Dönemin padişahı Sultan II. Mimar Sinan'a şanına yakışır bir inşa etmesini buyurmuş. Sinan hemen kolları sıvamış Selimiye'ini yapmaya başlamış. Temeller kazılmış iskeleler kurulmuş. Çalışmalar sürerken Mimar Sinan bir gün elinde bir yumurtayla çıkagelmiş. Kendi kendine bir şeyler mırıldanıyormuş, aklından hesap yapıyormuş gibi bir hali varmış. Sonra eğilmiş ve yumurtayı inşaat kumuna kırmış ve başlamış karıştırmaya...Görenler şaşırmış tabii.
Bir müddet sonra:
– Tüm inşaatta bu harcı kullanacağız.
Diye buyurmuş. Sırf bu harç olayı için Edirne Karaağaç'ta bir çiftlik kurdurtmuş. 30.000 tavuğun her gün düzenli olarak yumurtaları toplanıp kumla ve kille karıştırılıp camide kullanılmış.
İnşaat hızla ilerliyormuş. Ama Mimar Sinan bir gün ortadan kaybolmuş. Her yeri aramışlar ama Mimar Sinan'ı kimse bulamamış. Tam 8 yıl sonra Mimar Sinan çıkagelmiş. Caminin kaldığı yerden devam etmesini buyurmuş.
Sultan Selim inşaatın 8 yıl beklemesine çok sinirlenmiş:
– Tez getirin Sinan'ı diye buyruk çıkartmış.
Sultan Selim bu tüm saray efradı korkudan tir tir titriyor, Selim'in gazabından korkuyorlarmış. Mimar Sinan gayet sakin huzura çıkmış. Selim:
– Anlat.
Demiş sadece. Gözlerinden şimşekler çakıyormuş. Hazır olmasını buyurduğu celladın eli kılıcının kabzasına gitmiş. Sinan kendinden emin temelin sağlam olması için gerektiğini söylemiş ve eklemiş:
– Hesaplarıma göre 8 yıl gerekiyordu.
Demiş.
Sultan Selim eliyle cellada dur işareti vermiş ve Mimar Sinan'ın dehası karşısında diyecek bir şey bulamamış.