Kaseti televizyona yerlestirdim. Kalbim çok hızlı çarpmaya başladı.
Bundan sonra her şeye hazırdım.
Televizyonda hiç beklemediğim birisi çıktı.
Elaya amberdi bu. Yine aynı kırmızı elbisesi vardı karanlıktan koyu kırmızı görüyordum. Bir ormandaydı sanki arka planı aşırı korkunç bulmuştum.
Televizyon ekranına iyice yaklaşmıştı.
Kırmızı gözleri vardı gözlerin altında morluklar vardı. Saçları aşırı düz ve mattı. Ağızından kanlar akıyordu.
Korkudan yorgana sımsıkı sarıldım.
Ağzından kanlar akması onun konuşmasını engelliyor gibiydi tiz bir sesle bana şunları söyledi
"Sende benim gibi olacaksın!"
Kaset ani bir biçimde kapandı bu söz benim hiç hoşuma gitmemişti. Hatda beni sinirlendirmeye yetmişti.
Bu olanlarin hepsi şermin teyzenin suçuydu gamzeyle tanıştığım gün aklıma geldi
Kahretsin! Ben tanıştırmıştım gamzenin annesini!
Yo yo bunlar şermin teyzenin suçu yoktu bunların hepsi benim suçum!
Gamzeyle ben tanışmıştım. B-bu benim suçumdu!
Sinirden yastığı yolmaya başlamıştım gamzeye olanları anlatmamam lazımdı. Peki korku kameralar yazarı, onada olanları anlatmış ve onunda hayatını tekrardan karartmıştım.
Gamzeyi öldürürsem tekrar hayatıma dönebilirdim bunu çok iyi biliyordum peki niye yapmıyordum?!
Asıl sorun buydu onla kan bağımız filanda yoktu. Onu öldürdükten sonra vicdan azabından belkide ölecektim acılar içinde...
Ama bu olanlardan sonra acıyla ölmek beni artık korkutmuyordu kendimi salmıştım. Hayatımda görmediğim korkuları tatmıştım bu olanların sonu değildi bu korku bu acı devam edecekti!...
Elime bir bıçak tutuşturmuştum.
Bunu ne kadar yapmak istemesemde bacaklarım buna izin vermiyordu!
Otel koridorunun içinde dısari doğru ilerlemeye başladım elimdeki bıçağı herkes görüyordu. Yanımdaki korkuyla bakan insanlara baktım. Umursamıyordum umursamıyacaktım.
Bir an durdum. Şermin teyzenin bana verdiği kaset aklıma gelmişti. Kasetin sonunda gamzeye zarar verme olur mu diyordu.
Gözlerimden yaş gelmeye başlamıştı. Ağlıyordum.
Elimdeki bıçağı zor tutmaya başlamıştım. Bacaklarım beni ilerlemeye zorluyordu. Aklıma annem babam gelmişti ikiside beni umursamıyordu annemin suçu yoktu aslında sorun babamdaydı!
Televizyonlarda eli bıçaklı bir kişi otelde dolaşıyor dese ve babamda beni öyle görse ne yapabilirdi ki beni evlatlıktan reddetmişti. Hapishaneye gelip beni bi para karsiliğindamı alacaktı
Ah yapma be duru seni kim bu kadar düşünüyor!
içimdeki kinle otelden çıkmıştım. Gamzenin nerde olduğunu çok iyi biliyordum. Daha çok yanlız kaldığında gideceği yerdi. Bu yer ağacın üstünde bir evdi. Daha çok ahşap odundan yapılmıştı tek bir oda vardı.
Oraya vardığımda içimdeki kin biraz da olsa dinmişti evin penceresinden beni gördüğüne çok sevinmişe benziyordu merdivenlerden inmeye başladı. İçimde bir korku oluştu
Ya elaya amber bana doğru geliyorsa diye düşündüm ve tam bana sarılacakken elimdeki bıçağı tehtit edermişcesine ona doğrulttum
"Yaklaşma seni pislik!"
"Duru kendine gel benim gamze sana çok önemli haberlerim var eminim sevineceksin"
Bu sözleri duyduktan sonra içim kan ağlamaya başladı. Beni bu kadar seven bir kişiye bıçak doğrultuyordum!
Gamze bu sözleri söylerken bile tedirgindi
Benden mi korkuyordu!
"Gamze sana olanları anlattım lütfen!"
"Duru sana yemin ediyorum benim daha ne söyleyebilirim!"
Bir kere yemin etmişti ve çok dürüsttü. Ağlayarak ona sarıldım o da ağlıyordu sanırım
yo yo gülüyordu!
Arkadaki ormanlığı kasetdeki ormanlığa benzetmiştim.
Korkudan ne yapacağımı şaşırdım.
Hayla sarılıyordum o pislik varlığa sarılıyordum!
Belki de bu benim için iyi olacaktı. Anlamamış gibi yapıp onun amacını öğrenebilirdim
Kollarının arasından zar zor kurtuldum. Bana sırıtıyordu o gülme sesini duymasam bile anlayabilirdim bana böyle boş yere sırıtmazdı.
İşaret parmağıyla bana yukardaki evi gösterdi. Çıkmamı istiyordu galiba?!
O da ne sağ elinde tam 6 parmak varken, sol elinde tam 7 parmak vardı toplam...
Galiba batıl inançlara inanmaya başlamıştım.
Sorun parmakları değildi. Yukarıya çıkmamı istiyordu!?
"Gamze benim yükseklik korkum var olmaz lütfen aşağıda konuşalım"
Ne yani yukarıda tamam kaçamayacaktım da aşağıda nereye kaçabilirdim ki buraya boktan bir iş için gelmiştim ve düştüğüm durum beni çileden çıkartıyordu.
Resmen ormanlıkta kaybolmuştum!
İkimizde yere çömelmiştik bir şeytanla konuşmak ne kadar güzel olabilir ki?!
"Ee gamze ne diyordun sevindirici haber verecektin?"
"Kaçabilirsin!"
Nasıl yani anlamış olamaz!
"Gamze neyden bağsediyorsun sen?"
"Git!"
Anlamıştı kesinlikle! Sakin olmalıydım beni öldürmek isteyen biri bana git diyordu öylemi!?
Yüksek sesle ayağa kalkarak ona bağırmaya başladım aynı zamanda ağlıyordum"Benimle neden uğraştığını gayet iyi biliyorum ama her seni konuşana musallat olamazsın biliyormusun buraya seni öldürmek ve bu yaşananlardan kurtulmak için geldim ama sırf gamzenin içine girdiğin için bunu yapamadım ve şu an senin gamze olmadığını iyi biliyorum ve yanımda bir bıçak taşıyorum!"
"Bunu istiyerek yapmıyorum!"
"Neden bunları sana kim söylüyor!"
"Televizyondakiler!"
"Onun kim olduğunu söyle seni oldürmeyeceğim!"
Tehtit edermişcesine bıçağı ona salladım. Şu ana kadar öldürmüş olmalıydım ama içimdeki merak bua izin vermiyordu!...