Strangers in the night exchanging glances
Wond'ring in the night
What were the chances we'd be sharing love
"Benden bu kadar." Yatakta yatan genç kız hızla üzerindeki yorgandan kurtulup ablasının odasına doğru ilerledi.
Kapıyı tıklatınca karşılık alamayan kız kapıyı kırarcasına girdi.
"Abla!" Yataktan gelen homurdanma evet anlamına geliyordu.
"Tanrı aşkına, gecenin üçü ve senin kahrolası gramofonun susmak bilmiyor!"
Genç kız uykulu bir şekilde yakınırken ablası yatakta doğrulmuştu. "Gramofon mu? Komşunun falan olmasın?" Ablası kafasını kaşıyarak yataktan ayrıldı.
"Eminim Theressa salondan geliyor işte." Abla, kız kardeşine tedirgin bakışlar atmaya başladı, aklından frank sinatra şarkısını atamıyordu.
"Theressa... Sen, iyi misin?" Kız kardeşi yavaş adımlarla ablasına yaklaştı. "Medea," Theressa derin nefes alıp devam etti."Bizim bir gramofonumuz yok."
Medea ablasının koluna vurup güldü. "Komikti kardeşim, şimdi git ve lanet olası gramofonunu kapat."
Küçük kardeş odanın kapısını sertçe kapatarak kendi odasına doğru ilerledi.
Theressa, titreyen elleriyle telefonunu aldı. Şarkı kulaklarında çınlıyordu, Parmakları 9 1 1 tuşları üzerinde gezdi.
"Alo polis, sanırım evimde biri var." Gramofonun cızırtılı sesi kesildi. Bir ses şarkıya devam etti.
Adım sesleri, şarkı sesiyle beraber yaklaşıyordu. "Yerinizi ve ne olduğunu söyleyebilir misiniz hanımefendi?"
"O şarkıyı söylüyor... Onun olduğunu tahmin etmeliydim." Theressa sığabileceği tek yer olan yatağın altına girdi.
"Hanımefendi bizi bu tür şeyler için oyalamayın." Polis telefonu kapatmadan önce Theressa'nın sesi duyuldu,"o burada." Mâlesef bunu polis duymamıştı. Theressa ağzını kapatarak ağlamamaya çalışıyordu.
Bir çift siyah botla karşı karşıya geldi.İçinden lütfen alta eğilmesin diye dua ederken telefondan tekrar 911'i aradı. Planı, telefon açılır açılmaz aşağıya doğru koşmaktı.Planını başı başarılı olmuştu. Hızla bir odaya girerek kapıyı kilitledi ve üzerine koltuğu yasladı. Bağırıp kardeşine seslenmek istiyordu, ancak yerinin belli olma korkusuyla bağıramadı.
"Hanımefendi daha ne kadar diyeceğim burası eğlence hattı değil, 911'i meşgul etmeyin!"
Telefon daha Theressa ağzını açamadan kapanınca, kız kardeşini aramak aklına geldi. Telefonun çalışını duyabiliyordu ancak cevap gelmiyordu. Genç kadın yere oturup ağlamaya başladı. Ellerini saçlarının arasından geçirirken ne yapabileceğini düşündü.
Filmlerde gördüğünde güldüğü 'dışarı çıkıp özür dileme' sahnesi ona en cazip gelen sahneydi. Belki beni affeder?
Kapı tokmağının döndüğünü gördü. Kalbi yerinden çıkarmışçasına hızlı atıyordu.
Duvara sırtını öbür tarafa geçirmek istermişçesine dayamıştı. Kapı hızla açıldı, koltuk Theressa'nın dibine fırlamıştı.
Onu gördü. Ürkütücü suratını, siyahlar içinde kaybolmuş bedenini.
"Özür dilerim lütfen beni affet, her istediğini yaparım lütfen!" Theressa lütfen diye sayıklayıp ağlıyordu.
O, koltuğa oturdu. Genç kadın korkulu gözlerle ona bakıyordu.
"Bana ne yapacaksın?"
"Şarkıyı söyle."
Genç kız ağlayarak karşısındakine baktı. "Ben... ben çok özür dilerim, eğer seni-"
"Şarkıyı söyle. " Koltukta oturan ısrarcıydı, genç kız ağlayarak devam etti.
"Strangers in the night." Çığlıkla genç kızın şarkısı kesilmişti. Kolundaki bıçağa baktı. Çıkarmaya çalıştı, daha çok acıyınca çığlık atarak elini çekti.
"Theressa!" Kardeşi kapıyı yumrukluyordu. Odası dışarıdan kilitlenmişti.
"Medea!" Çığlıklar içinde bağırarak konuşmuştu Theressa.
Kız kardeş 911'i arayarak acil yardım çağrısında bulunmuştu. Ablasının kesilmeyen çığlıkları onu çileden çıkarıyordu.
***
Kapı kırılarak açıldı. Polisler, yerde yatan Medea'yı kaldırdılar ve üzerine battaniye sardılar.
"Hanımefendi," Dedektif Gordon karşısındaki kıza üzüntüyle baktı."ablanız burada değil... Elimizde sadece kırılmış bir kapı var."
Medea anlamaz gözlerle polise baktı. "Sizin için zor olduğunu biliyorum ama, olayları tam olarak anlatabilir misiniz?"
Genç kız ağlamaktan harap olmuş gözlerini sildi. " Ben, sadece gramofon vardı ve bir de Frank Sinatra şarkısı."
Gordon derin nefes aldı,"Ablanız için kayıp haberi vereceğiz. Yapmanız gereken tek şey memura ifadenizi vermek."
Genç kız başıyla onaylayınca, Gordon amirin yanına ilerledi.
"Ne diyor?" Amir telsizini cebine koyarken konuştu.
"Frank Sinatra şarkısı ve gramofondan bahsediyor."
"İyi de dedektif Gordon onların bir gramofonu yok."
[Y/N] merhabalar, bu hikayem taslakta duruyordu ama sonra panoma yazan tatlış bir kızın sayesinde aklıma geldi ve tekrar gün yüzüne çıkarayım dedim (75.çıkarışım olacak)