girdim.Bugün akşam yemeğine inmeyecektim. Berdel konusunu düşünürken belki babam izin vermemiştir düşüncesiyle gözlerimi kapattım. 


Merhaba bu benim ilk töre ile ilgili hikayem yanlışlarım olursa kusura bakmayın umarım beğenirsiniz.. Ve beğenmeniz sadece 1 saniyenizi alır sadece küçük yıldıza basmak. iyi okumalar ...  :))) 


BerdelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin